Sayı 116 - Şubat 2015

Sayı 116 - Şubat 2015

Adalı Dergisi Şubat 2015 - Sayı 116
Adalı Dergisi’nin 116. sayısına sizlerle beraber ulaştık. 2015 yılını mevsimin ve ayının doğasına uygun olarak karşıladık. Kış, kış gibi oldu. Birkaç yıldır görmekten umudumuzu kesmek üzere olduğumuz kar, sürpriz yaparak beyaz örtüsünü Adalar’ımıza bahşetti. Kar, her yere çok yakışır, ama Adalar’ımıza daha bir farklı yakıştı...
Avusturyalı ünlü İstanbul fotoğrafçısı Othmar Pferschy 1930’ların sonunda Heybeliada Limanı’nda balıkçıların fotoğrafını çekmiş. Kayıkları önde, kendileri arkada... Ağlarını tamir ediyorlar. Balıkçılar henüz motor kullanmaya başlamamış. Liman mendireği eski halinde, şimdiki uzantılar da yok. Diğer fotoğraf...
Volkan Narcı, Gırgır ve Trol avcılığının denetimlerinin arttırılması, cezaların daha caydırıcı boyutlara getirilmesi, Marmara ve Adalar bölgesinde tekne boy sınırı getirilmesi ve bunu koruma, denetleme, yasaları uygulama sorumluluğu olan kurumun Adalar’da bulunması amacıyla change.org’da bir imza kampanyası başlattı.
Orta yaşa gelip de onca yıllık çalışmanın karşılığını alarak, rahat rahat yaşamak, gönlünce gezip tozmak, hobilerinin peşinden keyfince koşmak yerine, günlük geçimi için hâlâ çalışmak zorunda olan birçok insanın en çok özendiği şeylerden biri de ...
Bu kış İstanbul beyazı gördü. Pamuk pamuk kar yağdı İstanbul’a. Özlemiştik kar yağışlarını. Gerçi biraz çekinerek ‘özledik’ diye yazdım; çünkü her karlı havada biraz da içim burkulur. Sobası tütmeyen, ocağında sıcak aşı bulunmayan nice evler var. Son zamanda yağmur çamur demeden kaldırımlarda dilenenler benim insanım olmasa bile, onlar da candır,…
Büyükada vapur iskelesinden ilk defa para verip vapura binerken yaşım 11, yıl 1955 idi. Bilet ücreti de 6 kuruştu. O yılın Eylül ayında Heybeliada Ortaokulu’na başlamıştım. Gidiş dönüş vapur ücretim 12 kuruş, öğle yemeğim; sınıf arkadaşım...
Gerçek sözlüklerle herhangi bir benzerliği yoktur. Bir kere alfabetik sıralamadan uzaktır, aklına estiği gibi maddeler kendi anlamlarını bulurlar. Ada gibidir, değişken, kafasına göre! Kim bilir belki siz de kendi karşılıklarınızı not düşersiniz bir yere...
Geçmiş çağlardan bugüne resim, heykel ve edebiyat gibi sanatın pek çok dalında hasta, hastalık gibi olgular sıkça işlenmiştir. Rembrandt’ın “Anatomi Dersi”, Brugel’in “Körler” konulu tabloları, Moliére’in “Hastalık Hastası” veya Türk edebiyatından “34. Koğuş” ilk akla gelen örneklerdir.
Fransa’da 19. yy’da akademik sanat anlayışının kısıtlamalarına karşı ortaya çıkan bu akım Gustave Courbet’in ve Jean-Françoise Millet’in önderliğinde geçmişle olanla bağlarını koparmıştı. Courbet’in de sanatına isim olarak verdiği ‘Gerçekliğin Tapınağı’ adı altında 1840’lı yıllarda bir grup yazar, sanatçı ve aydın, siyaset, toplumsal konular ve yeni sanatsal eğilimler hakkında...
