Sait Faik Araştırma Atölyesi, ‘yeni’ yöntemler ile çeşitli bakış açıları geliştirerek Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına değinen ‘yeni’ bulgulara ulaşmak amacıyla, Canan Cürgen, Zafer Yalçınpınar, Tekin Deniz ve Şükret Gökay tarafından 2014 yılında kurulmuştur.
Atölye çalışmaları, Sait Faik Abasıyanık Müzesi işbirliğiyle çeşitli araştırma faaliyetleri icra eden ve sürekli genişleyen gönüllü/katılımcı bir taifeyle gerçekleşmektedir.
Atölyenin vizyonunu oluşturan faaliyet ve yaklaşımlar:
- Sürekli gelişen ve kendini yenileyen projelerin icra edilmesi
- Sait Faik’in edebiyatında toplumsal açılımların araştırılması
- Bilişsel Haritalama çalışması *mülakat ve diskur (söylem) analizi çalışmaları
- Teatral ve müzikal yaklaşımlar *arşiv tarama ve dijitalleştirme çalışmaları
- Sosyal coğrafya çalışmaları Bilişsel Haritalama; belli bir konuyu odak alan öznel algıların birleşimi ile kavramlar, olgular, unsurlar arasında kurulan nedensellik ilişkilerini (nedenselliğin derecesini ve etkileşim yönünü) ortaya çıkarmaya yarayan bir grafik temsil/analiz yöntemidir.
1980’li yıllardan bugüne bilim dünyasında sosyolojik ve psikolojik araştırmalar alanında yaygın olarak kullanılır. Zafer Yalçınpınar ve Şükret Gökay tarafından Sait Faik Araştırma Atölyesi kapsamında yürütülen bilişsel haritalama çalışmaları, Türkiye’de edebiyat alanında uygulanan ilk bilişsel haritalama deneyimleridir.
Bilişsel haritalama uygulamasının avantajları:
- Katılımcının algısını ve zihinsel yapısını değiştirmeye çalışmaz. Tersine, katılımcının kendi algısını ortaya çıkarmaya yarar.
- Anketin ya da mülakatın tersine, yönlendirici soruların ve cevapların baskısından katılımcıları kurtaran özgür bir yöntemdir.
- Basit sayısal ilişkilendirmeleri kullanır.
- İncelenen konuya ilişkin yeni kavramlar ile ilişkilerin ortaya çıkmasına yarar.
- Kavramsal kümelenmeleri ve merkeziyeti belirler.
- Öznel algı seviyesinde tutarlıdır. Berraklaştırıcı ve odaklayıcıdır.
Bilişsel harita temel notasyonu:
Bilişsel haritalarda kavramlar/ unsurlar arasında görünen oklar “nedensellik ilişkisi”nin yönünü belirler. Örneğin bir ok, A unsurundan B unsuruna doğru çizilmişse, A unsuru B unsurunun nedeni/başlangıcı olarak, B unsuru da A unsurunun sonucu olarak kabul edilir. (Bununla birlikte, çift taraflı olarak, A ile B unsurunun karşılıklı biçimde etkileştiği nedensel ilişkiler de bilişsel haritalarda görülebilir.) Okların yanında yer alan sayılar ve pozitif veya negatif işaretler, nedenselliğin/ ilişkinin gücünü, etki derecesini ve etki biçimini gösterir. A unsurundan B unsuruna çizilen bir okun “+” işaret taşıması A’nın B’yi “olumlu yönde etkilediğini” ya da “arttırdığını”, çizilen bir okun “işaret taşıması ise A’nın B’yi “olumsuz yönde etkilediğini” ya da “azalttığını” ifade eder.
Atölye çalışmaları kapsamında, şu ana kadar 21 katılımcının ortak uygulamalarıyla hazırlanan üç adet bilişsel harita taslağı bulunmaktadır. Çalışmalar sonucu elde edilen kavramlar ve kavramlar arası ilişkiler, yaklaşık 180 unsurdan oluşan ve atölye katılımıyla birlikte sürekli genişleyen/büyüyen Sait Faik Odaklı Bilişsel Harita’ya eklenmektedir.
Üzerinde çalışılan bilişsel haritalar:
- Sait Faik Odaklı -büyükBilişsel Harita (180 kavram/unsur) *‘Lüzumsuz Adam’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (36 kavram/unsur). Haritaya http:// bit.ly/luzumsuzadambh linkinden ulaşabilirsiniz.
- Papaz Efendi’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (23 kavram/ unsur). Haritaya http://bit.ly/ papazefendibh linkinden ulaşabilirsiniz.
- ‘Mektup’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (51 kavram/unsur). Haritaya http://bit.ly/mektupbh linkinden ulaşabilirsiniz.
- ‘Haritada Bir Nokta’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (14 Aralık 2014 Pazar günü gerçekleşecek.) Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin 22 Haziran 2014 tarihinde; “Lüzumsuz Adam” adlı hikâyesinin merkez alındığı atölye Burgaz Adası-Sait Faik Müzesi’nde Burak Atay, Melih Yasin Yalçın, Hilal Nurcan ve Serdar Yüksel’in katkılarıyla gerçekleştirildi.
Çalışmada iki aşamalı odaklanma yöntemiyle çeşitli sosyolojik, psikolojik, dilbilimsel ve edebî çözümlemeler etkileşimli olarak katılımcılar ve moderatörler tarafından dile getirildi. Forum sonucunda ortaya çıkan 40’a yakın kavram ve kavramlar arasındaki etkileşimler dört adet bilişsel haritayla temsil edilerek araştırma sürecine dâhil oldu.
