Çarşamba, 30 Kasım 2016 15:33

Adalar’da Sualtı: Güçlü, ama korkak...

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Pavurya (Eriphia verrucosa) Pavurya (Eriphia verrucosa) Yazı ve Fotoğraflar: Ateş Evirgen

Bugüne değil de düne dönsek, çocukluk yıllarımıza. Hep denizin kıyısında geçirdiğimiz altmışlı yılların yaz günlerine. Adalar’da veya İstanbul’un herhangi bir yerinde dizlerimize kadar suyun içinde olduğumuzu, yürüdüğümüzü, bir yosunluk alana geldiğimizde içimizin ürperdiğini, hafifçe korktuğumuzu hatırlasak. Bizi ne korkuturdu? Örneğin ahtapotlar mı? O dönemler bir ahtapot ile karşılaşmış mıydık, nedir bilir miydik ki korkalım! O zaman içimizdeki korkunun nedeni köpekbalıkları mıydı? Peki, ama o kadar sığ suda köpekbalığı ne arardı? Ama bir yengecin, kumdan veya yosunların arasından çıkıp o iri, güçlü kıskaçları ile ayağımızı yakalaması an meselesiydi, olabilecek en büyük tehlike bizim için oydu. Aslında bugün olsa, İstanbul’un herhangi bir yerinde, olabilecek bir şey değil ama dizlerimize kadar denize girip yürüdüğümüzü varsaysak, bizim için en büyük tehlike, cam kırıkları, atılmış çatal bıçaklar, onlarca farklı, paslanmaya yüz tutmuş metal eşya ve benzeri atık olurdu. Ama o günlerde berrak bir denizde böyle bir atık çok fazla tehdit olamazdı. Ama o çocuksu hayal dünyamız ile pusuda olan bir yengecin korkusunu içimizden söküp atamazdık. Haksız da sayılmazdık, doğa yengeç ve ıstakoz türlerinin gövdelerinin ön tarafına sağ ve solda olacak şekilde kıskaç şeklinde öyle iki silah vermiştir ki, boyları dikkate alındığında bu kıskaçların güç oranı çok az canlıda vardır. En görkemli örnek de ıstakozlardır. Ama ıstakozlar hep derin sayılabilecek sularda olduklarından kıyıdaki bir çocuk için yengeçler hangi tür olursa olsun en korkulan deniz canlılarının ilk sıralarında yer alır. Yengeç demek, pavurya demektir. Pavurya  (Eriphia verrucosa) tüm yengeçleri ve onların gücünü temsil eder. Pavurya’nın kıskaçlarının gücü inkâr edilemez ve onun bu güçlü silahlarına tüm yengeçlerin sahip olduğu varsayılır. Gerçekten öyle midir?

pavurya 1 280xPavurya (Eriphia verrucosa)
pavurya 2 280xPavurya (Eriphia verrucosa)
pavurya 3 280xPavurya (Eriphia verrucosa)
 

Öncelikle şu gerçek unutulmamalıdır; hiçbir yengeç türü insanlara yaklaşmaz, saldırmaz ve aktif bir temas olmadan kıskaçları ile ısırmaz, sıkıştırmaz. En azından bizim denizlerimizdeki türler için bu geçerlidir. Hatta bazıları ele alındıklarında bile kıskaçlarını kullanmaz. Ama birçok tür tehdit edildiklerinde kıskaçlarını bir savunma amacı olarak da kullanır. Birçoğunun kıskaçları tehlikeli olabilecek güçte değildir. Ancak pavurya’nın kıskaçları çok kolaylıkla bir kerpeten ile benzeştirilebilir. Etinin Lezzeti de ıstakoz’dan aşağı kalmaz. Bu nedenle ekonomik değeri olan bir türdür. Çok derin sulara da inmez, en fazla 15 metrelerde görülmesine rağmen tercih ettikleri derinlikler ilk 5 metrelerdir. Hatta zaman zaman kayaların üzerinde su yüzeyinde görüldükleri olur. Erkek bireyler dişi bireylere göre daha iridir. Sularımızda genel kabuk büyüklükleri yanlara doğru 5-7 cm, ağırlıkları da 100-110 gr. kadardır. Ekonomik değeri olan bir tür hele bu kadar sığ bir suda bulunuyorsa onun akıbeti bellidir. Adalar çevresinde özellikle Hayırsız Adalar ve Neandros’da çok sık görülen bir canlıyken bugün eski popülasyonlarından eser yoktur. Yine aynı şeyi tekrarlayalım; sularımızda yaşayan tüm deniz canlıları gibi!