Adalar, çok güzel bir insanı yitirdi. Herkese karşı sonsuz bir sevgi ve saygıyla yaşamış, çalışmış, üretmiş bir insanı. Cem Kuşadalı, 20 Ocak 2015 Salı günü aramızdan ayrıldı. Yine her zamanki gibi sessiz sedasız...
Adalar’ın nüfus sayısındaki azlık son süreçte tersine işlemeye başladı. Adalar’a yerleşim yeniden başladı. Yerleşenler içerisinde özellikle genç ve çocuklu nüfustaki artış dikkat çekiyor. Çocuklarını önceden şehirde okutmak isteyenler şimdi Adalar’da okutmak istiyorlar. Daha güvenli, doğayla iç içe ve okula yürüme mesafesinde olan bir yerin avantajlarını kullanmak istiyorlar.
Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan sabah saat 06’dan hareketle Erzurum’a doğru yola çıkıyoruz. Erzurum’a indiğimizde ilk işimiz yöresel kahvaltı yapmak oluyor. Eski Erzurum evlerinin otantik atmosferinde ve yer sofrasında leziz kaymaklı ballı tereyağlı, lavaşlı kahvaltımızı yaptıktan sonra şehri turlamaya başlıyoruz.
Motorlu taşıtların yasak olduğu Büyükada’ya ayak basan her insan, sokaklarda sadece iki ulaşım aracıyla karşılaşmakta: Fayton ve bisiklet. Bundan dolayı İstanbul ilçeleri arasında bisiklet sayısı ve kullanımı bakımından Adalar ilk sırada yer alıyor. Ancak İstanbul’da ve Adalar’da uluslararası standartlara sahip bisiklet yolları ve bunlara uygun trafik tabelaları olmaması ile...
11 Ağustos 2013’te Ali Mert Baltacı’nın Heybeliada’da kaza sonucu kolu camdan kesilmiş ve yoğun kan kaybı yaşamıştı. Adada acil müdahale ekibi, ambulans...
Halkların Demokratik Partisi Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün katılımı ile HDP Adalar ilçe açılışı gerçekleşti. Açılış konuşmasında HDP’nin demokrasiyi temsili meclisle sınırlı görmediğini vurgulayan Kürkçü, siyasetin demokratikleştirilmesi ve topluma ait kılınmasının yolunun...
Ülkemizde bilgisizlik, yanlış kullanım ve ihmal yüzünden soba, şofben, baca zehirlenmeleri hemen her yıl kış aylarında özellikle alçak basınçlı havalarda tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Güneybatıdan esen bir rüzgâr olan ‘lodos’ nedeniyle her yıl onlarca kişi özellikle sobadan olmak üzere sızan karbon monoksit gazı ile zehirlenmektedir.
Gel zaman, git zaman, dön zaman derken, dünya iyice rayından çıkarken Dünya Ana duyurmuş: “Ey ahali! Duyduk duymadık demeyin fazla yağlı yemeyin benimle ilgilenin. Ben de sizin gibi canlıyım unutmayın ve bir kalp atışım var. Kalp atışım yükseliyoooor...’’ Dünya Ana’nın kalp atışına bazı bilim adamları Schumann rezonansı diyorlarmış ve hızla…
Bugünlerde her şeyden çok insanı, hayvanı, doğayı, farklılıkları, birlikte yaşamayı sevmeye ihtiyacımız var. Böyle sevmeyi başarabilirsek bu sevgi mutluluk yumağı olup, hepimizi sarıp sarmalar. Özellikle insandan kaynaklı sorun yaşayan canlıları şartsız sevmeyi mutlaka başarmalıyız.
Antibiyotiklerin akılcı kullanımı, öncelikle gereksiz antibiyotik kullanımını en aza indirmeyi ve genel olarak her alanda (insanlarda, veteriner hekimlikte, tarım, hayvancılık, tekstil vb. sektörlerde) antibiyotik kullanımını azaltmayı ve bu sayede doğada bulunan antibiyotik miktarını kontrol altına almayı gerektirmektedir...