Pazartesi, 29 Şubat 2016 11:07

Unutulan Tuzlu Balık Emekçileri

Ögeyi değerlendirin
(10 oy)
Tahsin Furtun’a ait Ender Konserve Fabrikası’nda çalışan kadın-erkek emekçiler Tahsin Furtun’a ait Ender Konserve Fabrikası’nda çalışan kadın-erkek emekçiler Fotoğraf: Lale Gezgincan

 

Ada tarihinde önemli bir yere sahip yüzlerce tuzlu balık emekçisinin hatırlarda kalan küçük bir kesitiydi aktarmaya çalıştıklarım. Bu vesileyle başta Pervin Özenç olmak üzere tuzlu balık ve konserve imalatında çalışan tüm adalı kadınların, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım. Kadınlar üzerindeki baskıların her geçen gün arttığı ülkemde, çalışma koşullarının zorluğu ve erkek egemen toplumun her türlü haksızlık ve adaletsizlikleri ile mücadele edip dişini tırnağına takan, üretime katılıp alın teri döken, aynı zamanda da çocuk yetiştirip annelik gibi zor bir zanaatı gerçekleştiren tüm kadınların hak ettikleri değerin anlaşılması dileği ile...

02 mustafa bircan 280xMustafa Bircan ve sahibi olduğu balık mağazası (arkada)Marmara Adası tuzlu balık ve konservecilik konusunda Türkiye’nin önemli merkezlerinden biriydi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Yunanistan’dan tek ve çift direkli yük tekneleri ile Marmara’ya gelen tüccarlar, tonlarca balık satın alarak ülkelerine geri dönüyordu. 1920’lerin başlarında artan bu ticaret 1950’lerin ortalarına kadar devam etmişti. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları boyunca kolyoz balığı avlanırdı. Ada’daki düğünler bile kolyoz mevsiminin bitişinde yapılırdı. Ay olmayan karanlık gecelerde balık avına çıkılır. Çıralar yakılarak, balıkların toplanması beklenirdi. 5-7 çifte kürekli Kancabaş sandallarıyla sabahın ilk ışıklarına kadar ortalama 20 tayfa ile denize açılırlardı. Bir ağ atıp kaldırmada bile tonlarca balık yakalanırdı. Yağ kandilleri ve çıraların aydınlattığı sokaklar adeta balıkla dolup taşardı. ‘Çavel’ adı verilen büyük sepetlerle mağazalara taşınan kolyoz balıkları, tuzlu balık yapılmak üzere 500 kiloluk demir çemberli kestane ya da meşe ağacından yapılma ‘Lanca’ adı verilen çok büyük fıçılara koyularak, iri tuz parçalarıyla birlikte paçal yapılırdı. Yaklaşık bir hafta tuzda duran bu balıklar çıkarılarak bol su ile yıkanır, daha sonra kötü kokmamaları için balığın baş bölgesi tahta bir tokmakla kırılarak bedeninden ayrılırdı. Tekrar yıkanır ve ince tuzla birlikte 50-70 kiloluk tahta fıçılarda veya 10-12 kiloluk teneke kutulara konurdu. Salamurası tamamlanan bu balıkların yenecek vaziyete gelmesi için üç ay kadar bir zaman dilimi gerekirdi. Daha sonra tuzdan çıkarılarak üzerindeki ince derisi alınır ve hakiki zeytinyağı ile kutulanarak satışa hazır hale gelirdi.

03 magaza 960x

Balıkçılıktaki bu potansiyeli gören Tahsin Furtun, 1933 yılında Marmara Adası’nın ilk konserve fabrikası olan ‘Ender Konserve’yi kurarak üretime başlamıştı. Zamanla büyüyerek Balkanlar’ın en büyük fabrikası konumuna gelen ve ismi değişen ‘Deniz Konserve’ firmasında özellikle adalı kadınlar vardiyalı bir şekilde çalışarak tonlarca balık tuzluyor, konserve imalatında çalışıyordu. İç pazara ve birçok yabancı ülkeye ihracat yapılıyordu. Zaman içinde birkaç aile daha balık tuzlamaya ve konserveciliğe başlamıştı. Toksöz, Bircan, Özenç ve Eray aileleri buna örnektir. Ender Konserve fabrikasıyla birlikte tuzlu balık mağazaları bir anda Ada ekonomisinin can damarları olmuş, adeta bütün ada büyük bir üretim tesisine dönüşmüştü... Bir mağazada yaklaşık 40-45 kadar kadın işçi çalışıyordu. Ayrıca Deniz Konserve fabrikasında çalışan yaklaşık 250-300 kişi sigortalarını başlatabilmiş, sonraki yıllarda da primlerini kendileri ödeyerek emekliliğe hak kazanmıştı. 1954 yılında fabrika büyütülmüş ve 7 ortaklı hale gelmişti. Fakat çeşitli sebeplerle işleyemez hale gelmiş en sonunda da Sanayi Kalkınma Bankası müfettişlerince denetlenerek, üretimi durdurulmuştu. Ada halkı küçük çapta da olsa balık mağazalarında konserveciliğe devam etmişti. Marmara denizinin günden güne kirlenmesi ve balık stoklarının hızla düşmesiyle tuzlu balıkçılık ve konservecilik de her geçen gün azalmış, Adalılar için ekmek kapısı olan mağazalar iş yapamaz hale gelmişti. Günümüzde yok olmak üzere olan bir zanaatın son temsilcisi olan ‘ERAY’ markası sınırlı sayıda da olsa üretimine hâlâ devam ediyor.

