Ahmet Tanrıverdi

Cuma, 01 Mayıs 2015 13:42

Tarih ne yazık ki geriye dönmüyor

Geçen ay Ada’mızın önündeki denizde uzay gemisi gibi bir yaratık dolaşıyordu. Gördünüz herhalde. Yeni yapılan vapurumuzmuş!
Çarşamba, 01 Nisan 2015 12:05

Taş ocakları

Geçen aydan başlayarak her sabah, ortalama 2 saat yürüyerek 8 kilometre yol tepiyorum. Bu yürüyüşlerde bana refakat eden arkadaşlar değişiyor. Herkesin kendine göre bir programı olduğundan sabit bir yürüyüş arkadaşım yok.
Mersin’deki iğrenç olayı ve katillerini öğrenince, Tevfik Fikret’in Rubab-ı Şikeste kitabındaki “Hemşirem İçin” şiirindeki şu dizeyi mırıldandım: “Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.” Tevfik Fikret, tıpkı bugün çok satan gazetelerde işten atılan gazeteciler gibi, sansüre uğramış bir aydındır...
Pazar, 01 Şubat 2015 19:55

Bir asırlık dostun ızdırabı

Büyükada vapur iskelesinden ilk defa para verip vapura binerken yaşım 11, yıl 1955 idi. Bilet ücreti de 6 kuruştu. O yılın Eylül ayında Heybeliada Ortaokulu’na başlamıştım. Gidiş dönüş vapur ücretim 12 kuruş, öğle yemeğim; sınıf arkadaşım...
Perşembe, 01 Ocak 2015 01:46

Adalar İstanbul’da bir fenomendi

Doğup büyüdüğüm Büyükada’da, çocukluk ve gençliğimde duymuştum, yukarıdaki cümleyi. Ve hemen sözlüğe baş vurup, fenomen kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenmiştim: şaşırtıcı olay. Evet Adalar 1950-60 ve hatta 1970’li yıllarda, İstanbul’da ve Türkiye’mizin değişik illerinde yaşayan insanlar tarafından şaşılacak derecede...
Pazartesi, 01 Aralık 2014 00:00

Çınar ağacım

Doğum günüm için eşim Aynur’un yaptığı pastanın üzerindeki mumları eğilip üfleyince birden durakladım. Mumlar sönmüştü ama fitillerinden çıkan dumanlar her zamankinden daha bir hüzünlü esler çizerek göğe doğru yükseliyordu. Dumanı takip ederken başımı kaldırınca dışarıdaki Çınar ağacının yapraklarının teker teker dalından kopuşunu izledim. Pasta bıçağını ve pastayı alıp, dışarıya doğru yürüdüm.
Cuma, 01 Ağustos 2014 00:00

Ses ve sessizlik

Adada seneler önce duyduğumuz sesleri de arar olduk dersem bana kızar mısınız? Kimi adalının seyyar olarak yaptığı işlerden dolayı duyuru amaçlı seslerini arar oldum. Hiçbir satıcı sesini fazla yükseltip, rahatsızlık vermeden, sanki bir opera sanatçısı gibi kulağa hoş gelen sesleriyle mesleklerini haykırırlardı...
Salı, 01 Temmuz 2014 00:00

Ada’m ne oldu sana?

Adalar; Bizans döneminde fakir bir balıkçı köyü idi. Tanzimat ve Islahat fermanlarının ardından Osmanlı Dönemi'nde...