Adalarımızda neler oluyor? Deniz yaşamı isyan mı ediyor? Yaz başından beri arka bahçemize atılan bunca çöp, inşaat, çevre kirliliği, usulsüz avcılık nelere yol açtı, açıyor ve açacak acaba?
Ekim ayı içinde İstanbul Üniversitesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı’nda gerçekleştirilen bir projenin arazi çalışması için Adalar mercanlarına bir yolculuk ettik. Yaz başında iyice nesli tükenme tehlikesinde olan mercanlar şimdi tehlikeli süreci geçip yok olma eşiğinde... Çalışmayı gerçekleştiren Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın’a, deniz adamı Serço Ekşiyan, Deep Dream dalış merkezi dalgıçları ve Adalar Denizle Yaşam Ve Spor Kulübü Başkanı Volkan Narcı da eşlik etti. Ekosistemin en hassas canlılarından olan bu mercan kolonileri deniz yaşamı için son derece önemli, suyu filtre ediyor ve bir mühendis gibi diğer canlıların yaşam ortamlarının inşa edilmesini sağlıyorlar.
Marmara Denizi’nde kalan son mercan ormanlarından birinin Yassıada’da bulunduğu, Dr. Topçu Eryalçın’ın 2012-2014 arasında yaptığı doktora çalışmaları kapsamında belirlenmişti. Ne yazık ki yakın zamanda yapılan dalışlarda, bu mercanların da Marmara Denizi’ne yapılan yoğun insan baskısına yenik düştükleri gözlemlendi. Mercanların birçoğunun ölmüş olduğunu belirleyen Dr. Topçu Eryalçın, “Yassıada’da tekrar orman görüntüsü verecek yoğunluğa erişmeleri çok uzun yıllar alabilir veya geriye dönüş asla gerçekleşmeyebilir çünkü ölüm oranları çok yüksek, buradaki popülasyonu kaybetmiş olabiliriz” dedi.
Serço Ekşiyan ise şu açıklamayı yaptı: “1973’ten beri daldığımdan, Adalar denizinin güzel ve bereketli, daha doğrusu canlı günlerine yetişebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Ancak aynı denizin hoyratça, plansız programsızca ve benden sonra ne olursa olsun mantığıyla kullanıldığı, bugünkü can çekişen halini gördüğüm için de şanssız hissediyorum kendimi. Denizin bereketi, usulsüz ve sınırsız avlanma teknikleri ve Okyanus’ta avlanacak donanımıyla Marmara’da avlanan büyük balıkçı filosu tarafından büyük zarar gördü. Önce balık türleri azaldı sonra kalanların da adetleri azaldı, balıklar gibi yer değiştiremeyen dibe bağımlı canlılar (yumuşak mercan türleri) ise üzerlerine düşen ve alttan büzme sistemiyle toplanan Gırgır ağları tarafından tıraşlandı ve son kalanları da günümüzün kirletici faaliyetleri neticesinde bugün denizin dibindeki balık köyleri terkedilmiş köyler haline geldiler. Söyleyecek çok şey var ama…” dedi.
Adalar Denizle Yaşam Ve Spor Kulübü ile Deep Dream Dalış Merkezi adına konuşan Volkan Narcı: “Biz adalarımız için, deniz ve buna bağlı doğa yaşam için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte sadece bir kaç kişinin değil tüm adalarda yaşayan herkesin buna sahip çıkması gerekiyor; balıkçısından askerine, esnafından kamu kurumlarına ve sivil idarenin tamamına... Eğer bu mercanlar tamamen yok olursa, deniz yaşamı kaybolur, deniz olmazsa balık olmaz, balık olmazsa ekonomi olmaz. Üniversitenin yaptığı ölçümlerde dipteki oksijen miktarları çok düşük çıktı. Acil olarak evimize, adamıza, doğamıza ve denizimize sahip çıkmalıyız yoksa çoktan yok olmuş ve sadece boş bir küvet üstünde yaşıyor olacağız…” dedi.