Adını Ada’ya ayak bastığım günlerden itibaren duyduğum Sevgili Akillas Millas’la tanışmam çok sonraları oldu. Onlar, 1964 ve 74 sonrasında Ada’dan ayrılmak zorunda kalan Adalı Rumların ardından, 80’lerde Atina’ya göçmüşler.
Aslında Adalı yazlıkçılar kendilerini ‘göç’ diye tanımlarlarmış. Ben geldiğimde bu deyim kullanılmıyordu, adımız yazlıkçıya dönmüştü. Belki de ‘göç’ deyimi Ada’dan tümüyle göçenlerle farklı bir anlam kazanmıştı da ondan.
Atina’ya yerleştikten sonra 8 yıl adaya ayak basmamışlar. “Ada özlemi ile geçen 8 yıl” kocaman iki kitap üretmiş. ‘Halki’ 1984’de, ‘Prinkipo’nun ilk baskısı 1988’de Rumca yayınlanmış. Sonra diğerleri. Ada’dan ayrı kaldığı son 30 yıla 20’ye yakın kitap sığmış.
Her kitap, evindeki ada arşivini geliştirmiş, gelişen arşiv, toplanan yeni dokümanlar yeni kitaplara, araştırmaya, en son da 2013’de sergiye dönmüş.
Ben Sevgili Akillas’ı ve eşi Niki Hanım’ı Adalar Müzesi çalışmaları sırasında tanıdım. Müzemizin küratörü Deniz Koç Çeliker, O’nları Atina’da ziyaret etmiş, evlerinde çalışmışlardı. Müzemizin danışmanlığını kabul ettiği için çok mutlu olmuştuk. Sonra müzenin açılışı öncesinde ve sonrasında adada buluşmuştuk.
Ama asıl yakınlığımız Ada özlemiyle üretilen bu ilk kitabın Türkçe baskısı sırasında oluştu. Bu yakınlık, küratörlüğünü yaptığı “Hâlâ Hatırlıyorum” sergisi ve kitabı üretimi sırasında daha da gelişti.
Üretkenliğini, çalışkanlığı, sabrını bu süreçte yakından gözledim. Sevgili eşi Niki şikâyet etmekte haklıydı. Çalışmaya odaklandığında gözü başka bir şeyi görmüyordu. Yılda 2 kez adaya gelip Splendid Oteli’nin aynı odasında balayı yaparcasına 15’er gün geçirdiklerinde de durum değişmiyordu. Niki Hanım’ın gözleri ele veriyordu durumu.
Bir akademisyen titizliği ile çalıştığına da, elinizdeki Prinkipo kitabının her aşamasında şahit oldum. Adalar üzerine yapılan her çalışmada kitaplarına bolca referans veriliyor olması bu yüzden.
Sadece araştırmaları değil, ressam titizliğiyle çizip aktardığı her şey (ada evleri, sokakları, vapurları, bitki örtüsü vb.) da farklı kılıyor eserlerini. Kaybolmakta olan mimari ve kültürel miras, onun çizimleriyle ölümsüzleşiyor.
Sevgili okurlar,
“Prinkipo” ada külliyatının ilk Türkçe baskısı. Ama son olmayacak. Peşinden “Halki” gelecek, sonra da diğerleri. Adalar Müzesi’nin sergi ve kitap olarak 2013 yılında başlattığı “Hâlâ Hatırlıyorum” serisi ise, Büyükada’nın ardından Heybeliada ve diğerleri ile devam edecek.
Ne mutlu bize ki Akillas Millas var ve üretmeye devam ediyor…