Haydi rüzgâr, çabuk es. Öyle bir es ki dalgalar köpük köpük kıyıya vursun, yer yerinden oynasın, ağaçlar eğilsin, yapraklar dökülsün, martılar, kargalar uçuşsun, kelebekler şaşırsın, bulutlar ejderha gibi sarsın ufkumuzu, fırtına kopsun, yer gök inlesin, toprak ana gamını kederini salsın rüzgâra. Tüm böcekler, karıncalar, kuşlar, kirpiler, yuvanıza dönün, arılar peteğinizi koruyun. Kediler, köpekler, koşun koşun, kendinize sığınacak bir yer bulun. Minicik beyninizle düşünme yeteneğiniz olmasa bile Tanrının kulları gibi siz de düşünmeye çalışın. Ne oldu da dünya karıştı? İnsanlar neden kaçışıyor? Köylü neden davarını topluyor? Nedir kulakları rahatsız eden bu uğultu? Belki bir soru takılmıştır insanların beynine, belki onlar anlamışlardır ki bu devran döner, bu dünya kimseye kalmaz ama insan aldığı ahın zulmünü bu dünyada çeker, bir başka boyutta öder.
Es rüzgâr es. Es ki kötülükler dağılsın, iyiliklere yer açılsın. Bazen güçlü bir kuvvet gerekiyor. Bad-ı sabahla dünya düzelmiyor. Denizde es ki dalgalar sakin sularda yapılanan kötü düşünceleri dağıtsın. Karada es ki ağaçlar sarsılsın, kuru dallar kırılsın. Toplanmamış meyveler aşı olmayanla paylaşılsın. Öyle bir es ki, toprak ana rahatlasın, yükünden kurtulsun. Kuşlar uçuşsun, direnç göstersin doğaya ama yuvalar yıkılmasın. Böcekler saklansın ama ölmesin. Ölmesin ki doğanın dengesi bozulmasın. Arılar ballarını minicik yavrulara sunsun ama kötü bir el bala şeker katmasın. Hayvanların da Tanrının yarattığını unutan vicdanlı insanlar, bu fırtınadan kaçan hayvanlara kucak açsın. Es rüzgâr es, gökleri kara bulutlara kapla ki yeryüzünü seller götürsün ama evleri yıkma, yuvaları dağıtma, can alma, aksine öyle bir yağsın yağmur ki doğada her şey hayat bulsun her yer filizlensin. Öyle bir güç oluşsun ki, doğadaki bu yakarışı, bu uğultuyu duyanlar duymayanlara insan istismarı fiillerinin günah olduğunu anlatabilsin.
Bireyler ailelerine, aileler üst makamlara, üst makamlar topluma, toplumlar savunma programı kapsamında dünyanın tekrar yapılanması için mücadele edercesine sınav vereceklerse, bu kez tatlı tatlı es rüzgâr. İnsanların saçlarını okşaya okşaya kulaklarına şunu fısılda, söyle ki bu süreç içerisinde yapılması kolay gelen her şey, kolay tartışmak, kolay üzmek, kolay sövmek, sert sözler, kalp yarası, gönül yarası, hırsızlık, arsızlık, hadsizlik, düzensizlik, gün gelir yine aynı kolaylıkla insanı bulur, beynini hırpalar.