Pazar, 01 Şubat 2015 19:55

Bir asırlık dostun ızdırabı

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Fotoğraf: Ahmet Tanrıverdi Fotoğraf: Ahmet Tanrıverdi

Büyükada vapur iskelesinden ilk defa para verip vapura binerken yaşım 11, yıl 1955 idi. Bilet ücreti de 6 kuruştu. O yılın Eylül ayında Heybeliada Ortaokulu’na başlamıştım. Gidiş dönüş vapur ücretim 12 kuruş, öğle yemeğim; sınıf arkadaşım Ali Rıza Çukur’un babasına ait lokantada bir tabak dolusu etli patates, çeyrek ekmek ve bir şişe 20 santilitrelik Taşdelen suyu karşılığında 30 kuruştu. Babamın verdiği 50 kuruş harçlıktan arta kalan 8 kuruşu 5 gün biriktiriyordum. Bizim zamanımızda cumartesi günleri yarım gün öğretim yaptığımızdan babam o gün yol parası olarak 12 kuruş verirdi. Haftada biriktirdiğim 40 kuruş ile şekerleme ve çikolata alır, içlerinden çıkan futbolcu fotoğraflarını biriktirir, Pavli veya Ahmet Şener’den verilen kartelâlara yapıştırıp, mahalli lig takımlarının renkli A/3 ebadındaki posterlerine sahip olurduk. Akasya Oteli’nde devre arası kamp yapan Beşiktaş ve Fenerbahçe futbol takımlarının oyuncularına bu posterleri imzalatırdık.bir asirlik dostun izdirabi 01 280xFotoğraf: Ahmet Tanrıverdi

Geçenlerde şiddetli lodostan vapur ve motor seferleri iptal edilince, ister istemez öğretim yıllarımda iptal edilmeyen ve her şartta yapılan vapur seferlerini hatırladım. Yüzyıldır hizmet veren koca binayı kısırlaştıran cüce yöneticilerini düşünürken gök gürültüsüyle beraber iskele binası konuşmaya başladı.

“Benim yaşım 100. Benden öncesinden bahsedeyim önce. Adalar’a mavnalar, çektiriler, peremeler ve pazar kayıklarıyla adam taşınırdı. İstanbul’daki iskele Tophane ve Eminönü’ndeydi. Sabah Büyükada’dan kalkan kayıklar diğer Adalar’a uğrayıp, saat 14.00’te dönüş için hareket ediyordu. Büyükada’daki iskele, şimdiki Belediye binasının önündeki kayalara kadar denize çakılı kazıklar üzerindeki tahta geçitti. O zamanlar Adalar’a sefer sayısı bir ara 14’e kadar çıkarılmıştı

1843 yılında Padişah Abdülmecit, Hazine-i Hassa Vapur İdaresi’ni kurdu. Üç yıl sonra 1846’da ilk vapur Ada’ya çalışmaya başladı. Bu arada şirketin adı; Fevaid-i Osmaniye* olarak değiştirildi. 1851 yılında Boğaziçi seferleri için bünyesinde ayrı bir işletme kurup adını Şirket-i Hayriye koydu. Fevaid-i Osmaniye de Kadıköy, Adalar, Yeşilköy seferlerini üstlendi.

O günlerin önemli gazetelerinden Takvim-i Vekai’nin 20 Temmuz 1860 sayısındaki ilanda Adalar vapurlarının ücretlerinde indirime gidildiğinden bahseder. Bugün böyle bir şey olabilir mi? 1869 yılında Bahriye Meclisi Adalar’a vapur seferlerini iptal ediyor. Bu dönem zarfında idarenin başında Büyükada’da oturan Con Paşa vardır. Yedi lisan bilen, deniz ticaretinden iyi anlayan, Türkçeyi çok iyi konuşan Karamanlı Con Paşa zamanında idare hep kâr etti. Bilahare Nazır muavinliğine seçildi ve 1908’e kadar görevde kaldı