liocarcinus depurator 280xLiocarcinus depuratorMarmara’da özellikle Adalar denizlerinde derin sularda da yaptığımız dalışlarda çok sık rastladığımız bir yengeç türü daha vardır: Liocarcinus depurator. Bu yengeç sığ sularda pek gözükmez. En dikkati çeken özelliği de arkadaki beşinci çift ayaklarının palet şeklinde evrimleşmiş olmasıdır. Bu nedenle özellikle düşmanlarından kaçarken ilk önce yan yan hızla kaçmaya başlar ve bir süre sonra palet şeklinde olan arkadaki ayaklarını kullanarak dipten yükselip kısa mesafelerde yüzmeye başlarlar. Bu nedenle dünya denizlerinde benzer türlerin tamamına verilen genel isim “swimming crab” yani “yüzen yengeç”tir. Bu tür de bizim denizlerimizin yüzen yengecidir. Üst kabuğunun uzunluğu erkeklerde dört santimetreye kadar yaklaşır. Kıskaçları da pavurya kadar güçlü değildir. Eti lezzetli bulunmadığından tercih edilmez ve bu nedenle ekonomik değeri olmayan bir türdür. Ancak dolaylı olarak su ürünlerine katkı sağlarlar. Yaklaşık bir yengeç yumurtalarından 220.000 larva çıkarırken bu larvalar dipte yaşayan birçok balığın besin kaynağını oluşturur.

orumcek yengeci 280xÖrümcek yengeci (Inachus sp.)Bu iki popüler tür dışında çok fazla göz önünde olmayan birçok yengeç türü Marmara’da ve özellikle Adalar Denizi’nde yaygın olarak yaşam sürer. Özellikle hepsinden büyük bir cüsseye sahip, ama değil kıskaçları ile kendini savunmak, adeta ele alındığında utanıp yüzünü kaparcasına kıskaçlarını önüne toplayan bir Örümcek yengeç türü olan Maja sp. bunlardan biridir. Ekonomik değeri de bulunmaz.

orumcek yengec 840xÖrümcek Yengeç (Maja sp.)

Yengeçlerin beş çift bacakları vardır.  Kıskaçlar aslında bu bacakların öndeki ilk iki çiftidir. Onların gelişimi hareket etmeye değil beslenmelerine, biraz da savunmalarına yardımcı olur. Avlarını bu kıskaçlar ile tutar, kırar, parçalar ve yenebilir hale getirirler. Bu tanım onların her canlıya saldıran deniz dibi canlıları olarak tanınmasına neden olabilir. Ama aslında deniz altında birçok düşmanlarının olduğu, genellikle saklanarak yaşamlarını sürdüren canlılar olduğu unutulmamalıdır. Sıklıkla ölü balıklar ve diğer deniz canlılarının leşleri veya deniz dibinin midye gibi kabuklu türleri ile beslenirler. Menülerinde denizanaları bile vardır. Zaman zaman kayaların üzerlerine çıkıp su üstünde de yiyeceklerini ararlar.

kesis yengeci 280xKeşiş Yengeci (Pagurus prideaux)Tüm yengeçlerin dikkati çeken ortak bir özelliği vardır. Yengeçler yan yan yürürler. Çünkü yengeçlerin bacakları sadece içeri ve dışarı doğru bükülür, kaslar da çifter çifter çalışır. Bu kaslardan biri sadece çeker, diğeri tersine bir hareket ile dışarı doğru açar. Yengeçlerin çoğunun dış kabuğunun hem basık hem de yanlara doğru uzayıp sivrileşmesinin nedeni suda daha rahat yürümelerine yardımcı olur.

Sonuçta, kıskaçları ile bize korku salan, ama kıyı insanları için hiçbir tehdidi ve zararı olmayan bu canlılar yeri gelir deniz dibinin akbabaları gibi ölü canlıların yok edilmesine yardımcı olurlar, yeri gelir tüm deniz dibi canlılarının yaşamını sürdürmelerine yardımcı olan besin kaynağı olarak deniz biyolojisinin zenginleşmesinde rol oynarlar. Birçok türü de insanların sofrasını zenginleştirir. Bu arada pavuryanın sofralarımıza gelebilmesi için şöyle bir tarif yapılmış:

“Canlı pavuryaları yıkayıp kaynayan haşlama suyuna atınız. Pavuryaları, haşladıktan sonra sudan çıkarıp tersine çeviriniz. Kıskaçları kendinize doğru çekerek koparınız. Pavuryanın gövdesindeki etleri çıkarmak için kabuğu bir elinizle sıkıca tutup, öteki elinizle gövdesini çekerek çıkarınız. Gövdedeki mide torbasını ve süngerli kısımları dikkatle ayıklayıp atınız. Küçük bir kaşıkla eti kabuktan çıkararak bir tabağa koyunuz. Kıskaçları havan eliyle kırıp içindeki etleri ince uçlu bir bıçak ya da bir çatalla döndürerek çıkarınız.”

Ya yukarıdaki tarife uyarak az sayıda kalan bu canlıları henüz canlıyken diri diri haşlayıp nefsimizi körelteceğiz, ya da onları bulundukları yerde bırakıp doğanın dengesindeki rollerini sürdürmelerine yardımcı olacağız.

Seçim yapmak serbest!

 

Son değişiklik Cuma, 02 Aralık 2016 00:35
Yorum yapmak için oturum açın