Kent Konseyleri ile Belediyeler yasalarla birbirini destekleyecek şekilde düzenlenmiş kuruluşlar. Konseyler, kentlerdeki belediye başkanlarının girişimiyle kuruluyor. Organlarının oluşturulması, kararların alınması, önerilerde bulunulması, Belediye Meclislerinin bazı kararları için Konsey’in görüşünü alması vs. gibi düzenlemeler, iki kuruluşu birbirine bağlıyor, ortak çalışmaya yönlendiriyor.
*****
Adalar Kent Konseyi, Adalar’ın hızla geliştiği, hatta kentleştiği bir dönemin başlangıcında kuruldu (2007). Bu aynı zamanda Belediye Başkanlığının iktidar partisinden muhalefet partisine geçtiği bir dönemdi (2009). Hem kentsel hem de siyasi ortamdaki bu değişime, bir de Konsey’i eşgüdümleyecek Belediye Başkanlarının (M. Farsakoğlu, A. Aytaç) tartışmalı “başarı”ları eklenince, Konsey Adalar’a faydalı olmak bir yana, Belediye’ye bağlı “kendisi muhtac-ı himmet bir dede”ye dönüştü.
Belediye Başkanları, Konsey’in yapı taşlarını oluşturan STK’ları, iktidar partisine, Belediye’ye, Başkana vs. yakın olan olmayan, aynı konuda etkinlik gösteren göstermeyen, yaklaşım farkı olan olmayan ve daha başka ince farklılıklarıyla zenginlik olarak değerlendirerek Konsey çatısı altında eşgüdümleyemedi. Yapılanlar kurumsallaşamadı, çabalar kişisel düzeyde kaldı. Bugün karmaşa ve ilgisizlik içinde gelinen son noktada, Belediye Başkanı Erdem Gül Konsey için kendisiyle birlikte çalışacak Adalı STK bulmakta bile zorlanıyor.
Ertelenen Genel Kurullar sonrasında birçok Adalı STK’nın protesto ederek katılmadığı üçüncü Genel Kurul, Konsey Başkanı olarak yazları Ada’da yaşayan ama Adalar’la fazla ilgisi olmayan bir köşe yazarını, Konsey Yürütme Kurulu üyeliklerine de gene çoğunluğu Adalar’la ilgisi olmayan STK’ların temsilcilerini seçti; sekiz kişilik Yürütme Kurulu’nun beşi Adalar’da kuruluşu bile olmayan(!) STK’ların, biri Adalar’daki bir siyasi partinin ve sadece ikisi kuruluş yeri Adalar olan STK’ların temsilcisi. Böylece her iki seçim de, “seçim”den çok Belediye kadrolarına yapılan atamalara dönüştü.
*****
STK’ların Adalar’da daha güçlü bir sivil toplum oluşturması yönünde eşgüdümleme becerisinin gösterilememesi, Konsey ve Belediye ile birlikte Adalardaki tüm STK’ları, yan yana duran ama birbiriyle konuşamayan, birbirine elini bile uzatamayan, dokunamayan, her biri ayrı bir klanı temsil eden Paskalya Adası’ndaki heykellere çevirdi. Bu gidiş durdurulmazsa, yapılan hatalar ana karadan Paskalya Adası gibi binlerce mil uzakta olmadığımız için, Adalar’daki yaşamı çökertemeyecek ama İstanbul’a olan idari bağımlılığını arttıracak; Adalıları kendi yaşamları üzerinde söz sahibi olmaktan daha da uzaklaştıracak. Adalar belki de eskiden olduğu gibi, gene Kadıköy’e ya da Kartal’a bağlı bir “Müdürlük” olacak.
Çalışabilen bir Konsey oluşturmanın yolunu bulalım; sonra “rantçılar”, “iç güçler”, “dış güçler” “iktidar” deyip ağlamayalım.
***
Ne yapmalı?
Yanıtı CHP’de, Belediye Başkanı’nda ve STK temsilcilerinde, yazıdaki “Ne yapMamalı”nın içinde.
