Pazartesi, 01 Eylül 2014 00:00

Bir ada masalı - 6

Çağnur Şarman
Ögeyi değerlendirin
(1 Oylayın)

Bahar’ın Maceraları

Kalpazankaya’da güneşi batırmayı çok seviyordu Şahin ve Bahar. Nedense en çok Burgaz’da kendilerini özgür hissediyorlardı. Liseli sevgililer gibi adanın gizli köşelerinde, ağaçların altında öpüşmekten, son vapurları kaçırmaktan ve ilginç yerlerde sabahlamaktan çok hoşlanırlardı.

Tabi bir gün başlarına ilginç bir olay bile gelmişti. Burgaz’dan son vapuru kaçırmış, deniz taksiye para vermek istememiş ve sabah ilk vapuru beklemeyi seçmişlerdi. Gece 3’e kadar dolaştıktan sonra deniz kenarında bir bankta oturup geceye, karanlığa ve denize bakıp, birbirlerine yapışmışlardı. Bankın üzerinde öpüşmeyi biraz abartmış olacaklar ki kendilerini unutmuşlar ve tüyleri diken diken olmuştu. Bir an arkalarında polis aracının ışıkları ile birbirlerinden ayrıldılar. Araçtan inen polis memuru gençler ne yapıyorsunuz burada karakola buyurun bir ifadenizi alacağız dedi. Şahin oldum olası polislerden çekinmiş, şu an içinde olduğu durumun trajikomik bile değil sadece trajik olduğunu düşünüyordu. Bahar ise olayı sadece komik buluyor ama bunu belli etmiyordu. Araca bindiklerinde Beatrice ile karakola gitmek sana iyi konu çıktı diyerek gülmeye başladı. Şahin çok sinir olmuştu. Karakolda Bahar Büyükada’da oturdukları-nı, adres bilgilerini ve son vapuru kaçırdıklarını söyledi. Şahin de sabah ilk vapurla Büyükada’ya döneceklerini söyledi. Sabaha kadar da iskeleye yakın bir çay bahçesinde bekleyebileceklerini anlattı. Bahar her şeyin yoluna girdiğini anladığında sırt çantasında taşıdığı kendi yaptığı ev kekinden polislere ikram etti. Şahin iyice sinir olmuştu. Karakoldan çıkarken polis gençler ışıklı bir yerde oturun dedi hafif gülümseyerek. Şahin Dante kimliğine, egolarına, kurguladığı edebi dünyaya bu karakol sahnesini yakıştıramamış hele ki Beatrice’sinin karakoldaki polislere kek ikram etmesine çok sinir olmuştu. ‘Tanımadığın adamlara niye kek veriyorsun’ diye öfkeyle bağırdı. Burada polisleri kıskanan bir erkek değil, onları küçümseyen bir kibirli konuşuyordu. Şahin bir anda bambaşka biri olmuştu. Zaten Dante olmaktan vazgeçip Bahar’ın da Beatrice değil Bahar olduğunu hatırladığı zaman oldukça sinirli, hırçın ve tedirgin biri haline dönüşüyordu. Sabah, Bahar Ada’sına döndü, Şahin ise karşıya geçti. Sabah fırından sıcak bir ekmek alıp evine doğru yürüdü. Önünden geçtiği Madam Destina, Büyüsel Dans Teknikleri Hocası Aysun Hanım ile kahvaltı yapıyordu. Kızım senin bu kaynanan seni çok sevecek gel kahvaltıya diyerek Bahar’ı kahvaltı’ya aldılar. Paskalyalar, ay çörekleri ve patatesli omlet, fondan radyoda çalan alaturka müzikler, Bahar kendisini çok iyi hissetmiş-ti. Aysun Hoca ‘eeee Bahar’cım görüşemiyoruz uzun zamandır, Madam anlattı bir çocuk ile görü-şüyormuşsun anlat bakalım kimdir nedir?’ diyerek çayları koydu. Bahar anlattı, bu iki kafa kadın başladılar gülmeye.. ‘neee sana Beatrice mi diyor?’ ‘Ah yavrimu, kesin eski sevgilisidir o Beatrice, dedi Madam Destina gülerek. Karakoldaki olaydan sonra Şahin’in davranışlarında rahatsız olan Bahar ‘ya bilmiyorum işte hanımlar durum bu diyerek Aysun Hoca’nın yaptığı ayva reçelinden sıcak ekmeğe sürdü ve içli bir şekilde yavaş yavaş yedi. Aysun Hoca, yerin altında, karanlıkta sevgiyi deneyimlemeden yerin üstünden göklerde sevgiyi yaşayamazsın kızım dedi. İlahi Komedya’yı iki hanım da okumuştu. İtalyan lisesinde edebiyat öğretmeni bir komşum vardı, öğrencilerine sürekli Dante’yi anlatırdı, ondan biliyorum dedi Aysun Hoca. Biz o cehennemin cennetin katlarından geçtik de geldik buraya, bu oğlancağız iyi bir yola çıkmış aferin ona, ama bizim için önemli olan sensin Bahar dediler. Aysun Hoca devam etti ‘bir düşün bakalım, demek ki sen hayatının nasıl bir devresindesin ki karşına bu insan çıktı? Sen demek ki kendin olmaktan kaçıyorsun ki, sana sen olmadığı-nı hatırlatan biri, bunu sana aynalıyor? Kendin olmaktan kaçma kızım’. Sabah sabah bu biraz ağır olmuştu Bahar’a. Sen kendine yeteri kadar değer vermiyorsun, kendini yeteri kadar sevmiyorsun ki kendin olmuyorsun ki bu durumu sana aynalayan bir erkek çıktı karşına? Bahar uykusuzluğun da verdiği ağırlıkla bir rehavete kapıldı. ‘Yardıma ihtiyacım var, peki nasıl kendim olacağım’ dedi? Aysun Hoca, ‘dans et mesela’ dedi. Şimdi git uykunu al, akşam karşıdan arkadaşlarım gelecek benim evde toplanacağız. Dansla ilgili bazı sırlar açıklayacağım dedi Aysun Hoca. Bahar Türk kahvesi içmeden son çayını içip evine gitti.