İskelede memurlar polis ve inzibatİskelede memurlar polis ve inzibat1899 yılında, eski iskelenin devamlı tamir edilmesinin yarattığı ağır masraf düşünülerek, İzmit Bahçecik doğumlu Büyükada’da ikamet eden Mimar Mihran Azaryan’ın çizimiyle, İstanbul Ordu Levazım Reisi Topal İsmail Hakkı Paşa idaresinde benim yapımıma başlandı ve 1915 yılında hizmete başladım. Alt katımda 8 dükkan, 4 bilet gişesi ve 1 antre, 3 salon, 2 tuvalet ile deniz tarafında vapurların yanaşacağı açık saham vardı. Üst katımda 3 kapalı salonum ile 2 açık terasım ve tuvaletlerim vardı. Önce taş bloklar ile zeminim oluşturuldu, binamın yapımından önce üzerimde bir biletçi kulübesi vardı.

Üst katım sinema, pastane, Cumhuriyet Halk Fırkası, Adalar Gençlik Kulübü, Cumhuriyet Halk Partisi, diskotek, Turing ve Beltur olarak kullanıldı. Alt katımda sandviççi Veral, berber Kosta, çiçekçi Todori, lostracı Gogo, ipek kravatçı Mümir, gazete ve kitap bayi Hrisafi, Denizcilik Bankası, hediyelik eşyacı Nuri, büfeci Necdet, fotoğrafçı Taylan, telefoncu Ömer, şekerlemeci Ali Rıza, Kadınlar Birliği, baklavacı Mamed Ağa, Belediye Zabıtası, Emniyet noktası ve turizm ofisi olarak kiralanıp kullanılıyor.Eski iskelenin kayalıklarında Cavit Orhan ve Ahmet Tanrıverdi yıl 1963Eski iskelenin kayalıklarında Cavit Orhan ve Ahmet Tanrıverdi yıl 1963

Sahil doldurulunca suyun hareketini sağlayan ilk iki tünel yetmedi. Yan tarafıma bir dolgu daha yapılıp estetiğimi bozdular. En önemlisi seferleri azaltarak yaşam damarlarımı kestiler. Lodosta, siste her sefer yapılırdı. Sevgili dostlarımın hangi birini unuturum: Küçüksu, Ülev, Suvat, Kadıköy, Beykoz, Ali İhsan Kalmaz, Paşabahçe, Fenerbahçe, Dolmabahçe, Sahilbent, Neveser, Basra, Halep...

Size yüz yıl vefa ile sadakatle hizmet ettim. Bu muydu bana reva görülen şey? Siz vefasızlık ettiniz. Beni yalnız bıraktınız. Bostancıya 3 sefer, Kabataş’a 9 sefer! Ne oldu Yalova’m, Kartal’ım, Pendik’im, İzmit’im, karşı kıyılar, Çınarcık. Atalarınızın size armağanı olan beni mezara çevirdiniz, yazıklar olsun size! Hakkımı helal etmiyorum. Çalıştırılmayan vapurlar da gidiyor birer birer.

Berber Kosta iskeledeBerber Kosta iskeledeYeni vapurlarda ne masa var, ne palto askısı. Uzun yolculuktur Ada seferi. Yolcusunu düşünmeyen cüceler, beni mi düşünecek? Elim, kolum ayağım olan vapurları kesersen beni de öldürürsün. Bugün geriye baktığımda tam 100 yıl olmuş sizinle birlikteliğimiz. Akranlarımın da durumu benden farklı değil. Bostancı, Moda ve Kadıköy iskeleleri ile birlikte bir zamanlar mahşerin 4 atlısıydık. Bugün ise kuru gözyaşlarımızla baş başayız.

Son sözümü Homeros’un İlyada’sına bırakıyorum. Neden mi? Beni yaratan sizsiniz, bana sahip çıkmayan da siz. Küskünüm size, yani efendilerime: “Şu dünyada soluk alan, yürüyen yaratıklar arasında insandan daha acınacak bir yaratık yok. Yalan mı?”

 

*Fevaid: Faydalar, yararlar.
Kaynakça: Bu yazımda Sayın Eser Tutel’in İletişim yayınlarından çıkan Seyr-i Sefain kitabından yararlandım.
Son değişiklik Cuma, 06 Şubat 2015 14:29
Yorum yapmak için oturum açın