Hüseyin Rahmi Gürpınar, Padişah Yaveri bir babanın çocuğu olarak 17 Ağustos 1864’te İstanbul’da doğmuştur. Annesinin ölümünün ardından babasının yanına Girit’e gitmek zorunda kalır. Babasının evlenmesi üzerine ilkokul çağında anneannesinin yanına İstanbul’a gönderilir. 1878 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye girer. Ancak bir süre sonra Gürpınar, bir hastalıktan dolayı bu okulu bırakır ve Adliye Nezareti Kalemi’nde memur olarak göreve başlar.
1887 yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmed Mithat Efendi tarafından çıkarılan Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılarını yayımlamaya başlar. Kendi yazılarını yayımladığı Tercüman-ı Hakikat’te Gürpınar, aynı zamanda dünyanın en önemli Fransız isimlerinden çeviriler de yapar. Edebiyatımızın en üretken yazarı olarak da anılan Hüseyin Rahmi Gürpınar, söz konusu gazetede ‘Şık’ adındaki ilk romanını yayımlar. Daha ilk romanında kendisini belli eden Gürpınar, bu romanda batılılaşma rüzgârına kapılarak olağan dışı komik durumlara düşen kahramanlara yer vermiştir.1894 yılında ise Gürpınar, İkdam gazetesine geçiş yapar ve onu edebiyat dünyasına tanıtan yapıtı ‘Mürebbiye’ bu gazetede çıkar. İstibdat günlerinde sansür, Hüseyin Rahmi’nin eserlerine de darbe vurur ve ‘Alafranga’ romanı yasaklanır. 1911’de romanın adı ‘Şıpsevdi’ olarak değiştirilir. Hüseyin Rahmi, Meşrutiyet’in yeniden ilan edilmesinden sonra kendisi gibi Edebiyat-ı Cedîde bağımsızlarından Ahmet Rasim ile “Boşboğaz ile Güllâbi” adında bir mizah dergisi çıkarır.
Sokağı edebiyata sokan Gürpınar, 1919 itibariyle toplumsal düzen ile ilgili konulara yönelmiştir. İstanbul, Hüseyin Rahmi’nin eserlerinde büyük yer tutmaktadır. Onun için İstanbul romancısı tabiri kullanılmaktadır ve Gürpınar’ın romanlarının şehri İstanbul’dur. Eserlerinde Anadolu’yu mekân olarak seçmeyen Gürpınar, tek bir şehir üzerinden ülkeyi, o yılları sahip olduğu gözlemci ruh ile günümüze kadar getirmeyi başarmıştır. Hiciv yönü mükemmel bir ustalığa varan Hüseyin Rahmi, oldukça sade diliyle de dikkat çekmeyi ba- şarmıştır. Tüm bunların yanı sıra onun eserlerinde kadın yaşamı da oldukça fazla yer tutar. Doğacı ve gerçekçi bir sanat anlayışına sahip olan Hüseyin Rahmi, her kesimden kişiyi eserlerinde kullanmıştır. Bu kişiler arasında memurlar, ev kadınları, külhanbeyler, fahişeler, beslemeler, hanımefendiler, imamlar sayılabilir. Gürpınar’ın en önemli özelliği ise; kuşkusuz bu kişileri kendi yerel şiveleri kendi üslupları ile konuşturmasıdır. Böylece Hüseyin Rahmi Gürpınar, toplumu en doğal, en gerçek haliyle anlatmıştır. Öykü ve romanlarının dışında ‘Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince, Tokuşan Kafalar, İki Damla Yaş’ adında oyunları da bulunmaktadır.
Bir dönem Kütahya Milletvekilliği de yapan Hüseyin Rahmi Gürpınar, uzun yıllar yaşadığı Heybeliada’da 8 Mart 1944 tarihinde hayata veda eder.