Salı, 01 Temmuz 2014 00:00

Diyabet Mellitus (Şeker Hastalığı)

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Diyabetin komplikasyonları

Diyabetin komplikasyonları kalbi, gözleri, böbrekleri, kan dolaşımını, sinirleri ve deriyi etkiler. Bu ciddi komplikasyonlar her diyabetin kaçınılmaz sonucu değildir. Tip-1 diyabet için açıkça görülüyor ki, kan şekeri seviyenizi sıkı kontrol altında tutarak komplikasyon riskini azaltabilirsiniz. Kanıtlar çok güçlü olmamasına rağmen, pek çok uzman bu durumun Tip-2 diyabet için de gerekli olduğunu düşünüyor. Birbirini takip eden komplikasyonlar bir uzmanın yardımıyla saptanabilir, müdahale edilebilir ve yönetilebilir.

Retinopati: Yüksek kan şekeri seviyesi, gözün arkasını kaplayan ışığa duyarlı retinanın küçük damar yollarına zarar verdiğinde oluşan ciddi bir problemdir. Yılda en az bir kere diyabetik göz muayenesi için bir göz doktoruna gidilmelidir. Doktor, lazer tedavisiyle kontrol altına alınabilen retinopatiyi erken teşhis etmekte yardımcı olmak için, retinanızın düzenli fotoğraflarını çeker ve flüoresan anjiyografi adı verilen testi yapar. Diyabetli kişiler, diyabet hastalarında çok sık görünen olası üç önemli hastalığa karşı yılda bir kere bir göz doktoruna kontrole gitmelidir.

Nefropati: Böbreklerin vücudumuzdan atığı atabilme yeteneğinin azalması, narin filtreleme sisteminin hasar görmesidir. Diyabetin böbreklere verdiği hasar, eğer yüksek tansiyonunuz da varsa, ağırlaşır. İdrarınızdaki albümin proteinini izleme testi diyabetteki böbrek hasarını erken teşhis etmeye yarar. Eğer diyabetiniz varsa, böbrek hastalığının erken sinyallerini alabilmek için yılda bir kere kan ve idrar testi yaptırmalısınız İdrar yolu enfeksiyonlarına hemen müdahale edilmesi de böbrekleri korur. Üzerine gidilmeyen diyabet, çoğunlukla böbreklerin iflasına neden olur, diyaliz ya da böbrek nakli gerektirebilir.

Kalp damarlarında ateroskleroz: Anjine, kalp krizine ve kalp yetmezliğine neden olan ateroskleroz, çoğunlukla diyabetiklerde görülür. Kan şekerinizi kontrol altında tutmak, aterosklerozu önlemekte bir miktar yardımcı olacaktır. Eğer diyabetikseniz, kolesterol ve tansiyonunuzu kontrol altında tutmak çok daha önemlidir, çünkü yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol diyabetiklerde koroner arter hastalığının başlıca nedeni olarak görülmektedir.

Ayak problemleri

Birçok nedenden dolayı, ayak ülserlerini ve ayak yaralarını kapsayan ayak problemleri, diyabetikler arasında yaygındır. Sinir hasarı, büyüyen bir iltihaptan sizi habersiz bırakacak kadar his kaybı yaratabilir. Büyüyen iltihaplar zor iyileşirler çünkü kan akışı azalır. Diyabetiklerde yara enfeksiyonları çok kolay gelişir. Kangren ve ampütasyona neden olan ciddi iltihaplanmalar asla iyileşemeyebilir. Ayaklarınızı her gün yıkamalı, yaralar ya da enfeksiyon sinyallerine karşı dikkatle muayene etmelisiniz ve eğer şüpheli herhangi bir şey bulursanız, doktorunuza başvurmalısınız. Ayak hastalıkları uzmanı (podiatrist) tırnaklarınıza bakacaktır. Tırnaklar çok kısa kesilmemeli ve enfeksiyonu önlemek için düzenli kesilmelidir. Daima ayakkabı giyin ve iki hafta içinde geçmeyen ne türden yara olursa olsun mutlaka uzmanınıza görünün.

Enfeksiyonlar: Kan şekeri çok yüksek olduğunda beyaz kan hücreleri enfeksiyonları ihraç etmekte etkin bir biçimde çalışamazlar. Diyabetikler özellikle deri üstü ve vajina içi mantar enfeksiyonlanna ve aynı zamanda kan çıbanlarına ve bakteriyel enfeksiyonlara meyillidirler.

