‘Adalar Vakfı’nın ve Adalar’ın 30 yılı’, Adalar için bir dönem kitabı
Amacımız başlangıçta, Adalar Vakfı’nın kuruluşunun 30. yılı anısına bir şeyler yapmaktı. Bir toplantı, panel, eğer toplanabilirse görsel malzeme ve belgelerden oluşan küçük bir sergi ve elbette bir kitap.
Kitap işini ben üstlenmiştim. Hazırlıklara başladığımda, elimde iki temel başvuru kaynağı bulunuyordu.
Birincisi, karar defterleri, yazışmalar ve kuruluş belgelerinden oluşan Adalar Vakfı klasörleri, ikincisi de son 16 yılın yayınları. 2003 ile başlayan yıllar için sorun yoktu. Çünkü Temmuz 2003’de yayınına başladığımız Adalı Dergisi, hemen hemen kesintisiz olarak 10 yıldır yayınlanmaktaydı ve hem Adalar Vakfı’nın ve hem de Adalar’ın son 10 yılına tanıklık etmekteydi, bir anlamda arşivi gibiydi. Öte yandan yine bu dönemde Adalar Vakfı tarafından kurulan Adalı Yayınları, 50’ye yakın kitap yayımlamıştı. Daha da önemlisi, 2008 sonlarında kuruluş hazırlıklarına başladığımız ve 2010 yılında açtığımız Adalar Müzesi, bünyesinde bir Kent Arşivi oluşturmak üzere yola çıkmıştı ve bu amaçla Adalar tarihi için ulaşılabilen hemen tüm kaynak ve arşivlere girilmiş, bunlar derlenmiş, kullanıma hazır hale gelmişti. 1997 ile başlayan ve 2001 yılına kadar devam eden ve Mustafa Farsakoğlu’nun başkanlığı ile geçen 4 yıllık dönem için de, 13 sayı yayınlanmış Prens Adaları dergisiyle, yapılan ve kayıtları eksiksiz olarak tutulan yazışma belgeleri işimizi kolaylaştırmaktaydı.
Ama ya öncesi?
İşte o tam bir problemdi.
Vakfın 1983’de başlayan ve 20 Haziran 1984’de tamamlanan kuruluş çalışmaları için elimizdeki tek belge, kuruluş senedinin yer aldığı mahkeme kararıydı. 1986 - 1996 döneminde Adalar Vakfı birçok kez yönetim ve yer değiştirmiş, hemen hemen hiçbir zaman kendi merkezi olmamıştı. 1996 yılı sonlarında Adalar Kaymakamı olarak göreve başlayan Mustafa Farsakoğlu, kendisine hoşgeldiniz ziyareti yapan Adalar Vakfı heyetiyle (vakıf kurucularından Prof. Dr. Kenan Tunçomağ ve Necmi Tanyolaç ile Çelik Gülersoy) yaptığı görüşmede Adalar Vakfı’nı tanıdığını söylediği açıklamasında yer alan aşağıdaki cümleler bu durumu gözler önüne serer nitelikteydi: “.... Adalar Vakfı’ndan söz ettiler, ‘böyle böyle bir kuruluş var, biz bunun kurucularındanız. Ama vakıf atıl vaziyette. 1983 yılında kuruldu, aradan 13 yıl geçti ama henüz aktif bir etkinliği yok. Kuruculardan kaymakam Necati Karakayalı da rahmetli oldu. İlk başlarda o ilgilenmişti ama ondan sonra bu şekilde duruyor. O bakımdan sizi vakıfta görmek istiyoruz’ dediler. Ben de öncelikle vakfı bir incelemek istediğimi söyledim. Vallahi dediler, Seferoğlu’nda (Seferoğlu Kulübü’nün sahibi Orhan Pekin de vakfın kurucularındandı ve muhtemelen vakfa kulübün tarihi binasında bir yer tahsis etmiş olmalı H.B.) birkaç tane dosya vs. var onları size getirelim. Olur dedik, Seferoğlu’na gittik, daha sonra yandı o tarihi köşk biliyorsunuz, 1999 Marmara depreminden hemen sonra, Seferoğlu veya Azaryan köşkü. Orada bir büyük masa, işte toplantı masası şeklinde. Birkaç klasör dosya poşetleri falan konulmuş, içerisinde bazı belgeler vardı. Çok üzüldüm tabi bir vakfın böyle bir atıl vaziyette kalmasına. Çok seçkin insanlar kurucusu ve mütevellisi olmuşlar ama bir türlü gelişememiş.” Gerçekten de kuruluşla başlayan bu dönemin vakıf belgeleri, vakıf tarihini içerecek bir kitap hazırlığı için kullanılamayacak düzeydeydi.
Vakıf belgelerine ulaşabiliriz ümidiyle Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün Adalar Vakfı ile ilgili bölümünü de aradık ama aldığımız yanıt, belirli periyodlarla tüm vakıf belgelerinin “SEKA’ya gönderildiği” ve istediğimiz döneme ilişkin bir kaydın olmadığı yönündeydi.
Geriye tek yol kalıyordu. Hayatta olan vakıf kurucularıyla ve yine bu dönemde yönetim kurulllarında görev yapmış olanlara ulaşmak ve onların anılarını, değerlendirmelerini sayfalarımıza taşımak.
