Sayı 125 - Kasım 2015

Sayı 125 - Kasım 2015

Kasım ayı da geldi çattı. Bir önceki ay için seçim yoğunluğu ile geçecek demiştik. Seçim debdebesi ile değil, ülkece bizi yasa boğan olaylarla geçti maalesef. 10 Ekim Ankara Garı’nda yaşanan katliamla Barış Mitingi kana bulandı. Resmi olarak açıklanan 102 kaybımızla! Üç rakamın yan yana gelmesiyle oluşan bir sayı değil bu!
Büyük bir heyecanla kurduğumuz Adalar Barış Bloku, ‘emergency’ sinyalleri vermeye başladı. Kendini oluşturan benim de içinde bulunduğum farklı görüş sahibi bir kısım üyelere, kendini grubun sahibi sananlar savaş açtı.
İstanbul’un sular altındaki 10. adası Vordonisi’ye tarihi bir yolculuk yapıldı. Sahilden 700 metre açıkta ve 4-8 metre derinliğindeki adaya dalan dalgıçlar depremle yıkılan katmanları görüntüledi.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen New Balance Büyükada Koşusu üç bine yakın kişinin katılımıyla gerçekleşti. Profesyonel ve amatör sporcular, 11,2 kilometrelik parkuru kat ederek tam tur yaptı.
Gündem kötü. İç açacak tek bir olay yok ülkemizde. Yazsak ne olur yazmasak ne olur. Gelin yumun gözlerinizi, kapatın kulaklarınızı, öze inin hadi benimle. En öze, tohuma… Tohumun önemini hiç düşündünüz mü? Ve gücünü.
Dil kelimesini duyan biz Büyükadalılar için aklımıza ilk gelen anlam; tur yolundaki mesire yeridir. Ancak benim anlatmak istediğim bu değil!
Ada’da Yunpir’in Şaman Davulu Okulu Dördüncü ders: Titreşimin Sırrı-Kâinatın Sırrı Ada’da şaman davulu kursu devam ediyordu.
sessiz diye bilinir hani / suskunmuş oysa / denizlerin dipleri / hazreti süleyman’dan beri / büyük balık küçük balığı yutagelirmiş. / masal bu ya / denize tuzluluğu / balıkların gözyaşı verirmiş...
Atina’da 29 Eylül 2O15 tarihinde Adalar Metropoliti Yakavos Sofroniadis’in yazdığı ‘Işıklı Atılımlar’ kitabının tanıtımı için bir toplantı düzenlendi.
Heybeliada Kütüphane Girişimi geçtiğimiz aylarda dernekleşme kararı aldı ve 4 Ekim 2015’teki Genel Kurulu’yla dernekleşti.
1920 ve 1930 yıllarında soyut sanata olan eğilime karşılık, bu dönemin sanatçıları günlük yaşamı resmetmeyi tercih etmişlerdi. Stilleri ve geleneksel resim anlayışıyla 20. yy ressamları bulundukları zamanı etkileyici bir şekilde yansıtmışlardı.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri, ‘Marshall Planı’ çerçevesinde altı adet yolcu gemisi satın almıştı. ‘Kaptan Şefik Gogen’ adı ile özdeşleşmiş S/S ANKARA ve ‘Kaptan Necdet Or’ kumandasındaki S/S TARSUS bu gemilerden ikisiydi.
Adalı sanatçılar barışa ses verdi. Adalar Barış Bloku tarafından düzenlene konser Burgaz’daki Cennet Bahçesi-Paradisos’ta gerçekleşti.
18 Eylül 2015 günü saat 9.00’da Atatürk Havalimanı’nda buluşan Adalı Gezginler grubu olarak keyifli bir yolculuktan sonra Paris Charles de Gaulle Havaalanı’na vardık.
Ekim ayı içinde İstanbul Üniversitesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı’nda gerçekleştirilen bir projenin arazi çalışması için Adalar mercanlarına bir yolculuk ettik. Yaz başında iyice nesli tükenme tehlikesinde olan mercanlar şimdi tehlikeli süreci geçip yok olma eşiğinde...
1931-1961 arasındaki yaz mevsimlerinde Büyükada’da yaşadıklarımı anlatan “Bir Zamanlar Büyükada” adlı kitabım, Adalı Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Güzel İstanbul’umuzun, eskiden mutena bir dinlenme yeri olan Adalar’ını son zamanlarda yazkış mesken tutan taze adalılarla, kitabımda bahsi geçen yıllanmış yazlıkçılar, anılarımla son derece ilgilenmektedirler.
Geçtiğimiz günlerde Hollanda’nın önde gelen üç müzesinde her biri ayrı öneme sahip üç sergi açıldı: Boijmans van Beuningen Müzesi’ndeki “Bosch’dan Bruegel’e Günlük Yaşamın Keşfi”, Rijks Museum’daki “Asya- Amsterdam, ‘Altın Çağ’da Lüks Hayat”, Van Gogh Müzesi’nde “Vincent & Edvard ile Tanışın”
Yıllar önce okuduğum bir gezi yazısından hatırladığım, bir gün mutlaka görmek istediğim İkaria Adası’nı Temmuz 2015’de gezdik.
Kış depresyonu kapımızda, ‘ruhumuz da kışa girer mi?’ demeyelim Doğanın yazı geride bırakmaya başladığı şu günlerde insan doğası da tekrar bir ayrılık yaşamakta.
Yakacık Kartal’ın arkasındaki tepelerde konumlanmış ılıman iklimli, bağlık bahçelik, çiçekler içinde çok güzel bir köydü. Bitki örtüsünün zenginliği sebebiyle aynı zamanda bal arılarının eviydi. Burada bal arıları mutlu mesut yaşayıp çok değerli bal üretiyorlardı.