Çarşamba, 01 Mart 2017 05:11

Barış İçin Müzik ve Adalar Çocuk Orkestrası

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)
Barış İçin Müzik ve Adalar Çocuk Orkestrası Fotoğraflar: Fatih Küçük

Şu an 13 yaşında olan kızıma hamile olduğum dönemde gergin olduğum anlarda Maria Callas’ın seslendirdiği Madam Butterfly Operası’nı dinlerdim. Müzik de insan sesinin tınısı da bana insani duygularımı hatırlatır tekrar bulunduğum ana döndürürdü. Kayınvalidem ‘Tamam sen opera seviyorsun da bakalım çocuk opera seviyor mu? Bu müziği dinlerken bir tansiyonuna bak vücudun ne sinyal veriyor?’ diyerek hayatım boyunca hatırladıkça gülebileceğim çok zeki bir espri yapmıştı.

Çocukluğum, insanlık için güzel bir davranış olsun elindekileri paylaşabilsin diye beni koruma altına alan Adanalı kültürlü bir ailenin evinde geçti. Evdeki kitaplar da plak ve kasetler de çağı yansıtan ya da çağa damgasını vurmayı başarmış eserlerdi. Kırsaldan gelen bir çocuk olarak klasikler ve de değerli eserler benim zihnimde de aynı duyguları uyandırmıştı.

Bakış açıları edinebilecek farklı düşünceler ve duyguları deneyimlemek insanın en vazgeçilmez ihtiyacıdır. Yaşamak bir kültür gerektirdiği için her deneyim değerlidir bence.

2013-2014 eğitim ve öğretim yılında Şehit Murat Yüksel İlkokulu’na müdür olarak Recep Kızılırmak atandı. Sanatın ülkeye verebileceği artı değerlere inanarak Büyükada Halk Eğitim Müdürlüğü’nün yardımıyla çocuklar için sanat kursları başlattı. Bunların içinde Duygu Altekin Özünlü rehberliğinde keman kursu da vardı. Bütün çocuklar davetliydi ama ancak yaklaşık on ya da on iki çocuğumuz ailelerinin desteği ve teşvikiyle o yılı tamamlayabildi. Kendi adıma kemana elimin değdiği yıl olarak kayıtlıdır o yıl.

Küçük kızım henüz 7 yaşındaydı ve benim hayranlığımdan etkilenerek bu çalgı aletine merak duydu. Bu duygu o günlerde 10 yaşında olan büyük kızım için de geçerliydi. İlk fırsatta aldığımız kemanlarla bir kızım kayıtlı öğrenci diğer kızımsa kayıtsız ama gönüllü olarak kursa başladık. Başladık diyorum çünkü her derste ben de önce merak ve hayranlıktan sonra da ülkemizin eğitim sisteminde kesinlikle gerekli gördüğüm asistan ihtiyacına cevap olarak tüm derslerde öğretmen ve öğrencilerin yanında oldum. Amacım öğrencilerin motivasyonunu arttırmak ve öğretmenin konsantre olması için sükûneti sağlamaya çalışmaktı.

Bir yıl sonrasında öğretmenimiz Duygu Hanım “Barış İçin müzik Vakfı” ile tanışmamızı sağladı. Duygu Öğretmenimizin anlatımıyla sonradan öğrendik ki fikrin mimarı ve yıllardır takipçisi olan asıl kişi Adalar Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Delen Satıoğlu’ymuş. Pınar Hanım’ın bu konuda dergide çıkan açıklamaları da gerçekten çok anlamlıydı, heyecanını satır satır okumak da mümkün.

Düşününce Pınar Hanım’ın sanata duyduğu heyecanın adalılar olarak bir topluluğu nasıl peşinde sürüklediğini görebiliyoruz. Aynı duyguları bir avuç yürekli insanla paylaşması gerçekten büyük bir projenin de mimarisini yapılandırdı.

Bu proje kapsamında tanıdığım kendi istekleri ile görevli insanlar, bende sadece barış duygusunu değil umudu, sevilmenin ve onaylanmanın doyumunu da yaşattı. İşe yaramanın hazzını, kocaman bir aile olabilmeyi, egoların minimum seviyeye indirilerek kendi isteklerinin esiri olmadan özgür bir birey olarak yaşamayı, üretmeyi, kaliteli tüketmeyi ve en önemlisi sanatın insan ruhunun derinliklerindeki gerçek neşe ve enerjiyi dışarı çıkarmasındaki yeterliliğini uyandırdı.

