Ada konulu Adalar Dergisi makaleleri - Adalı Dergisi
Oysa biz sadece "insan" olmayı, dostluğu, paylaşımı, yoklukta gönül bağlarını bilerek büyümüşüzdür. Dünyanın ortasında; kanadı mavi martıların çırpınışlarını, çocuk kalbimizi, masumiyetimizi gözlerimizde saklamaya çalışıyoruzdur. Belki de adalı olmak budur sadece.
Adalı dergisi yazarlarından H. Can Yücel, 7 yıllık bir çalışmanın ardından geçtiğimiz ay “Ada’ya Yolculuk” adıyla bir kitabı yayımlandı. Adalı Yayınları’ndan çıkan kitap, sevgili Yücel’in Marmara Adası üzerinden denizciliğimizin tarihi olarak okunabilir. Kitabın henüz dumanı üstündeyken Can Yücel ile kitabın hazırlık öyküsü de dahi olmak birçok şeyi konuştuk.
Peki modanın çınarı olarak nitelenen Faize Hanım kimdi? 92 yıllık hayatına neler sığdırmıştı? Neden bu kadar önemliydi ülkemiz için?
Bazı mekânlar vardır ki yaz mevsiminin habercisi, olmazsa olmazıdır adeta. Yıllardır misafirlerine kalitesinden ödün vermeden hizmet eden ‘Birol Restaurant’ bunlardan ilk akla gelenidir şüphesiz.
Maden İlçesi ile Marmara Adası arasındaki benzerlikler sadece binlerce yıllık tarihleri, sömürülen yeraltı kaynakları ile sınırlı değil. Mit ve efsaneleri de benzer birbirine.
Kıyıya paralel, beyaz badanalı yemyeşil bahçe içinde zakkumların süslediği unutulmuş tek katlı bir ev. Bu evin sahibi; adalıların gönlünde taht kuran uzun yıllar tüm sevenlerine İstanbul Radyosu’ndan seslenen Eşref Şefik’ten başkası değildir...
Konunun biz Adalıları en fazla ilgilendiren kısmı, sanırım adalarda sürecin uygulama ve özgün koşullara göre çözüm üretme tarafı. Komşuda ana kararlar merkezi hükümet tarafından alınıyor ve kriz yönetimi uygulanıyor.
Olağanüstü bir süreç geçiriyoruz. Hem devlet hem de yerel yönetim olarak aldığımız öncü tedbirler sayesinde bugüne kadar Bozcaada’ya bu salgın bulaşmadı. Bununla birlikte son günlerde vaka sayılarındaki artış hızının düşmesinin bir rehavet getirmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Ağaçlar ayakta ölür sözü ne kadar da doğrudur... Tarihi yüzyıllara dayanan çınar ağaçları, dallarının altında nice medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Bozcaada’nın film platosu olarak kullanılmasından sonra turizm alanında büyük gelişme kaydettiğini düşünürsek, belki Marmara da bu şekilde makûs talihini yener ve içinde bulunduğu kısır döngüden sıyrılır.