Sayı 135 - Eylül 2016

Sayı 135 - Eylül 2016

Adalar'a giriş paralı mı olacak?

Denizimiz coğrafyamızdır. Coğrafyamız kaderimiz.
17 Ağustos 1999 depreminin 17. yılında: İstanbul ve Adalar
Adalar'da naylon poşet yasak

Kapak fotoğrafı: Turgut Kuli

Eylül. Adalar’ın en güzel ayı. Kalanların iple çektiği ay. Kimileri için de hüzün. Hüzün, önce leyleklerin göçüyle başlıyor. Hiç şaşmadan, ağustos sıcaklarının tam ortasında, her defasında “bu kadar mı erken” sözlerimiz arasında üzerimizden süzülerek güneye iniyorlar.
Ağustos ortasında gazetelere ve Adalarla ilgili sosyal medyaya bir haber düştü. “Adalar’a giriş paralı olacak.”
Şehrimin coğrafyası deniz ve denizi de kaderi olduğundan balık benim ve ben gibi nice İstanbullu için candır, canandır. Lüferine şiirler, palamuduna, orkinosuna sikkeler, uskumrusuna güzellemeler boşuna değildir İstanbul’umun.
change.org’da “İstanbul Boğazı’nda gırgır avcılığı yasaklanmalı” adlı bir kampanya başlatılmıştı. Bu kampanyanın ilerleyen günlerinde Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar “Lüferde avlanma alt boyu neden en az 27 cm olmalı?” adlı bir açıklama yayınladı.
Ne ilginçtir ki, Yassıada ve Sivriada’nın tarihi ve doğal sit alanı özelliklerini kanunla devre dışı bırakıp imara açan, yüzlerce milyon dolarlık yerli kaynak bularak Yassıada’ya beş yıldızlı otel ve lüks tesisler inşa ettirmeyi beceren karar merkezi, Prens Adaları’nın diğer adalarında depremde büyük kayıpları ve acıları engelleyecek “koruma ve kollama amaçlı…
Bu günlerde biraz bozukum dostlar, bazı tatsızlıklar yaşadım, moralsizim, bezginim. Bayıltıcı sıcaklarda şehrin gürültüsüne katlanmanın yarattığı stres de bir yandan… Kendimi hiç bu kadar dibe vurmuş hissetmemiştim. “Canım” diyene “Canın çıksın” deme modundayım.
Adalar Belediye Meclisi, Adalar Kent Konseyi, Adalar Vakfı, Adalar Denizle Yaşam ve Kültür derneği ve Heybeliada Gönüllüleri Derneği’nin de içinde olduğu STK’lardan gelen teklifi kabul etti ve Adalar’da 1 Mayıs 2016 tarihinden geçerli olmak üzere, doğada yüzlerce yıl bozunmayan naylon poşet kullanımını yasaklama kararı aldı.
Evet, bu yasağı elli sekiz yıllık sevgili eşim Nimet koydu. Çünkü hastane kayıtlarına göre Adamız, hafta başı olan Pazartesi gününü, en az kazazede ile atlatıyormuş. Diğer günlerde, Büyükada sokaklarında bisiklete binmek tehlikeli olduğundan bana yasaklandı.
Paros denilince aklıma ilk gelen, doğal güzelliklerin rafine zevklerle, estetik ve zarafetle harmanlandığı muhteşem sahil kasabası Naoussa. Adanın merkezi Parikia’da ise iç görünümü ile Ayasofya’nın küçük bir modelini andıran Yüz Kapılı Kilise görülmeye değer. Paros’un yanı başındaki Antiparos ise sessiz, sakin, huzurlu, ada gibi bir ada!
Ülke ve birey olarak son senelerde en çok ihtiyacımız olan güvenlik konusunda bir şeyler yazmak istedim. Sözlüğü karıştırdığımızda güvenlik kelimesinin karşılığını şu şekillerde okuyoruz.
Dört yıl önce ticari avcılığa kapatılmış Adalar Denizi’ndeki koruma altındaki alanın Hayırsız Adalar ve Balıkçı Adası (Neandros)’nı da içine alacak şekilde genişletilmesinin gerekliliği belirtilmesine rağmen bu bölgeler korumaya alınan bölgenin dışına bırakılmıştır. O nedenle kalmış küçük siyah mercan kolonilerinin bu denizlerdeki geleceğinin ne olacağı belli değildir.
Çocukluğumun vazgeçilmeziydi ‘Teneke Kayık’. Marmara Adası’nda yaşayan çocukların başlıca oyuncağıdır tenekeden yapılan gemiler… Kimin ne zaman ve nasıl keşfettiği bilinmemekle birlikte, 1930’lu yıllardan beri adada tuzlu balık konserveciliğinin yapıldığını düşünürsek nesilden nesle aktarılan bir oyuncak olduğu gerçeği ile karşılaşırız.
Haydi rüzgâr, çabuk es. Öyle bir es ki dalgalar köpük köpük kıyıya vursun, yer yerinden oynasın, ağaçlar eğilsin, yapraklar dökülsün, martılar, kargalar uçuşsun, kelebekler şaşırsın, bulutlar ejderha gibi sarsın ufkumuzu, fırtına kopsun, yer gök inlesin, toprak ana gamını kederini salsın rüzgâra.
“Kanserin ortaya çıkışının önlenebildiği, taramalarla ölümün yok edilebildiği ve erken tedavinin yaşam kalitesine çok şey katabildiği bir hastalıktır. Kanserli olguların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte olup önemli bir kısmı sigara ve obezite ile ilişkilidir. Sağlıklı yaşam davranışları ile kansere karşı korunabilir, tarama programlarına katılarak erken teşhisle yaşam süresini uzatılabilir.
Heybeliadalı yazar Nejat Gülen’in son kitabı  “Duvar Delisi” Adalı Yayınları’ndan çıktı ve raflardaki yerini aldı.
Bilenler biliyordu, ama “Çapulcu musun vay vay / Eylemci misin vay vay / Gaz maskesi biçim biçim / Yürüyoruz Taksim için / Üşenme gel hakkın için / Bulunur bir çare halk ayaktadır / Taksim yolunda barikattadır” Türkiye onları bu uyarlama türkü ile tanıdı.
İstanbul Adaları’nın kentsel, çevresel, ekolojik ve kültürel değerlerinin korunmasına dikkat çekmek ve kalıcı sanat eserleri bırakmak amacı ile Adalar’da yapılan “Adalar Sokak Festivali”nin ikincisi gerçekleştirildi. Üç gün boyunca her adada festival dolu dolu yaşandı.
Ruhban Okulu, Eylül ayı içinde, ardarda 3 önemli konsere kapılarını açtı. Heybeliada Manastır Tepesindeki Aya Triada Manastırı kompleksi (Ruhban Okulu) son yıllarda önemli kültürel etkinliklerin mekanı olmuştu. Bu yıl da gelenek bozulmadı.