Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken evrenin birinde herşey titreşimden oluşuyormuş. Ya da belki her şey bir kocaman titreşimin içinde olup bitiyormuş. Titreşimin azlığına çokluğuna göre değişik varlıklar ve değişik olaylar meydana gelirmiş. Frekans, titreşimin diğer adıymış. Merkez Akıl Efendi uzak diyarlardaki en dış evrende yaşarmış.
Merkez Akıl Efendi’nin frekansından farklılaşan her şey değişik formlara bürünürmüş. Merkez Akıl Efendi’nin frekansı ile etkileşime geçen her yaratık bütünsel yapının içinde var olan her şey huzur güven ve rahatın yani cennetin içinde olurmuş. Bütünsel yapıdan çıkıp Merkez Akıl Efendi’nin frekansından uzaklaşanlar ise yayınlarında parazitler, cızırtılar oluşurmuş. Arızalar, hastalıklar meydana gelirmiş.
Ben ve diğerleri diye dünyayı ikiye bölerlermiş. İkilemleri, yalnızlık, çaresizlik duyguları içinde kavrulup giderlermiş. Sahip olduklarını zannettikleri şeyleri olurmuş, ev, araba, iş, kimlik, saygınlık, mal, mülk, para, çocuk, başarı gibi. Bu şeyleri koruma çabası onları savaş yani ateşin içine atarmış. Yani cehennemde olurlarmış. Kişiler ancak yokluk bilincine varırlarsa Merkez Akıl Efendi ile daha rahat etkileşime girerlermiş.
Dünya denilen dönen Top’un üzerinde çokça kişi yaşarmış. Bu Top’un esas adı Dünya Ana imiş. Dünya Ana’nın kalp atışının da belli bir ritmi varmış. Bu dünyada yaşayanlardansadece bazıları biliyormuş ki doğa ve tüm evren ritim yasasına göre işlermiş. Dünya Ana’nın ve insanın kalp atışı ve nefes alması başta olmak üzere bütün sağlık ve uyum ritimlerin uyumu ile mümkünmüş. Ritmin bozulması ile hastalıklar ve afetler ortaya çıkarmış.
Mesela saniyede çok çok çok fazla titreşen varlıklar görünmezmiş. Kişilerin titreşim hızı ortalama sayılırmış. Dünya işlerine çok dalan kendini sıkanlar bu titreşimin de altında olurmuş. Titreşim hızı yani frekans arttıkça kişilerin doğa üst güçleri de artarmış. Ortalamanın üstüne çıkan titreşimli insanlar başkalarına yardım edebilir, daha da yükselenler başkalarının bilmediklerini öğrenebilirmiş. Daha da yüksek olanlar başkaları ile sözlere gerek kalmadan anlaşırmış. Daha daha daha yüksek olanlar evrenler arası yolculuk yapabilirmiş. Dünyada gitar denilen müzik aleti varmış. Gitarda olduğu gibi tel çok hızlı titreyince görünmez. Titreşim yavaşlayınca görünürmüş.
Teller gibi insanlar da ortalama titreşimde olduklarından birbirini görebilir, daha yüksek titreşimlileri göremezlermiş. Organların titreşim dengesi bozulunca hastalıklar ortaya çıkarmış. İnsanlar da frekanslarına yani titreşim hızlarına göre birbirleri ile ilişki kurarlarmış. Kısmet denilen şey bile senin frekansın yani titreşim seviyenle ilgili imiş.
Bir sihirli alet varmış ki kesilmemiş kayın ağacından ve öldürülmemiş hayvan derisinden yapılan o alet bütün bu titreşimin altın yasasının denetleyiciymiş. Ritme, frekansa ayar verirmiş. Bu aletin adı ŞAMAN DAVULU imiş… Dünya dönerken, ritimler bozulurken, insanların ayarlarını düzeltmek için bazılarına gülümsermiş...