Resim, herhangi bir yüzey üzerine çizgi ve renklerle yapılan, günümüzde kavramsal bir boyutta ele alınması açısından hemen her tür malzemenin kullanılabildiği bir anlatım tekniğidir. Resim yapma sanatıyla uğraşanlara, kendini bu sanat dalına adayanlara ressam denir.
Resim yapmakta kullanılan teknikler; malzemelerin gelişimini de etkilemiş, örneğin, bitki kökü gibi doğal yollarla elde edilen boyaların yerini, endüstriyel, kalıcı ve kullanımı daha kolay boyalar almıştır.
Osmanlı sanatı süslemecilik üzerine kuruluydu zaman içerisinde batı resim sanatının etkisi kendini göstermeye başlamıştı. Resim sanatını süsleme aracı olarak kullanıyorlardı. 3. Ahmet zamanında eşyaların üzerlerine resim yapılarak süslemeler yapılmıştı. Böyle bir ortamdan yani duvar resimleri ve eşya süslemesi olarak kullanılan resim sanatını, tuvale yapmak zaman almış ve bu süreç sancılı geçmiştir.
Minyatür, bu süreçte etkili olmuştu özellikle son dönem minyatürleri batı resim sanatının etkisi altına girmişti ve insanları bu yeni sürece alıştırmıştı. Zaman içerisinde minyatür yerini resim sanatına bırakacaktı.
Resim sanatının temelini ilk olarak atmaya çalışan Fatih Sultan Mehmet Gentile Bellini’yi çağırarak kendi portresini yaptırmıştı ama gelenekler o kadar çabuk yıkılamamış ve batı sanatı benimsenmemişti. Resim sanatı batılılaşma döneminde desteklenmeye başlayacaktı.
1789-1807 yıllarındaki ıslahatlar arasındaki askeri okulların kurulması ve bu okullarda askeri amaçlı resim derslerinin okutulmaya başlamasıyla resim sanatı dünyamıza girmişti. Bu süreçte 2. Mahmut resmini yaptırıp devlet dairelerine astırarak resim sanatındaki gelişmeyi hızlandırmıştı. Bu padişaha bundan dolayı gâvur padişah denmiştir. Bu dönem askeri okullarda eğitim görenler askeri ressamlar kuşağı olarak anılacak ve resim sanatındaki gelişmeleri hızlandıracaklardır. Bu ressamlardan bazıları Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyid Bey, Hoca Ali Rıza ve Halil Paşa’dır. Bu ressamlar natürmort ve peyzaj resimleri yapmıştır. Çünkü halen resimdeki figür yasağı aşılamamıştır. İlk sergi 1873’te Şeker Ahmet Paşa’nın uğraşlarıyla İstanbul’da açılmıştır
Sanayi Nefise Mektebi’nin (Güzel Sanatlar Fakültesi) açılmasıyla bu okulda ressamlar yetiştirilmeye başlanmıştı. Önceleri sadece bu okulda erkekler okuyordu kızların bu okula gitmesi yasaktı. Daha sonraları ise kadınların gidebileceği İnas Sanayi Nefise Mektebi açılmıştı.
Zaman içerisinde resim sanatına bakış açısı değişti değişmesene, ama bu süreçler sancılı olmuştur.
Cumhuriyet döneminde ressamlar desteklenecek yarışmalar düzenlenecek ve kazananlar Avrupa’ya gönderilip eğitim aldırılacaktır. Bu ressamlar Avrupa’dan dönünce ülkenin farklı yerlerine gönderilerek hem devlete olan borçlarını ödeyecek hem de resim sanatını toplumla tanıştırıp gelişmesine katkıda bulunacaklardır. İlk olarak yarışmayı kazanan ressamlar Cevat Dereli, Mahmut Cuda, Şeref Akdik ve Ali Çelebi’ydi. Daha sonra Zeki Kocamemi ve Hale Asaf gönderilmiştir.
İlk grup sanatçılar 1928’te ülkeye döndüklerinde Avrupa’da tanıdıkları Empresyonizm ve Kübizmi de beraberlerinde getirdiler; bu da çağdaş resim sanatı anlayışını ortaya çıkardı. Bu yıllar resim sanatının en zengin dönemidir.
Zeki Kocamemi ve Ali Çelebi kübist ve ekspresyonist çalışmış ve onların getirmiş olduğu bu yenilik Cemal Tollu, Refik Epikman, Muhittin Sebati ve daha sonraları da Hale Asaf’ı ve Cevat Dereli’yi etkilemiş ve onlar da bu akımlara göre çalışmalar yapmışlardı.
1929 yılında Mustakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği kurulmuştur.
Daha sonra D grubu kurulmuş Anadolu halkına yakın çalışmalar yapılmaya başlanmıştı. Anadolu resminde isim yapan Turgut Zaim ve Bedri Rahmi Eyüboğlu etkin ve değerli çalışmalar yapmış ve bu konuda ünlerini hak etmişlerdi.
Bu dönem Avrupa’da kalan sanatçılar içerisinde Fikret Mualla acı bir sonla sanat dünyasından ayrılmıştı.
Toplumcu çalışmalar yapan Nuri İyem ve Neşet Günal’ın yanı sıra Adnan Çoker, Orhan Peker ve Nedim Günsur başarılı çalışmalar yapmışlardı. Bunların yanı sıra Leyla Gamsız, Eren Eyüboğlu, Aliye Berger, 1959 sonrasında cihat Burak, Yüksel Arslan, Ömer Uluç, 1975’ten sonra ise modern üslupta çalışmalarını sürdüren pek çok sanatçımız çalışmalar yapmış ve yapmaya da devam ediyor.
Resim sanatımızda halen çalışmalarına devam eden ve edecek olan pak çok sanatçımız yeni dünya sistemindeki sanatsal gelişmeleri takip ederek çalışmalarına devam ede geleceklerdir.
Bir resim öğretmeni olarak resim sanatını dünyada ve ülkemizde akımlarıyla birlikte ele almaya çalıştığım yazı dizimizin sonuna geldik. Adaların resim sanatı için doğal çalışma ve galeri alanı olduğu günümüzde daha çok kişinin resim sanatıyla kucaklaşması dileğiyle iyi üretimler…