‘Adalar Vakfı’nın ve Adalar’ın 30 yılı’
Adalı Yayınları
Derleyen: Halim Bulutoğlu
Yayın tarihi: Haziran 2014
Sayfa sayısı: 780, Büyük boy
Fiyatı: 20 TL
Kitaptan önemli bölümler:
- Adalar Vakfı’nın Kuruluş yılları
- Prens Adaları dergisinden vakfın ve Adalar’ın 1999-2001 dönemi
- 2001-2014 yılları arasında Adalar ve Adalar Vakfı
- Adalar Vakfı’ndan Adalar’a kalanlar:
- Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi
- Adalar Müzesi
- Adaevi
- Adalı dergisi
- Adalı yayınları
- Tanıtım ve Turizm çalışmaları
Aslında Adalar Müzesi Sözlü Tarih Arşivi için çalışmalara başladığımız 2009 yılından bu kitabın hazırlıklarına başladığımız 2013 ortalarına kadar 200’den fazla Adalıyla sözlü tarih görüşmeleri yapılmıştı. Ama yapılan görüşmeler arasında Adalar Vakfı kurucusu hemen hemen yok gibiydi. Bu eksiği tamamlamak için yola çıktığımızda ise çok geç kalınmıştı. Çünkü Adalar Vakfı 22 kişi tarafından kurulmuştu ama bu süreçte aktif kişi sayısı 4-5’i bulmuyordu ve onlardan sadece Kenan Tunçomağ hayattaydı. Ne yazık ki Sayın Tunçomağ da ileri yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle konuşmayı kabul etmemişti.
22 kurucudan sadece Yaşar Azmi Dodanlı ile görüşebildik. Sayın Dodanlı, sayfalarımıza aldığımız görüşme notlarında da görüleceği üzere, kurucular beyannamesi imzası da dahil olmak üzere vakıfta birkaç aktiviteye katıldığı için çok az şey hatırlıyordu.
Kurucular arasında yer alan ve ölümüne kadar geçen son 20 yılda yönetim kurullarında bulunan Necmi Abinin (Tanyolaç), Adalı Yayınları’ndan iki kitaba da dönüşen Ada ve Vakıf üzerine yazıları elimizdeydi ama kuruluş dönemi ne yazık ki bu yazılarda fazla yer almıyordu. Yaşam öyküsünü kaleme almak için 2010 yılı ortalarında başladığımız görüşmeler de, büyük kesintilerle doluydu. (Rahatsızlığının ilerlemeye başladığı dönem.)
Kitap için Adalar Müzesi arşivine girmek üzere yapılan sözlü tarih kayıtlarını sadece kuruluşta yer alanlarla sınırlı tutmadık. Son 3 dönem başkanları ile elimizde kaynağın çok olduğu son 10 yıl dışındaki dönemlerde aktif olanlara da mikrofonu uzattık. 1996-2003 yıllarında vakfa çok büyük emek vermiş sevgili Cem Kuşadalı gibi. 1992-1996 yıllarındaki yönetim kurullarında başkanlık görevini üstlenen Sayın Mukaddes Orçun ile 2014 yılı başlarında yaptığım görüşmede, dönemine ilişkin notları ve görüşlerini ileteceği sözünü almıştım ama kızının doğumuna destek için İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalmış ve bu kitap yayına girdiği günlerde henüz dönmemişti.
Bu eksikler nedeniyle belki de kitaba Adalar’ın ve Adalar Vakfı’nın son 17 yılı dememiz gerekirdi ama kişisel olarak ben bunu doğru bulmadım.
Böyle yapıldığında kurgu bozulmuş, daha da önemlisi 30 yıllık vakıf tarihi 17’ye inmiş olacaktı.
Eksikleri gazete arşivlerinden bulduklarımızla tamamlamaya çalıştık. Ama inanıyorum ki, bu kitap çıktıktan sonra da, vakıf tarihinin bu eksik dönemi için katkılar devam edecektir. Ve vakfın 40. yılı kaleme alındığında, daha eksiksiz bir vakfı tarihi de yazılmış olacaktır. Kitabın başlığına ‘Adalar’ın 30 yılı’nı niye taşımak gereğini duyduğumuz sorusuna gelince. Özellikle son 17 yılın kaynaklarını incelerken gördük ki, vakfın tarihiyle Adalar’ın tarihi büyük ölçüde kesişiyor. Çünkü vakıf her ne kadar sınırlı, tanımlı bir amaç için kurulmuş olsa da, bu dönemde Adalar’ın genel sorunlarına sırtını dönmemiş, onları hep gündeme taşımış; hem faaliyetleriyle, hem yönetimde yer alanların genel gündeme ilişkin görüş, değerlendirme ve yazılarıyla, hem de periyodik olan olmayan yayınlarıyla bir anlamda Adalar’ın bu yıllarına, olan bitene tanıklık etmiş, ışık tutmuş.
Kitaba sadece çok tanımlı ve sınırlandırılmış şekilde “Adalar Vakfı Faaliyetlerini” almış olsaydık, çok eksik bir iş yapmış olmakla kalmaz, vakfa da büyük haksızlık etmiş olurduk.
Başlığa “Adalar’ı” taşıyarak bu eksikliği ortadan kaldırdığımız gibi, Adalar’ın aktüel tarihi açısından da önemli olduğunu düşündüğümüz bir kaynak ortaya çıkmış oldu