Balıkçılık her ne kadar erkeklerin ağırlıklı olarak çalıştığı bir iş kolu gibi görünse de hayatın her alanında olduğu gibi adalı kadınlar da balık avında ve balık tuzlamasında en az erkekler kadar emek harcıyordu. Henüz lise çağında çalışmaya başlıyor, hem harçlıklarını kazanıyor hem de aile ekonomisine katkıda bulunuyorlardı. Ada’da balık tuzlaması yapan imalathanelere halk dilinde ‘Mağaza’ denmekteydi.

Bu mağazalarda genellikle yağlı ve tuzlu balık imalatı yapılıyordu. Çalışan kadınlar koyu renk bir önlük giyiyordu. Büyük bir tezgâh etrafında, bir ellerine balıkları istif ediyor, kutu içine ince tuz serpip, büyük bir ustalıkla dairesel biçimde dizdikleri bu balıkları şekli bozulmadan kutu içine yerleştiriyorlardı. Üst-üste aynı şekilde dizilen balıklarla birlikte kutuya hakiki zeytinyağı ekleniyor. Kutu kapama makinasında kapağı preslenerek etiketleniyordu. Balık istifi ustalık gerektiren bir yöntemdi, bu nedenle çalışan kadınlardan işin erbabı olanlar, acemilere oranla daha fazla yevmiye alıyorlardı. Sokakları mis gibi balık kokan Marmara Adası’nda av sezonunun bereketli olduğu zamanlarda 150-200 tona yakın balık imalathanelerde işlenerek piyasaya sürülüyor veya ihraç ediliyordu. Bereketli yıllar yerini boş ağlara bırakmıştı zamanla. Öyle ki, Yunanistan’daki pazarlarda ‘Marmara Kolo’ nidalarıyla satılan Kolyoz balığına rastlamak hayal olmuştu.

05 ahmet ozencin magazasi 280xAhmet Özenç’in Mağazası04 pervin ozenc 280xPervin ÖzençHayatın müşterek olduğunu bize bir kez daha hatırlatan, her türlü zorluğu, sevinci ve hüznü birlikte yaşayan bir balıkçı ailesini anlatmadan geçemeyeceğim. Çok yakın aile dostumuz olan, Marmaralı Pervin (Özenç) teyze de tuzlu balık mağazasından içeri adım attığında akranları gibi henüz lise çağındaydı. Evlendikten sonra ise eşi Ahmet Özenç ile birlikte tuzlu balıkçılık, konservecilik, bağcılık ve zeytincilik yapmışlardı. Pervin teyze 14 Şubat 1953’te Ahmet amca ile evlenmişti. O yıllarda Aron Kaptan’ın eski şarap mahzeninde, adanın yerlisi olan Rum ortakları Aleko ve Panayot ile Yunanistan’a balık ihraç ediyorlardı. Yaptıkları tuzlu balıklar nam salmıştı kendi deyimleriyle... 10-12 kiloluk kutulara iki sıra, her sırada 24 tane kolyoz olacak şekilde tuzlanan balıkların en büyük alıcılarından birisi de Silahlı Kuvvetler’di...

7 sene sadece yağlı ve tuzlu balık olmakla beraber yaklaşık 40 yıl mağazacılık yapmışlardı. Namı diğer ‘Tayfun’ Ahmet’in balıkçılıkta kullandığı bir ‘Kancabaş’, bir de peş kayığı vardı. Gece lambalar yakılır. Işığın altında toplanan balıklar ‘ığrıp’ adı verilen ağ ile çevrilirdi. Ahmet amca denize açılmak için tayfa bulamadığında ise can yoldaşı Pervin teyze imdadına yetişiyordu. “Hadi Ahmet...” derdi. “Kimseyi bulamadıysan, hiç arama sakın! Ben kürek çekeceğim sana be yavrum...” Birlikte balığa çıkar, voli yerlerine geldiklerinde küreğe Pervin teyze geçerdi, eşi de ağları suya bırakırdı... Nerede hangi çeşit balık avlanacağını ikisi de çok iyi bilirdi... Havanın rüzgârlı, denize çıkmanın elverişsiz olduğu günlerde ya yırtık ağları birlikte onarır ya da üzüm bağlarına gider, bahçelerinde çalışırlardı. Yaklaşık 60 yılı böyle geçirmişti Özenç ailesi. Sevgi, dayanışma ve emekle...

Ada tarihinde önemli bir yere sahip yüzlerce tuzlu balık emekçisinin hatırlarda kalan küçük bir kesitiydi aktarmaya çalıştıklarım. Bu vesileyle başta Pervin Özenç olmak üzere tuzlu balık ve konserve imalatında çalışan tüm adalı kadınların, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarım. Kadınlar üzerindeki baskıların her geçen gün arttığı ülkemde, çalışma koşullarının zorluğu ve erkek egemen toplumun her türlü haksızlık ve adaletsizlikleri ile mücadele edip dişini tırnağına takan, üretime katılıp alın teri döken, aynı zamanda da çocuk yetiştirip annelik gibi zor bir zanaatı gerçekleştiren tüm kadınların hak ettikleri değerin anlaşılması dileği ile...

Bu yazı hazırlanırken; İsmail Mersin, Pervin Özenç ve Hilmi Kırık’ın anlatımlarından ve H. Can Yücel kişisel arşivinden yararlanılmıştır.

 

Son değişiklik Çarşamba, 02 Mart 2016 00:30
Yorum yapmak için oturum açın