Ve Şubat ayını havaya ve suya düşen cemrelerle; lodosuyla, sisiyle; ulaşımın iki gün yapılamadığı adalarıyla geride bıraktık. Bahara, baharın ilk ayına merhaba dedik.
Şimdi doğa ve doğanın konuşan-düşünen-değişim ve değiştirme gücüne sahip büyük güçlerinden benî âdemin (insanların) de uyanması, taze güçle yine yeniden üretme, ürün verme, yeni umutları pratiğe geçirmek için maratona başlayacak gücü harekete geçirmesi zamanı.
Şubat ayını yine çocukların yaşamlarına kasteden üzücü gelişmeler işgal etmeye devam ederken, bazı çocukların da müziğin birleştirici, barıştırıcı, geliştirici gücünü ruhumuza zikreden aktiviteleri ile noktaladık. Yani Adalar Çocuk Orkestramız, “Barış İçin Müzik” yapmaya başladı. Ve ada sınırlarını aşarak birliğin, birlikte olmanın coşkusunu tattı. Ülkenin koca bir orkestra olduğunu bize notalarıyla gösterdi. Karşıtların tenakuzu değil mi gelişime, değişime, geleceğe olan inancımızı tetikleyen maddelerden biri.
Evet, bir yanda yürek karartan, sözün kifayetsiz kaldığı olaylar yaşanırken, diğer yandan umut ateşini körükleyen nefeslerin varlığı “nasıl olsa kışın sonu bahardır”, “dayan yüreğim dayan, dayan; diren zulme karşı” dedirtiyor.
Bu ay Adalı sayfalarında doğa ve sanatı, sevgi ve müziği; direnme ve sahiplenmeyi, gezme ve görmeyi paylaşarak çoğalmayı göreceğiz.
Hoş geldin bahar!
Senin gücüne, umuduna, direncine ve tazeliğine, üretimine, uyanışına her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu anda yetiştin. Hoş geldin!
Nisan’da daha güzel günleri kucaklayacak olacak olmanın motivasyonunu yaşayacağımız inancıyla görüşmek üzere...