Barış İçin Müzik Vakfı’nın iki konserini izleme imkânımız oldu. Her iki konserde de gerçekten 2016 yılının hakkının verilmiş olduğu, o salonlarda o çocuklarla aynı havayı soluyor olmanın gururlu sevinci içimizi doldurdu. Çocuklarım eve gelince internetten klasik müzik dinlemeye başladılar üstelik eserler hakkında da besteciler hakkında da araştırma yapmaya da başladılar sanırım o rüzgâr en az bir hafta esti başlarında.

İkinci konser Enka’daydı, mahalledeki arkadaşlarından bazılarını da peşimize takıp hiç tereddütsüz konser izlemeye gittik. Konser boyunca çocukların yüz ifadelerini izlediğimde sadece hayranlık ve imrenme duygusu sezinliyordum. Hiç sıkılmadan, zevkle ve saygıyla konseri izlediklerine şahit oldum. Eğer o konser büyükler tarafından icra ediliyor olsaydı eminim kendileriyle bir bağ kuramayacak, ancak büyüdükleri zaman bu güzel eserlere hayat verebileceklerine inanacaklardı. Oysa icracıların da kendileri kadar ya da sadece bir kaç yaş büyük olmaları kendileri hakkında daha cesur kararlar almalarına da yol açabiliyordu.

İzlediğimiz Barış İçin Müzik Vakfı’nın tüm konserleri bizim için ulaşılamayacak kadar uzak başarılarla dolu görünüyordu. Bir imkânsızdı. Bizler birkaç yıl sonra ve uzak mesafeler aşarak ancak bu başarıya eklenebilirdik ama bir mucize gibi Adalar Kent Konseyi tarafından imkânsız, bizler için imkânlı hale getirildi.

Bu konuda hayal kuran, hayallerini gerçekleştirmek için canla başla çalışan tüm vefakâr adalılar için büyük bir minnet duyuyoruz. Bunu nereden mi biliyorum? Karaköy Rum İlkokulu’ndaki konserde çekilen fotoğraflardan. Benim burada tarif etmekte güçlük çektiğim duygular, profesyonel bir fotoğrafçının eserlerinde çok net bir anlatıma kavuşuyor. Bizler o çocukların velileri olarak en güzel fotoğrafları çekme arzusunda olmamıza rağmen fotoğrafçı bakışının derinliğinde olamadık. Fotoğraflar dikkatle okunduğunda bu satırlardaki eksikler de zihinlerde tamamlanıyor.

Konsere çocuklarını getiren veliler de, onların yakınları ve dostları da, öğretmenleri de çehrelerinde sadece barışın ifadesini taşıyorlardı.

02 istanbul konseri 2 280x
03 istanbul konseri 3 280x
04 istanbul konseri 4 280x
 

Barış hakkında az çok bilgim vardı, ama barışı ilk deneyimlediğim yer tam da bu konser oldu. Barış, hissedilen bir duygunun, elle tutulabilen, gözle görülebilen bir aktivitenin haliymiş. Barış için Müzik Vakfı, kurucuları Mehmet Selim Baki ve eşi Dr. Yeliz Baki’ye, tüm çalışanlarına, destekçilerinden takipçilerine, öğrencilerinden öğretmenlerine kadar ne kadar insan barındırıyorsa o kadar da hoşgörü, sevgi, saygı, anlayış, istikrarlı çalışma, müzik kültürü, davranış bilimi, enstrüman bilgisi, sanat çeşidi, görsel güzellik, uyum ve ahenk bütünlüğü sağlıyor.

Meğer barış, insan olmanın en büyük erdemi, huzurun son durağıymış.

Çocukların manen duydukları doyum sanırım her veli tarafından algılanmış, içselleştirilmiş, içten içe şükranla karşılamıştır.

Müzikten ve o orkestrada yer almış olmaktan duyduğumuz haz günlerce sürdü. Öğrencilerle öğretmenler arasında on yaş bile bulunmamasına rağmen aralarında sessiz bir uyum ve saygı göze çarpıyor. Öğretmen olan Barış Müzik Gençlik Orkestrası üyeleri Şule Taşova (Keman), Zeynep Simay Al (Viyola) ve Zeynep Eda Güller’de (Çello) gözlediğim en önemli şey yaptığı işe olan saygı ve inanç. Onlar için vakfın çalışmaları insanlık için hava-su kadar olmazsa olmaz bir gereklilik.

Yaşlarının küçük olmasına rağmen son derece kontrollü ve erdemli davranmaları da kısa zamanda çocukların davranışlarına yansıdı. Özgün öğretme teknikleri, dinamik ve sebatkâr. Vakıf, biz velilerden çok küçük olmalarına rağmen bir öğretmene duyulan saygıyı hemen üzerlerine toplamayı başaran, yaptığı işten emin, ağabeyimiz dedikleri koordinatörleri Uğurcan Benice’ye sadakatle bağlı, saygılı bir eğitim ve öğretim kadrosuna sahip. Orkestradaki çocukların okul içindeki davranışların değişmesine de büyük katkıları oldu.

