Adalar’ımız bir ‘Kültür Merkezi’ olabilir mi?
Bizim rüyamız bu. Sanatın yozluklarından, kirlenmişliklerinden arınmış izoleli bir bölge olamaz mı? Gerçek sanat yapmak için tertemiz bir yer. Zaten Latin dillerinde ada (island) ve izole (isolate) kelimeleri kardeştir ve birbirini çağrıştırır. Adalar’da gerçekten inanılmaz etkinlikler gerçekleşiyor.
Son aylarda gerçekleşen kültürel etkinliklerin sadece isimlerini yazmaya kalksak sayfalar almaz. Heybeliada’da yaptığımız Mehtap Konseri’ne, seçim gününe isabet etmesine rağmen tam bin kişi katıldı.
Piyasanın yoz parçaları yerine, ülkemizin en kaliteli fasıl topluluğundan ve en güzide sanatçılarından, geçmişimizden günümüze süzülüp gelenklasik parçalar dinledik. 30. kuruluş yıldönümünü kutlayan Heybeliada Su Sporları Kulübü’nün gerçek sanatımıza ev sahipliği yapması ise ayrı bir güzellikti. Dönüş seferini yapan teknede ayakta yer kalmadığında tartışma çıkmasına biraz üzüldüysem de doğrusunu itiraf etmeliyim ki aslında artan talebe sevindim.
Bu arada Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu ile birlikte Heybeliada’daki meşhur Ruhban Okulu’nu ziyarete gittik. Bizi Rahip adayı Pandelis Zafiris karşıladı. Her tarafı gezdirdi. Aldıkları bir kararla bütün okulu kültürel etkinliklere açmışlar. Hatta kısa bir süre önce bir Alevi grubu etkinlik yapmış. Ne hoş değil mi? Aya Triada Manastırı’na ait bir külliyede, din merkezli bir mekânda farklı dine ait birgösteri yapılabiliyor. Hoşgörü mü desek, açılım mı desek, kültürün zaferi mi desek bilemiyorum. Heybeliada Kütüphanesi kültürel etkinliklere de imkân verecek şekilde restore ediliyor. Her tarafta, otellerde, tesislerde bir hareket var. Açılan sergileri ise sayamayacağım. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim ki Adalar’da kültürel uyanışlar pıtrak gibi filizlenirken, Belediyemiz, altı yıl süresince kültürel etkinliklerin merkezi durumunda olan Büyükada-Çınar’daki Adaevi’nin bulunduğu mekânı geri alıyor. Vakıf ve Adaevi dostlarının direnişi ve Vakfı’mızla belediye arasında Haziran 2014’de varılan mutabakat yeterli olmadı, karşılıklı güven tesis edilemedi. Ancak aklınıza pes ettiğimiz gelmesin. Biz de çalışmalarımıza Adalar’da yeni hizmete alınan mekânlarda devam edeceğiz. Böylece küçülmek şöyle dursun, birkaç adım ileriye gidiyoruz. Bu konuda sizden destek bekliyoruz.
Benzer bir durum da Heybeliada’daki Rum İlkokulu’nda yaşanıyor. Rum Vakfı binayı tahliye etme konusunda çok ısrarlı. Hâlbuki burada yapılmakta olan restorasyondan sonra bir Müzik Akademisi kurulacaktı. Hatta İTÜ ile de anlaşma yapılmıştı. Ne yazık ki hangi düşünceye hizmet ettiğini anlayamadığımız Rum Vakfı yapılacak hizmeti anlamak istememekte ısrar ediyor. Herhalde kendilerince özel bir nedeni var ki ısrarlılar. Her şey aynı anda gerçekleşmiyor elbette. Bu bir süreç ve biz bu süreçte ısrarla doğru yolda ilerliyoruz. Engellemeler de, desteklemeler de olacaktır. Sonuçta hangi yönde ilerlediğimize bakmak gerekir ki ben doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Her türlü engele rağmen sizler ısrarlı olursanız, birkaç sene içinde burası bir sanat merkezi haline gelecek, kültürün beşiği olarak tanınacaktır.