Salı, 29 Eylül 2020 15:04

Adalı'dan: Ekinoks günleri

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Adalı'dan: Ekinoks günleri Kapak fotoğrafı: Berrin Erkurt

Ekinoks, güneş ışınlarının ekvatora dik indiği, gündüz ve gecenin eşit olduğu günlerin adı.

21 Mart ve 23 Eylül’de gerçekleşiyor, yılda iki kez. Üstelik bu durum bizim coğrafyamıza ait değil, dünyanın her yerinde böyle.

Her yerinde böyle ama bu tarihler, dünyanın iki yarım küresi için farklı anlamlar ifade ediyor. Kuzey yarım kürede, 21 Mart tarihli ekinoks günü, aynı zamanda baharın başlangıcı. 23 Eylül ekinoksu ise sonbaharın.

Önce leylekleri gönderdik. Ağustosun ilk günlerinde başladılar güneye göç yolculuğuna, eylülün ortasına kadar da irili ufaklı kafileler halinde geçtiler üzerimizden. İstanbul’un başka yerlerini bilmem ama Adalar bu kafilelerin göç yolculuğunun durak noktalarından biri hala. Büyükada’da Aya Yorgi ve İsa Tepesindeki çamlar, binlercesine kollarını açmayı sürdürüyor mesela. Ne mutlu.

...

Adalarımızın yazlıkçı göçü bu sene pandemi nedeniyle geç başladı ve geç tamamlanacak gibi görünüyor. Adalar karantina nedeniyle kapanmadan önce gelenlerin ardından, hazirandaki “normalleşme” ile Adalara adım atan komşularımızın büyük bölümü henüz ayrılmadılar. Okullar nedeniyle zorunlu dönüşler oldu elbette ama mahallelerimizde sokaklarımızda yoğunluk devam ediyor. Her zamanki gibi önce Kınalıada boşalıyor, sonra diğer Adalar. Eskiden 29 Ekim’e kadar kalınırmış Adalar’da ve şehre göç ondan sonra tamamlanırmış. Bu sene de öyle olacak gibi görünüyor.

Ama bu durum, salgının seyrine bağlı olarak değişebilir. Yıl boyu yaşamaya karar vermiş olanlara yenileri de eklenebilir, gelişmelerin seyrine göre.

Sevgili Haluk Dreskeneli, çevresindeki durumu çok güzel özetlemiş bu sayımızdaki yazısında. “Kadıyoran yokuşundaki yazlık evi tadilata soktuk, son iki hafta içinde eskiyen panjurlar yenilendi boyandı, sonra geri döndük, bir süre daha kalabildiğimiz sürece burda oturmak niyetindeyiz. Covid-19 sürecinde Adalar’da zaman geçirmek bize daha mantıklı geliyor.”

Böyle düşünen epeyce komşumuz var. Bugüne kadar ada evlerine ısıtma düzeneği koydurmamış olanların bir bölümü, kapılarına kadar gelmiş doğal gazı evlerine taşımak için hareketlendiler mesela. Bu iyi haber.

İGDAŞ 12 yıl önce Adalar’a doğal gaz yatırımı yaptığında, başa baş noktası olarak 10 bin haneyi hedeflemişti diye hatırlıyorum. Adalar’da 18 bin hane olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık %60’a denk geliyor bu hedef rakam. Bu hedefe epeyce yaklaşıldığını tahmin ediyorum.

...

“İBB elektrikli otobüs ve taksiler servise kondu, uygulamalar zaman içinde yerli yerine oturtuldu, yerli insan memnun, yukarlarda oturanlar ucuz taşıma imkanına ulaşımına kavuştular. Artık yokuş çıkmıyoruz. Sağlık açısından iyi mi? Şüpheliyim.

Ben hala günde en az bir kere Kadıyoran yokuşunu inip çıkma niyetindeyim. Elimde eşya veya ağır yük pazar eşyası olduğu zamanlar otobüs veya taksiye biniyorum.”

Bu cümleler de Haluk Beyin yazısından. Ve sanıyorum büyük çoğunluğun düşüncelerini de yansıtıyor. Bireysel akülü araçlarını kullanmaktan vazgeçemeyenler de var hala. Sağlık nedeniyle zorunlu olanları hariç tutarsak eğer, sanıyorum ki bu kullanımın mazereti kalmadı artık. Umuyoruz ki, ortak iradeyle bu yanlış uygulamadan el birliğiyle kurtuluruz.

...

Adalar’ın faytona koşulan atlarının akıbeti ile ilgili tartışmalar sürüyor. İBB tarafından satın alınan ve ardından ücretsiz olarak sahiplendirilmesine başlanan atların durumu, geçtiğimiz 6 ay boyunca gündemden düşmedi. Sahiplendirme ile ilgili konulan standartlar da, sahiplendirilen yerlerdeki takip de tartışılmaya devam ediyor. Tartışmalar, İBB tarafından Adalı atların İstanbul’da Taksim ve Sultanahmet gibi merkezi alanlarla birlikte Adalar’da da atlı zabıta olarak değerlendirilmesiyle farklı bir boyut kazandı. İstanbul’da da Adalar’da da bu uygulama sempati ile karşılandı görenlerce. Ama madem bakımı iyi yapılarak kullanılıyordu, neden faytonlar yasaklandı sorusunu da beraberinde getirdi. Adaların Atları platformu, yayımladığı ayrıntılı raporda, satın alınan atların akıbetini sorguladı. Kuşkusuz yanıt bekleyen sorular bunlar.

Umuyoruz ki, Adaların atları, atlı zabıtanın yanı sıra, sayıları ve parkurları sınırlanmış bir şekilde Adalar’ın 150 yıllık faytonculuk geleneğini geleceğe taşımak üzere İBB eliyle değerlendirilir. Eminiz ki, tüm sahiplendirmelerden çok daha anlamlı bir karar olur.

İyi kışlar...

Son değişiklik Çarşamba, 30 Eylül 2020 00:42
Yorum yapmak için oturum açın