Sevgili okurlar,
Bugünlerde kendimizi yeni bir düzene zorluyoruz.
Bir an evvel alışmamız gerekli buna.
Yani 2014 yerine, 2015 yazmaya.
Ne değişti ki 31 Aralık gecesinden 1 Ocak gününe?
Aynaya baksak, yüzümüzde belirgin bir fark göremeyiz dün geceden bu sabaha!
Fakat yaşımızı sorduklarında, ‘bir’ rakamını eklememiz gerekecek bundan sonra.
Adalar’ımızın kozmopolit oldukları zamanlardan kalma bir alışkanlıkla, yılbaşı kutlamaları bir hafta evvelinden başlar ve bir hafta sonrasına kadar da devam eder, sevincimiz uzun sürer.
Bu tür bayram uzantılarını benimseyenlere “hoşgörülü” deniyor. Bence kötü bir deyim! Hoşgörü kelimesini oldum olası sevmem. Çünkü hoşgörü: “Sende birçok kusur olduğunu seziyorum, biliyorum, fakat şu anda onları görmezlikten geleceğim” demek gibi çalınıyor kulağıma.
Karşısındakini peşinen küçümser gibi...
Adalı sakinin kusur arama merakı yok, herkesi olduğu gibi kabullenir.
“Adalılar kardeş gibidir” dense de kardeş kelimesine olan inancım zayıfladı. “Hepimiz kardeşiz” deyimini benimseyemiyorum artık. Bu kelime erozyona uğradı son senelerde ve bana göre bağlayıcı özelliğini yitirmekte...
Çünkü çağ, o denli süratli ilerliyor ki, aynı neslin insanı dahi, birbirini anlamakta zorluk çekiyor ve kardeşler büyüdüklerinde, ana gövdesinden uzaklaşan aynı ağacın iki ayrı dalı misali, değişik yönlerden nefes aldıklarından olsa gerek, hayata bakış açıları da farklılaşıyor. Çoğu kez, aralarında anlaşamadıklarından, fikren ve fiilen birbirlerinden uzaklaşıyorlar, hatta hizip oluyorlar.
Dolayısıyla bence esas olan ADAM olmaktır. Bütün inançlara saygı duyan, herkese aynı sevgiyi ve saygıyı gösteren kişi ADAM mertebesine erişir. Adam olan bu kişi, uzak şarktaki bir otel odasındaki yatağının başucunda bulunan komodinde gördüğü Buda öğretilerini okurken, satırları arasında Kuran’ı da, İncil’i de, Tevrat’ı da Ulu Yaradan’ını da bulur.
Ve bugünler sevinmek zamanı. Çünkü Ulu Yaradan’ın her birimize ayrı ayrı bağışlamış olduğu 365 günümüzü kullandık. 2014 yılını bitirdik. Bir yıllık bir zaman dilimini doya doya yaşadık, “YAŞ ALDIK!”
Fransızların, bu “Prendre de l’age” (yaş almak) deyimine bayılırım. Lügat’teki karşılığı her ne kadar ‘yaşlanmak’ ise de benim için anlamı, “geçen yılın ilk gününde Ulu Yaradan’ın hediye olarak hayatıma ilave ettiği bir yaş sayesinde olgunlaştım ve bugün sunulan yenisini şükranla kabul ediyorum ve İnşallah bitene kadar küçük mutluluklarla tepe tepe kullanırım” temennisidir.
Aşağıdaki dizeyi, yıllarca evvel insanlıktan sıyrılıp adam olmaya başladığım günlerde yazmıştım:
“Yaş almakla bir insan adam olduysa eğer,
Anne baba sözünde bulur daha da değer.”
Şimdiki çocuklar buna bir mana vermeyebilir. Hatta: “Of aman, yeter, bıktım artık bu öğütlerinizden, başka zaman anlatırsın, şimdi internetteyim, görmüyor musun?” diye karşılık da verebilir büyüğüne. Büyüğü ise bu duruma üzülür, o anda cevap vermeye kalkarsa tansiyonu yükselecek veya kalbi sıkışacak, en iyisi:
“Genç kuşağı tenkitle etmez ömrünü heder,
Görüp duyduklarını bilgelikle kabuller.”
Ve şiirimi başından alıp bugüne getireyim:
Yaş Almak
Yaş almakla bir insan, adam olduysa eğer,
Anne baba sözünde bulur daha da değer.
Genç kuşağı tenkitle etmez ömrünü heder,
Görüp duyduklarını, bilgelikle kabuller.
Yaş alarak yaşlanmak, olgunluk ise eğer,
Öteki insanı da anlamaktadır hüner.
Farklıysa din örf millet, birlikte yaşam sürer
Hasmını dahi bilsen, kendinle eşdeğer.
Yaş almaktan vücudun, ağrı sızı verirse,
Kapılma sakın ha, kara düşüncelere!
Uyandığın her sabah, yak yeni bir meşale!
Ve nur’unda ara, bul, sevecen bir meşgale!
Yaş bindikçe omuza, boy ezilir, çap büyür.
Meziyetler erirken, kötü huylar belirir.
Aksi baba yerine tatlı dede olabilsen
Çevren seni terk etmez, aksine sayar, sever.
Yaşla yüklendiğinde, gözlerin bulansa da
Sönmeyen ateşinle, nur saç, ısıt âlemi.
Hayata tutunarak, örnek ol; herkes bilsin
Her doğan yeni günü, her haliyle sevmeyi!
2015 için neşeli günler dileklerimle,
Viktor Albukrek
Not: Adalı Dergisi Yazı İşleri Müdürümüz Sayın Semra Askeri Uzuner, 31 Aralık’ta çifte bayram kutlar, çünkü doğum günüdür. Bu vesileyle buradan kendilerine mesut günler ve sıhhatli yıllar dilerim.