Sayı 114 - Aralık 2014

Sayı 114 - Aralık 2014

Adalı Dergisi Aralık 2014 Sayı 114

Güzel şeyler de oluyor… Geçtiğimiz ay, çok güzel bir haber aldık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Sivriada için 17.06.2013 tarihinde alel acele hazırlanıp yürürlüğe sokulmaya çalışılan 1/5000’lik “Koruma Amaçlı Nazım Planı ve 1/1000’lik Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı” İstanbul 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi...
Doğal SİT ve arkeolojik alan statülerinin kaldırılarak ranta açılan Sivriada planına yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Kararı yerinde bulan Adalılar ve Adalar Belediyesi, Yassıada için de aynı kararı bekliyor...
Ada vapurları 20. yüzyıl başlarında yandan çarklı vapurlardan ibaretti. Cumhuriyet kurulduktan sonra bunlardan Basra ve Neveser adlı vapurlar 1960’lara kadar kullanıldı. Bir de yazlıkçıların eşyalarını taşıyan Sahilbent adlı yandan çarklı vapur vardı...
Nasıl da acımasızca telef ettiler Yırca’daki o canım zeytin ağaçlarını değil mi? Hem de nasıl ‘astığı astık, kestiği kestik’ bir zorbalıkla. Akşam saatlerinde, baskın yapar gibi iki otobüs dolusu özel güvenlik nezaretinde, o uzay canavarı gibi iş makineleriyle, bir giriştiler ki katliama, durdurabilene aşk olsun...
Oldum olası severim dünyanın sarılı kırmızılı ve de turunculu giysilerini dolabından çıkarıp da salına salına giymesini. Bazılarının içini karartan o yüklü bulutlar, siyahla beyaz arasında gidip gelen tüm o gri haller bende renklere dönüşür. O renkler oku der, seç kitaplarını... Sokaklara çık der, koca kentin sürprizlerine...
bitki olacaksam çayır çimen olayım ama baldıran değil...
Doğum günüm için eşim Aynur’un yaptığı pastanın üzerindeki mumları eğilip üfleyince birden durakladım. Mumlar sönmüştü ama fitillerinden çıkan dumanlar her zamankinden daha bir hüzünlü esler çizerek göğe doğru yükseliyordu. Dumanı takip ederken başımı kaldırınca dışarıdaki Çınar ağacının yapraklarının teker teker dalından kopuşunu izledim. Pasta bıçağını ve pastayı alıp, dışarıya doğru…
Modern Türk Öykücülüğü’nün kurucularından Sait Faik’in 108. doğum günü nedeniyle Darüşşafaka Cemiyeti Burgazada’daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi’nde özel bir etkinlik düzenledi. 18 Kasım 2014 Salı günü 14.00’da Sait Faik Abasıyanık Müzesi’nde ödüllü yazar Necati Tosuner ile gerçekleştirilen...
Öncelikle bir dönemin sanatını anlayabilmek için, o dönemde yaşanan olaylar ve gelişmelerden haberdar olmak gerekir. Çünkü sanat toplumdan ayrı bir olgu olarak düşünülemez. Bir sanat yapıtına bakarken yapıldığı dönemin tarihsel, kültürel, ekonomik, coğrafik, psikolojik vb. alanların tamamını irdelemek gerekir. Bundan dolayıdır ki NeoKlasizm’in yaşandığı yıllarda neler olduğuna bir bakalım...
Çeyrek asırdır Adalar’da devam eden kısır siyaset, yerini yeni isimlere, yeni akımlara bırakıyor. Sadece tenkit eden ama hiçbir katkı yapmayan siyasiler artık gemilerini yüzdürmekte zorlanmaya başladılar. Yeni isimler aranmaya başladı, çünkü yeni isimler yeni heyecanlar getiriyor...
Balkanlar’dan gelen müzisyen Vladimir ve Japonya’dan gelen Hitoko’nun yolları İstanbul’da kesişti ve birlikte müzik yapmaya başladılar.
Bu yıl haziran ayında, Büyükada sahilindeki bir park içerisine Türk futbolunun Ordinaryüsü olarak bilinen Lefter Küçükandonyadis’in heykeli dikilmişti. Lefter’in ailesinden bazı fertlerin heykelin bulunduğu yere itiraz etmeleri sonucunda bazı anlaşmazlıklar yaşanmış, bu anlaşmazlıklar basına da yansımıştı...
“Oniki Adalar bir kutu mücevher olsa, ışıltısıyla en göz kamaştıranı Simi olurdu.”
Türkiye’nin 20 kentinden 120 öğrenci, akademisyen, düşünür ve gazeteci, 23-25 Kasım 2014 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “Benim Haklarım, Benim Kimliğim: Din, İnanç ve Vicdan Özgürlüğü” başlıklı AB Gençlik Forumu’nda bir araya geldi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun 7.sini gerçekleştirdiği bu forum, Kayseri Ticaret Odası ile birlikte “Din, İnanç ve Vicdan Özgürlüğü” başlığı…
Sıkı koleksiyoner Hüseyin Can Yücel ile adalar kültürü ve Marmara (Mermer) Adası üzerine söyleştik...
Büyükada Köpek Barınağı’nı kışa hazırlamak için 19 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde Gül Bolulu’nun koordinatörlüğünde iki kez boya ve bakım etkinliği düzenlendi..
Memurun tek sığınağı devletidir. Memur çocuğunun devleti de yoktur. Devlet o soğuk umursamazlığı ile dönüp bakmaz bile sana. Hiçbir yere gidemezsin, hiçbir yardım alamazsın. Öyle yetiştirilmişsindir ki, sokakta bir limon bile satamazsın...
Dünyamıza kedi gözüyle de bakan, ince bir mizahla kaleme alınan bu kitap mitolojilerde, dinlerde kedilerin başından geçenleri aktarırken hem insan türünün değerlerini sorguluyor hem de Türkiye’nin yakın geleceğinin çılgın projelerinde “İstanbul’da Kedi”nin akıl almaz dönüşümünü anlatıyor. İstanbul’da Kedi, metne eşlik eden görsellerle, şaşırtıcı, oyuncu, evcil, kutsal, yaban, tuhaf, tılsımlı kedi…
2 ay çok çabuk geçmişti. Bahar’ın adadan ayrılma vakti de yaklaşmıştı. Ada’da herkes yepyeni bir yıla girmek için telaşlıydı. Çarşıdaki asırlık dükkânın çırağı çarşıda rastladığı Bahar’a müjdeyi verdi. “Abla, çok güzel yılbaşı süsleri geldi, bayılırsın sen ayılılar, bebekliler, geyikliler..
Son günlerde art arda gelen mantar zehirlenmesi haberleri, sofraların lezzetli besini mantarı seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunu da gündeme getirmektedir. “Doğada yetişen pek çok mantar türünde zehir olabilir. Mantarı güvendiğiniz yerlerden alın, bilmediğiniz mantarı yemeyin. Mantar yedikten sonra bulantı, kusma gibi belirtiler varsa acilen doktora başvurun.”