Atölyenin üçüncü bölümü 19 Temmuz 2014’te Burgazadası-Sait Faik Müzesi’nde; Oğuzhan Oğuz, Ahmet Altınel, Cemile Gültepe, Burcu Kayalar, Ebru Kazancı, Yiğit Tutan ve Serdar Yüksel’in katkılarıyla gerçekleştirildi. Sait Faik’in “Papaz Efendi” adlı hikâyesinin merkez alındığı atölye çalışmasında iki aşamalı odaklanma yöntemiyle çeşitli sosyolojik, psikolojik, dilbilimsel ve edebî çözümlemeler etkileşimli olarak katılımcılar ve moderatörler tarafından dile getirildi. Forum sonucunda ortaya çıkan 30’a yakın kavram ve kavramlar arasındaki etkileşimler üç adet bilişsel haritayla temsil edilerek araştırma sürecine dâhil oldu
Dördüncü bölüm ise 26 Ekim 2014’te Kadıköy-Akademi 1971 Kitabevi’nde; Melih Yasin Yalçın, Burak Atay, Ezgi Şahin, Fatih Külahçı, Duygu Gündeş, Merve Şen, Esen Balkan, Tekin Deniz, Nazlı Turan, Aylin Alaylı, Ekin Köker, Rengin Aytan, Deniz Yavuz, Alican Kargın, Cenk Esiner, Betül Bozkurt, H. Can Yücel, Kübra Sakman, A. Ümit Kıvman’ın katkılarıyla gerçekleştirildi. Sait Faik’in “Mektup” adlı hikâyesinin merkez alındığı atölye çalışmasında çeşitli sosyolojik, psikolojik, dilbilimsel ve edebî çözümlemeler etkileşimli olarak katılımcılar ve moderatörler tarafından dile getirildi. Oturum sonucunda ortaya çıkan 50’ye yakın kavram ve kavramlar arasındaki etkileşimler beş adet bilişsel haritayla temsil edilerek araştırma sürecine dâhil oldu.
Söyleşiler ve söylem analizi çalışmaları
Bu başlık altında yürütülen ilk çalışma Mahmut Makal ile gerçekleştirildi. Sait Faik’in çağdaşı ve arkadaşı yazar Mahmut Makal ile Ankara’daki evinde Tekin Deniz tarafından 7 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirilen söyleşi ile amaçlanan; Sait Faik ile ilgili ansiklopedik bilgiler vermekten ziyade onu bizzat tanımış, kendisiyle sohbet etmiş ve bütün bunlardan öte yaşadığı dönemi ve o günün edebiyat havasını, çağının tanığı olan dostlarından dinlemekti. Söyleşiye http://saitfaikmuzesi.org/soylesiler-ve-soylem-analizicalismalari/ adresinden ulaşılabilir.
Sait Faik Araştırma Atölyesi Ekibi, Aralık 2014
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Yazar Sait Faik Abasıyanık’ın yaşamına tanıklık etmiş eşyaları, fotoğrafları, mektupları, kartpostalları, eserlerine konu olan sayısız hatırasının izlerini taşıyan nice eşya ve belgeyi ziyaretçileriyle buluşturan Sait Faik Abasıyanık Müzesi, ilk olarak 22 Ağustos 1959 tarihinde açıldı.
1964 yılından itibaren Darüşşafaka Cemiyeti’nin sorumluluğunda yoluna devam eden Müze, açıldığı günden bu yana ülkemizin en fazla ziyaret edilen müze evlerinden biri oldu. Darüşşafaka Cemiyeti tarafından 2009 yılında güçlendirme, restorasyon ve konservasyon çalışmaları nedeniyle ziyarete kapatılan Müze, 11 Mayıs 2013 tarihinde yenilenmiş yüzü ve çağdaş müzecilik anlayışıyla yeniden konuklarını ağırlamaya başladı. Okurlarını, Sait Faik’in yazınsal ve ruhsal dünyasında büyüleyici bir yolculuğa çıkaran müze ev, yazarın vasiyeti doğrultusunda ücretsiz olarak hizmet veriyor.
Darüşşafaka ve Sait Faik: Ömrünün son günlerinde çeşitli edebiyat matinelerine katılan Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın teşvikiyle 1954’te Darüşşafaka Lisesi’nde düzenlenen bir edebiyat matinesine katılır ve ortamdan çok etkilenir. Matineden sonra o zaman İstanbul’un Fatih semtinde bulunan Darüşşafaka’yı gezen Sait Faik, orada okuyan çocuklarla ilgilenir ve onları çok takdir eder. Eve döndüğünde annesi Makbule Abasıyanık’a mal varlıklarını, babası hayatta olmayan çocuklara çok güzel olanaklar sağladığını düşündüğü Darüşşafaka’ya bağışlamayı teklif eder.
Makbule Hanım, yazarın ölümünden sonra, 8 Kasım 1954’te hazırladığı vasiyetinde mal varlıklarının çoğunu, yazarın eserlerinin telif haklarını ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi yapılması koşuluyla Burgazada’daki köşkü Darüşşafaka Cemiyeti’ne bırakır. Darüşşafaka Cemiyeti, kendisine 1964 yılında intikal eden bu vasiyete titizlikle sahip çıkarak, Sait Faik Abasıyanık Müzesi adıyla 22 Ağustos 1959’da halka açılan müze evin bakım, onarım gibi sorumluluklarını üstlenir. Vasiyetinde, oğlunun adına her yıl bir hikâye armağanı verilmesini şartına da koşmuş olan Makbule Hanım’ın bu isteği de 1964’ten bu yana Darüşşafaka Cemiyeti tarafından yerine getirilmektedir.