“Eski zaman olur ki hayali cihan değer” diyemiyorum zira artık o zamanların hayalini bile kuramıyorum. Eskiden, Prens Adaları’nda, her şey o kadar ölçülü, o kadar muntazamdı ki adalılar kurallara uyum sağlamakta zorluk çekmezlerdi. Örneğin, sabah sokağa çıkma, güneşlenme, çay vakti, piyasa vakti, vapur karşılama vakti, hele öğlen uykuları, gece gezmeleri tozmaları belirli saatlerde yapılırdı. Herkes adasını sonra da adalıları kollardı. Adanın girdisi çıktısı yalnız görevlilerden değil tüm adalılardan sorulurdu. Erkekler koruyucu olmanın gururunu yaşayarak, biraz da kıskanarak, kız arkadaşlarını kollarlardı.
Gelişmekte olan teknolojiye henüz ulaşılamamış bir zaman diliminde, iletişim imkânları kısıtlıydı demeyeceğim çünkü hiç yoktu. Yine de bir sabah, erkek arkadaşlardan kulaktan kulağa gelen bir ültimatom ada kızlarını sarstı. “Adaya yabancı gençler girdi R&E bakkaldan kanyak alışverişi yapmışlar, tepeye doğru yürüyorlarmış. Şort giymeyin, dikkatli olun”.
Bunca yıl sonra, bu kez, her gün internetten takip ettiğim adagazetesi.com sayfasından aldığım haber beni öylesine sarstı ki bir müddet konuşamaz oldum. Prens Adaları’na artık kimler girip çıkıyor? Kimler Pazar kuruyor?
Habere göre Adalar Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Büyükada’da saat kulesine yakın kafede oturan bir şahsın şüpheli hareketlerini fark edince duruma el koymuş ve beresinin altında sakladığı 45 gr. Bonzai uyuşturucu madde ile genci gözaltına almış. Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı soruşturma sonrasında olayın ne tür gelişme gösterdiğini çok merak ediyorum. Adalar Emniyet Müdürlüğü mensuplarının uyuşturucu ile mücadeleyi sürdüreceğine ve uyuşturucu çetesinin çökertileceğine kesinlikle inanıyorum.
Teknoloji devri gençlerine musallat olan madde bağımlılığı, keşke yalnız mutsuzluğa, parasızlığa neden olsaydı, oysa Bonzai ile ölüme imza atmak telafisi olamayan bir son oluyor. Sevgisizliğe mi, düzensizliğe mi, yalnızlığa, doyumsuzluğa, hırsa, başka hayatlara özlem mi, cehalet mi, kalbe düşen ateşe mi, maddiyata mı, aileye mi çevreye mi kurban gidiyor zamane gençleri, bu pırıl pırıl olabilecek gençler.
Körpe hayatları karartan, cehaleti, bilgisizliği ölüme sürükleten, bir nesli yok eden cellat ruhlu tüccarlar... Yapmayın, yapmayın, insanlığa yakışmayan hiçbir şey yapmayın. Bedduaya gelirsiniz. Evlâdınıza miras kocaman bir beddua bırakırsınız.
