Pazar, 01 Mart 2015 17:15

Ada Sözlüğü - Kedi

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)
Ada Sözlüğü - Kedi Fotoğraf: Banu Barmak

Kedi

‘Bir kedim var’ diyenlerdenseniz, baştan kaybettiniz! Olsa olsa siz ‘bir kedinin insanı’sınız çünkü. Kediler ve köpeklerle ilgili yaratılan o koca tartışmanın içinde olmam ama kedilere bir pati mesafesinde daha yakın olduğum doğru. Adada büyüyen çocukların en yakın arkadaşlarıdır kedi.

Sokaklar ne kadar çocuklarınsa, bir o kadar da kedilere ve köpeklere emanet adada. Belki anneniz eve kedi almanıza izin vermemiş- tir, yüzünüze kocaman bir gülümseme, yüreğinize insanca tohumları atan bir yavru kediyi evinizin sınırlarından geçirememiş, ‘sınır dışı’ etmişsinizdir. Annenizi anlamamış, kocaman gelen evinizde minik bir yavruyu nasıl sığdıramadığınıza kafa yormusşsunuzdur. Malum, çocuklar en doğru soruyu sorarlar. Büyüdüğümüz zaman çoğumuz yitirir soruların saflığını. Ya da o soruları elimizden alırlar, bazen en net soruyu sormak en büyük cezayı getirir peşinde.

Sınır dışı edilen kedileriniz olsa da adanızda, bir kedi vardır ‘annelik’ yaptığınız, gizlice götürdüğünüz yemekler -malum kedi maması çok çoook sonraların icadı- ya da montunuzun fermuarını açıp da kalbinizin tam üstünde ısıttığınız. Bir isim verirsiniz kedinize, o isim onun kimliği olur, siz ebeveyn hanesinde. Kedi sevmezler, alerjisi olanlar konumuz dışında ama hangi ada çocuğunun hatıra defterinde yoktur ki bir kedi türlü komik adları olan?

İstanbul kedileriyle güzel bir şehir. Neresinde olursanız olun bir kedi seslenir size, ‘Gel beni sev’ der, yüzünüze gülümseme yayılır. Ama ada sokaklarının kedileri, ada kadar renkli gelir bana. Yaz sıcağında yuvarlana yuvarlana güneşin tadını çıkaran bir kedi sizi de miskinliğe çağırmaz mı? Kışın bir başına gördüğünüz bir kedi size yalnızlığınızı hatırlatmaz mı? Bıçkın kedileri vardır bir de her mahallenin; hep kavgacı, hep huysuz, yüzünde kavga izleri. O kediyi mutsuzlukla hayata uyanan bir tanıdığınıza benzetir misiniz? Hani, gülümsemeyi unutmuş, etrafa mutsuzluk saçmak için yaşayanlara... Yaz kedileri mutludur adada, bah- çelerde hayat vardır çünkü. Günün nevalesi rahatça çıkar çöplerden, hem ‘mamalı gezen’ sayımız da fazla. Ama o bavullar toplanıp, panjurlar kapatıldığında, fonda adanın kış hali çaldığında, kediler sokaklar kadar yalnız!

Sokağınızın kedi sayısı artar, kim bilir hangi uzak mahalleden oralara gelmiştir birkaç hayat olan evin aşkına. Bazıları yaz eğlencesi yapmıştır bir yavruyu çocuğuna. Biten, terk edilen yaz aşkı gibi kalır o kedi geride. Hava soğur, lodoslar, fırtınalar, yoğun karlar altında belki o kedi hep o çocuğu hatırlar. Eminim, çocuk da onu. Çocuklar unutmaz denir ya -ne yaşıyorsak bugün bütün kökü çocukluğumuzun o renkli kuyusunda- çocuklar en çok sevdiklerini unutmaz. Baharda ev temizlenip paklandığında, bahçeye yeni çiçekler ekildiğinde o çocuk ve o kedi bir hatıradır artık. Bugün sokakları dolduran onca sahipsiz kedi o iyi niyetle yola çıkan annebabaların günahıdır belki de. İlk gerçek kedisi belediyeden alınan zehirle öldürülen bir kedisever olarak -ki koordinatlar adayı göstermiyor neyse ki- bir süredir bir kedinin insanıyım. Turunç dedim adına -renginden geldi adı- o beni nasıl çağırıyor bilmiyorum ama. Geldi beni seçti -kediler seçer sahip olacağı kişiyi- sokak kedisi kimliğini yitirmeden girdi hayatımıza. Hatta uğurumuz oldu, maskotumuz. Karnı acıktı, güvende uyumak istedi, okşanmak istedi ya da tüm yorgunluğumu almak istedi geldi kucağıma bıraktı kendini.

Sokakları terk etmeden bir dünya kurdu, o dünyaya bizi de ortak etti. Kedi ve nankör kelimelerini bir cümlede kullananlar kedilere bir pati mesafesi yaklaşsalar, bir insanın bütün kötü enerjisini alacak o ‘mırrrrrrr’ sesini duysalar, kalp ritmiyle o sese eşlik etseler belki değiştirirler fikirlerini. Sınır dışı edilen kedilerden sizin sınırlarınızı aşıp da gelen varsa, hele sizi seçen bir kedi varsa dönmeyin arkanızı. Hayat akıp giderken öfkemizi büyüten bütün o şiddet, cinayetler, kavgalar arasında bir kedi ne yapabilir ki size en fazla? Bir tırmık izi olsa elinizde ne yazar? Her gün çocuklarını toprağa veren bu ülkenin yüzündeki tırmık izlerine bakın, hiç kapanmayacak yaralarına. Güneşe sırtını verip de güneşle oynaşan o kediler gibi mutlu olmak bize çok mu uzakta?

Son değişiklik Pazartesi, 09 Mart 2015 01:10
Yorum yapmak için oturum açın