Rüyasında harabelerle dolu düzlük bir alandaydı. Sisli ve tozlu bir yerlerden bir kadın sesi ona nereye gitmesi gerektiğini söylüyor ama o duyamıyordu. Bahar uyandı, ağlamaya başladı. Mutfaktan bir ses geldi. Zaten ne zaman ağlamaklı olsa Hayrullah ve arkadaşları Bahar’ı eğlendirmek için orada hazır bulunuyordu. Hayrullah adeta pencereyi çalıyor, Bahar’a onların bugünkü yemeklerini vermediklerini komik bir şekilde hatırlatıyordu. Resmen hesap sorar gibi ve serserice. Bahar kuşlarına yemeklerini verdikten sonra kendisini daha iyi hissetti. Kendisi olup olmadığını sorgulamaktan ne kadar uzak olduğunu düşünerek kendisine kızdı. Sonra komşularının söyledikleri aklına geldi. ‘Sen kendine şefkat göstermez isen kimse sana şefkat göstermez.’ Bahar kendisine şefkat gösterme kararı aldı. ‘Karanlığımı da seviyorum’ iyiyi de kötüyü de seviyorum diye gülümseyerek söylenirken akşam için hazırlanması gerektiğini hatırladı. Bu arada Şahin aradı. Şahin’e akşam için hazırlanması gerektiğini anlattı. Şahin Bahar’ın ‘adalı’ komşularıyla bu kadar samimi olmasını çok küçümsüyor, onun kurguladığı edebi, entelektüel dünyasında komşuluk ilişkileri, normal sıradan insan ilişkileri sıradan ve banal kaçıyordu. Beatrice’sine de bu sıradan ilişkiler içinde nasıl bulunabiliyor diye kızıyordu. Şahin telefonda ‘ne yapıyorsun o koca karılarla anlamıyorum, gençsin ne bileyim, yani bir de altın gününe katıl istersen ya da eminim ona katılı-yorsundur da bana söylemiyorsundur’ dedi. Bahar Şahin’le kavga etmek istemeyecek kadar sıkılmıştı. Bahar sevgiyi yerin altında ve karanlıkta deneyimlemeden göklerde deneyimleyemeyeceğini iyice anlamıştı. Kendisini bir şey sanan, kibirli, yaşadığı toplumu aslında çok küçümseyen ama okuduğu kitaplarda küçümsemenin ve kibirli olmanın kötü bir şey olduğunu bilen Şahin Bahar’a duygusal olarak ilginç deneyimler yaşatıyordu. Bahar kapatması gerektiğini söyledi. Kırık bir şekilde kapattılar telefonu. Bahar ise akşam için giyeceği bluzu ütülemeye karar verdi. Güzel bir müzik açtı ve akşamki parti için hazırlanmaya başladı. 

Son değişiklik Cumartesi, 27 Aralık 2014 13:50
Yorum yapmak için oturum açın