“Yüz”ün insan duygularını ifade eden yer olması nedeniyle kimlik tanımlama açısından ne kadar önemli olduğu araştırıldı. Yüzde duyguları açık edecek olan organlar vardır. Bu organların ne anlattıklarını anlama isteği insanın kendi yüzüne yaptığı yolculuğun başlangıcını oluşturmaktadır.
Osmanlı sanatı süslemecilik üzerine kuruluydu zaman içerisinde batı resim sanatının etkisi kendini göstermeye başlamıştı. Resim sanatını süsleme aracı olarak kullanıyorlardı.
ABD’de 1960 sonları ve 1970’lerde ortaya çıkan bu akım gerçekte var olandan daha gerçekçi çalışmalarla insanın algılarıyla oynayan titiz ve ayrıntıcı bir akımdır.
‘Kavram Sanatı’ ilk kez Amerikalı sanat karşıtı Henry Flynt tarafından kendi sanatına verdiği isimdi. Kavramsal sanat, sanat yaklaşımını kökten değiştirdi. Artık sanatın heykel gibi üç boyutlu ya da tuvalde resim olması gerekmiyordu.
Göz ve algının yanıltılması üzerine kurulu olan bir sanattır. Bunun için psikolojiden ve fizikten de faydalanır. Kavram ilk olarak 23 Ekim 1964 yılında Time Dergisi’nde isimsiz bir makalede kullanıldı.
Dayanağı olarak popüler kültürü seçmiş olan pop-art başarısının sırrını da buna borçludur. 1960 yılından 1970 yılına kadar başarısını sürdürmüştür ABD’de.
1920 ve 1930 yıllarında soyut sanata olan eğilime karşılık, bu dönemin sanatçıları günlük yaşamı resmetmeyi tercih etmişlerdi. Stilleri ve geleneksel resim anlayışıyla 20. yy ressamları bulundukları zamanı etkileyici bir şekilde yansıtmışlardı.
Freud’un çalışmalarından etkilenerek gerçeklik yerine rüyalarla ilgilenen bu akım, siyasi ve edebi akım olarak yoluna devam ederken, fotoğraf ve sinema sanatını çok etkilemiştir.
Konstrüktivizm 1917 yılında gerçekleşen Rus Devrimi’nin, yeni kurulacak olan sistemde ihtiyaç duyacağı sanatsal yapıya cevap olarak ortaya çıkan bir akımdır. Dadaizm ise 1. Dünya Savaşı sırasında burjuvaziye ve savaşa karşı ortaya çıkmış bir akımdır.