Dikkat ettiniz mi son yıllarda İstanbul’da evsizler nasıl da çoğaldı... Oraya buraya konuşlanan Suriyelileri saymıyorum, gerçek anlamda evsiz olup belki de yıllardır sokaklarda yaşayanlardan söz ediyorum.
Onunla yıllar önce bir meyhanede tanışmıştık. Bir gece muhabbetin ortasında, önüme bir kitap koydular, sevgili Vefa Zat’ın rakı adabı ve eski rakı markalarıyla ilgili bilgiler içeren bir kitabıydı. Şöyle bir karıştırınca sayfalarını Bilecik Rakısı çarptı gözüme.
Siz bu yazıyı okurken seçimler gerçekleşmiş, olan olmuş, biten bitmiş, seçilen seçilmiş olacak. Ama ben yazarken hâlâ seçim öncesi antipatik propaganda tantanaları devam etmekte.
Sevilen Patrik Mesrob Mutafyan’ın ruhu, 10 yıl süren ve onun gibi dinamik, onun gibi hayat dolu bir insana hiç yakışmayan amansız bir hastalıktan sonra özgürlüğüne kavuştu.
Geçenlerde internette, isimlerimizin yani Ermeni isimlerinin yanlış anlaşılmasından doğan sıkıntılarla ilgili tam benlik bir yazı takıldı gözüme. Bu dertten ne kadar muzdarip olduğumu ve bu konuya nasıl takık olduğumu herkes bilir.