Seçimler öncesinde, uzun zamandır takipçisi olduğumuz önemli bir konuda, yapay resifler konusunda müjdeli haber aldık.
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli imzasıyla gönderilen davetiye, 7 Mart Perşembe günü saat 13.30’da, Maltepe iskelesinde yapılacak bir törene ilişkindi. Tören, “Prens Adaları Bölgesi Yapay Resif Uygulaması Açılışı”yla ilgiliydi.
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin danışmanlığı ile Adalarımıza yapay resifler geliyordu.
Derneğimiz ADYSK (Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği) kurulduğu günden bugüne, Adaları çepeçevre saran ve halen büyük bioçeşitlilik taşıyan denizlerimizin korunması, canlı yaşamın devamı ve geliştirilmesi için çok sayıda girişim, toplantı, çalıştay ve proje gerçekleştirmiştik. Bunlardan biri de, bir bölümü koruma alanı içinde kalan ama denetim sorunu nedeniyle tahribatın sürdüğü, bir bölümü ise tamamen tahribata açık kıyı ve denizel ortamın korunması için yapay resifler oluşturulması idi.
Adalar Kent Konseyi Deniz Çalışma Grubu’nun 9 Temmuz 2015 tarihinde Anadolu Kulübü’nde yaptığı, ardından da 2017’de Heybeliada Su Sporları Kulübü’nde, başta İstanbul’un ilgili tüm kamu kurumları, balıkçı kooperatifleri, kent konseyleri olmak üzere tüm tarafların katılımı ile gerçekleşen ve derneğimiz tarafından düzenlenen çalıştayda, bu konuda çok sayıda bilimsel tebliğ sunulmuş, konu enine boyuna tartışılmıştı.
Alınan kararların projelendirilmesi ve ilgili kamu kurumlarına iletilmesi çalışmamıza, WWF-Türkiye ve TÜDAV da bilimsel destek vermiş, İstanbul Üniversitesi bilim insanlarının da ortak önerisi ile şekillenmişti.
Yapay resifler, gırgır ve trol ağlarının tahribatına engel olacak şekilde, belirli aralıklarla yerleştirilmesi, etiketlenmesi vb kararlar bakanlığımıza iletilmişti...
Şimdi mutlulukla öğreniyoruz ki, yapılacak törenin ardından önce Kınalıada, sonra da diğer Adalar’da bu bloklar resif olarak yerleştirilecek.
Yapay resif nedir?
Çeşitli malzemeler kullanılarak, belirli amaçlar doğrultusunda deniz tabanına yerleştirilen yapılara yapay resif denilmektedir. Yapay resifler basitçe denizde bulunan doğal kayalık ve mercan resiflerinin taklit edilmesinden ibarettir.
Dünyada resif anlayışı 1900′lü yılların başında başlamıştır. Yapay resif uygulamasında tecrübeleri en eskiye dayanan ülke Japonya’dır. Japon balıkçılar denizde kayaları yan yana dizerek, küçük ve eskimiş kulübeleri ve kullanılmayacak durumdaki tekneleri batırarak ilk yapay resifleri oluşturmuşlardır. Temel amaç üretim olan Japonya’da bundan 10 yıl önce dahi sadece yapay resiflerden 500.000 ton üretim yapılmıştır. Japonya’dan sonra en çok faaliyet gösteren ülke ABD’dir. Temel amaç dalış turizmi olan ABD’de, doğal afetleri ve su hareketlerini azaltarak fayda sağlamak ikincil amaçtır. Başlangıçta yapay resif çalışmaları bir birlik içinde yürümemiş ve Avrupa’daki yapay resif çalışmaları mahalli düzeyde kalmış 1995’te EARRN’nın kurulmasıyla uluslararası hale gelmiştir. Bu ağa üye ülkeler İtalya, İngiltere, Fransa, Yunanistan, Portekiz, Türkiye, İspanya, Hollanda, Finlandiya arasında İtalya ve İspanya’nın hatırı sayılır bir başarıyla yapay resifleri uyguladığı, bu iki ülkenin gerek üretim gerekse anti-trol resiflerini etkin bir şekilde tasarlayıp kullandığı görülmektedir.
Doğal resif Adalar
Şu anda Adalar, bulundukları konum itibariyle, bir iç deniz olan Marmara’nın doğal resifleridir. Türk Boğazlar sistemini koruyabilsek iyi bir balıkçılık politikası yürütebilsek böyle resiflere gerek kalmaz. Ama ne yazık böyle olmadı. 2009 yılından bu yana, Adalar ile Bostancı-Maltepe-Kartal sahilleri arasındaki bölüm, koruma alanı ilan edildi ama ne yazık ki, tahribat çeşitli şekillerde, büyük ölçüde de denetimsizlik nedeniyle devam etti. Ama asıl tahribat, koruma alanı dışında kalan, Neandros, Sivriada ve Yassıada’yı da içine alan güney bölgelerde gerçekleşti. Yapay resifler, asıl bu alanın korunmasında işlev taşıyacak. Böylelikle, denizel ortamımızın en önemli zenginliği olan mercanlar dahil, deniz çayırlarımızı da koruyabileceğiz.
Yüz yıllardır Adalar ve etrafında geleneksel yöntemlerle yapılan balıkçılığın devamı için de, bu korumaya ihtiyaç var.
Biz şimdi Çevre Şehircilik Bakanlığımız, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğümüz ile yine Gıda ve Orman Bakanlığımız/Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğümüz ile ortaklaşa İstanbul’un ilk resifleri ile en doğal ve özel alanında bir de koruma alanı yaratılması çalışmalarını yürütüyoruz. İlgili projenin yürütümünde İl ve ilçe müdürlüğümüz ile sürekli istişare ediyoruz.
Atılan resiflerin belirlenen koordinatları neye göre belirlendi? Hangi tür veya derinlikte organize edildi? Bunlar projenin başarısı için çok önemli. En önemlisi de kaçak avcılığın önüne geçilmesi için.
Dileriz ki yaz aylarına kadar proje amacına uygun şekilde gelişir ve sürdürülebilir balıkçılık, en önemlisi geleneksel balıkçılığımız için daha yeni projelere kapı açarız.
* Volkan Narcı – ADYSK Yönetim Kurulu Başkanı