El Sistema’nın Venezuella’dan gelen orkestra şefleri Samuel Matus, Carla Aparcedo ve Felix Briceno, kırık Türkçeleri ve vakfın öğretmenleriyle yaptıkları İngilizce diyaloglarla aslında çocukların onları anlayabilmeleri için dikkatleri fazlasıyla üzerlerine topluyor. Çocuklar için yeni bir iletişim sorunu oluştururken merak, yardım etme ihtiyacı ve dikkat konusunda da gelişimlerine katkı sağlıyor. Şeflerin hayranlık verici yaratıcılıkları ve yine hayranlık verici sadelikleri çocuklar kadar veliler için de büyüleyici.

Konserden sonra okul öğretmenleri ve öğrencileri tarafından da büyük takdir gören çocuklar sosyal olarak da kendilerini değerli ve başarılı görüyorlar. Aynı saygıyı ve takdiri derslerinde de görebilmek için çabalarını arttırıyorlar.

05 istanbul konseri 5 280x
06 istanbul konseri 6 280x
07 istanbul konseri 7 280x
 

Hepimizin ihtiyaç duyduğu bir de perde arkası kadro var ki çocukların çalışmalarında olmazsa olmazlarımız. Başta canla başla çalışan orkestranın Adalar Kent konseyi Koordinatörü Ayten Ablamız Ayten Şele, her daim maddi ve manevi öğrencilerle olan öğretmen ötesi, benim de önümü ve ufkumu açmış Fatma Bozkurt, veliler ve öğrenciler hakkında da onlarla diyalogda da büyük destek gördüğümüz çocukların Şükran Teyzeleri Şükran Orhan, Şehit Murat Yüksel İlkokulu’nda Özel Eğitim Öğretmenimiz Songül Yokuş, enstrümanların temininde gönüllerini açan Adalar Kent Konseyi Eğitim Grubu’nun çok değerli tüm üyeleri ve saygıdeğer, koca yürekli, hayal kurabilen, çocuklarının geleceği ya da kültürünün zenginleşmesi için çaba gösteren benim de içinde olduğum velilerimiz.

Perde önümüz yani bize bu güzel birlikteliği yaşatan insanlar malum; projenin mimarı, anası, dinamiği sevgili Pınar Delen Satıoğlu. Bizi kemanla tanıştıran, yapabileceğimize olan inancımızı sağlayan sevgili keman öğretmenimiz Duygu Altekin Özünlü; okulda hepimizi bir baba şefkati ile bağrına basan, çocukların güvenliğini sağlayan Recep Kızılırmak.

Satıoğlu’nun yukarıda bağlantısını verdiğim Adalı Dergisi’ndeki yazısında da ayrıntılarıyla yer verdiği resmi makamların sorumluları da önce çocuklarımızın iyiliğine olacağına inançlarından daha sonra da kişisel olarak duydukları hayranlıktan bu güzel projenin kucaklanmasına katkı sağlamışlar. Özellikle Adalar Kaymakamımız Sayın Hikmet Dengeşik’le, halktan biri olarak ilk yakınlaşmam da bizi keman kursunda ziyaret etmesiyle başlamıştı. Enka’da düzenlenen Vakfın konserine bizimle birlikte üstelik yalnız gelmesi hayranlık duymamı sağlamıştı. Başından beri projenin mimarlarının yanında olarak desteklerini de deneyimlerini de esirgemedi. Daha sonrasında adalı çocuklar ve ada yararına olduğu düşünülen birçok etkinlikte gördüğümüz Kaymakamımız bu projedeki desteğiyle gönüllerimizde azımsanamayacak bir yer edindi. Sevgili Adalar İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ömer Eren’le, makamında ada çocukları ve adalı halkın bütünlüğü için neler yapılabileceğine ilişkin sohbetlerimiz de az değildir aslında. Adalar Halk Eğitim Merkezi Müdürümüz Erol Köseoğlu da desteğini hiç esirgemedi. Bir veli olarak her zaman öğrencilerinin yanında gördüğümüz bir bürokrasi kadrosunun varlığı biz adalılar için güven verdiği kadar sevgi ve saygı duymamızı da sağlıyor.

Ve teşekkürler çocuklar, Adalar Çocuk Orkestrası diyorum.

 

Son değişiklik Perşembe, 02 Mart 2017 18:04
Yorum yapmak için oturum açın