Özet akışı bulunamadı.
Cumartesi, 25 Aralık 2021 12:44

Yalan ve İhbarcılık Kervanına Eklenenler!

Ögeyi değerlendirin
(1 Oylayın)

Kendine gazete süsü veren ve internet üzerinden yayın yapan bir mecra, yalan ve ihbarcılığa devam ediyor. Adalar yerelinde politikaya soyunan ilginç tipler de kullanışlı malzeme olarak bu mecraya ekleniyor. Hep birlikte “kazan-kazan” oyunu oynadıklarını düşünüyorlar.

Ülkede gazetecilik iki kelimeyi yan yana getirmekten başka becerisi olmayanların elinde paçavraya dönmüş, ne ilkesi, ne habercilik etiği kalmış ya, bunlar da o cins. Hatta o cinslerin kopyası demek daha doğru.

İBB’nin, mülk sahibi olduğu Büyükada iskelesinden TÜGVA adlı vakfı tahliye etmesi için girişimde bulunduğu günlerde, kendisine İYİ Parti’nin Adalar Teşkilat Başkanı diyerek ortaya çıkan biri de bunlar arasında.

Hedefinde CHP İstanbul İl ile Adalar ilçe başkanı ve Adalar Belediye Başkanı var. Besbelli ki, tahliyeye karşı kahramanca direnmekle görevlendirilmiş. Adalar’ın Ak Parti ilçe başkanlığı bile, kamu vicdanını derinden yaralayan olaya mesafeli bir tutum takınırken, muhalefet bloğunda yer alan, İBB Başkanı İmamoğlu’nun seçilmesi için mücadele eden, söylemlerinin her fırsatta arkasında duran İYİ Parti’nin şapkasını kullanan zat, fütursuzca ve tam bir ihbarcı kimliğiyle sağa sola açıklamalarda bulunuyor, bu açıklamalar da ilk günden beri, ellerinde kullanacakları malzemesi olmayan havuz medyasında itibar görüyor.

İBB Başkanı İmamoğlu, gerek seçim kampanyasında ve gerekse seçilip göreve adım attığı ilk günlerden itibaren, TÜGVA benzeri iktidar yandaşı vakıflara peşkeş çekilen kamu kaynaklarına ve mülklerine dikkat çekmiş ve bunların takipçisi olacağı sözünü vermişti. Büyükada’da yapılan da buydu. Ama hukuksal arka planında iki yıldan fazla bir süre bulunan tahliye girişimi, polis engeliyle karşılaştı. Uzunca anlatmaya da gerek yok. Zaten herkesin gözü önünde yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Kamu vicdanında çoktan mahkum olmuş olan bu “hukuksal” görünümlü işgal, ne yazık ki bütün pervasızlığıyla sürüyor. Kamu vicdanında mahkum olmuşları kurtarmak da, İYİ Parti şapkasını kuşanıp oraya buraya ihbar mektupları, yazıları gönderen, tetikçiliğe soyunan zavallı bir tipe düşüyor.

Ne hazin!

Bu tip, yaşananlarla hiç ilgisi olmayanları da işin içine katmakta beis görmemiş.

Son olarak Tarih Vakfı ve Adalar Vakfı gibi iki saygın kurum da bunlara eklenmiş.

Tarih Vakfı yönetim kurulu üyeliği ve başkanlıkları görevinde bulunmuş ve Adaları yaşam alanı olarak seçmiş iki isim Orhan Silier ve Halim Bulutoğlu, kendine gazete süsü veren bu internet mecrasının manşetine, kırmızı üzerine siyah büyük puntolarla dikkat çekilmek üzere  “haklarında suç duyurusunda bulunulmuş” diye taşınmış. Görenlere “vay canına” dedirteceklerini düşünmüş olmalılar.

Manşetin altındaki spotta da, hangi karanlıklara öykündüğü çok belli siyah gözlüklü fotoğrafıyla arz-ı endam eden bu ilginç tipin yazısından alıntıyla “Adalar’da Soros yapılaşmaları”nın açığa çıkarılacağı iddiası var. Gönderdiği yazısını “her lafımın arkasındayım ve ispatlarım” diye kendinden pek emin şekilde bağlayan bu ilginç tipin kulağına fısıldanan iddialar, kullanıla kullanıla komikleşmiş bir demet yalandan ibaret.

Hangisini saymalı? Soyadını bile yanlış kopyaladığı “Soros’un bir numaralı ismi Can Parker’in” Tarih Vakfı’nı finanse etmiş olması mı? Halim Bulutoğlu’nun Rotary Kulüp yöneticisi olması mı? Tarihçi İlber Ortaylı’nın, bundan tam 20 yıl önce, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanlığı yaptığı dönemde kendisinin de kurucularından ve mütevellilerinden olduğu Tarih Vakfı ile Orhan Silier ve Halim Bulutoğlu hakkında, tarihi Darphane binaları için “savcılığa” suç duyurusunda bulunmuş olması mı? (Cumhurbaşkanlığı için ofis yapılacağı iddia edilen bu binalar, Tarih Vakfı’nın değil, hala kurulamayan İstanbul Kent Müzesi’nin elinden alınmıştı. Tıpkı, Adalar Müzesi’nden kaçırılıp uzun yıllar çürümeye terkedilen Büyükada Eski Mektep binası gibi.) Bu yalanları sıralarken, ihbarcılık ve nefret söylemi de aralara serpiştiriliyor. “Ortak işler çevirmek”, “Fetö ile ortak iş tutmak”, “talimatla LGBT destekleyici yazılar yazmak”, “çeşitli gizli servislerle çalışmak”, “ABD menşeli Mason Kulübü olan Rotary Kulüp”…

Ülkemizde olduğu gibi Adalarımızda da ne yazık ki, böyleleri ibadullah.

Ama kurulduğu günden bugüne “Fetö ve benzeri terör yapılanmalarıyla iltisaklandırılıp” hedef haline getirilen, yukarıda sıralanmışlara benzer her türlü ihbar ve nefret söylemiyle itibarsızlaştırılmaya çalışılan İYİ Parti’nin, “teşkilat başkanlığı” gibi bir titri her yerde kullanan böyle bir tipe nasıl sesini çıkarmadığını sormak da bizim hakkımız.

Son değişiklik Cumartesi, 25 Aralık 2021 14:21
Yorum yapmak için oturum açın