Tedavi Seçenekleri

Eğer diyabet semptomlarından herhangi biri varsa, size fizik muayene uygulayacak, kan ve idrarınıza şeker testi yapacak bir doktora gitmelisiniz. Kanınızda ya da idrarınızda kan şekeri seviyesi normal çıkmazsa, doktorunuz kanınızı tekrar test edebilir. Test, yemek yedikten iki saat sonra ya da bir gecelik açlıktan sonra ya da glikoz toleransı testi formatında yapılmalıdır. Glikoz toleransı nasıl yapılır testinde, size içmeniz için şekerli su verilir ve beş saat süresince kan şekeri seviyeleriniz ölçülür. Kandaki yüksek glikoz seviyesi diyabetiniz olup olmadığını belirler. Doktorunuz ayrıca, çoğunlukla tip-1 diyabetlerde oluşan yağ parçacıklarının, ketonların, olup olmadığını anlamak için idrar testi yapabilir. Diyabet iyileştirilemez, fakat doğru tedaviler komplikasyonları ve semptomları büyük oranlarda azaltabilir. Başka bazı özel koşullar dışında, tedavi ekibi üzerinde en önemli kişi diyabetli kişidir. Siz eninde sonunda hastalığını, büyük bir dikkatle ilacını, egzersizini, diyetini kontrol etmesi gereken kişi olacaksınız. Başlangıçta bu durum caydırıcı gelebilir, fakat çoğu kişi diyabetini yönetmeyi öğrenir ve çok kısa bir süre içinde de basit ve kolay gelir. Atılması gereken en önemli adım (ve sizin de ilk yapmanız gereken şey) hastalık hakkında bilgilenmenizdir. Uzman doktorunuz, hemşireler ve diğer sağlık görevlileri hastalık hakkında sizi bilgilendireceklerdir. Uzmanınız size bir tedavi planı yapacaktır, düzenli egzersizler verecektir, sizinle düzenli bir şekilde ilgilenecek, insülininizi, glikoz seviyelerinizi denetleyecek ve uzun vadeli komplikasyonların semptomlarını araştıracaktır. Diğer uzmanlar da diyabetle ilgili problemlerle uğraşır. Göz doktoru, diyabetik retinopati gelişme ihtimaline karşı düzenli göz muayenesi yapar. Ayak hastalıkları uzmanı (podiatrist) ayak bakımını sağlar. Diyetisyen (beslenme uzmanı), tıbbi ihtiyaçlarınıza uygun diyet planlamasında yardımcı olur. Eğer böbrek fonksiyonları bozuluyorsa, bir nefroloji uzmanının (nefrolog ya da böbrek hastalıkları uzmanının) yardımına ihtiyacınız olacaktır. Tedavinin ilk amacı kandaki glikoz seviyesini normalleştirmek olmalıdır, uzun vadeli hedefleri ise olası komplikasyonlar önlemek ve ömrü uzatmak olmalıdır. Ciddi diyabeti olan az sayıda kişi, pankreas nakli yaptırmaktan yararlanabiliyor. Çünkü pankreas nakli, doku uyumları tam olan bireyler arasında yapılmalıdır ve alıcılar vücuda nakledilen hücrelerin reddedilmesine karşı, yan etkileri olabilen, çok güçlü immün (bağışıklık sistemi) baskılayıcı ilaç tedavisi almalıdır.

Tip-1 diyabet için: Tip-1 diyabeti olan kişilerde kan glikozu seviyesini normalleştirmek için üç yol vardır: 1. Vücudun üretmediği hormonu yerine koymak için her gün insülin iğnesi olmak. 2. Beslenme planı ve düzenli egzersiz yapmak. Doktorunuz sizi düzenli olarak muayene edecek ve gün içinde birkaç kere kan glikozu seviyenizi ölçmeniz gerekecektir. 3. İnsülin Tip-1 diyabetikler, kendilerine yapmayı öğrendikleri insülin iğnesine, günün farklı zamanlarında ihtiyaç duyarlar. Deri altına uygulanan iğneler bir süre sonra kısmen acısız ve rutin gelmeye başlar. Enjekte edilebilen insülin, genetik mühendisliği tarafından üretilen insan insülinidir. İnsülin iğnelerinin; çok kısa süreli olanı (insülin lispro), kısa-süreli olanı (regüler insülin), orta-süreli olanı (isophane insulini ve çinko insulini) ya da uzun-süreli olanı vardır.

Tip-1 Diyabetliler için Yoğun Tedavinin Faydaları

Yoğun insülin uygulaması, daha az yoğun konvansiyonel tedavilerle kıyaslandığında, Tip-1 diyabetis mellutusu olanlarda komplikasyon gelişimini yavaşlatabilir ya da erteleyebilir.

Glikozu izlemek ve insülin iğnesi yapmak

Doktorunuz, glikoz için kanınızı günde kaç defa ve ne zaman test etmeniz gerektiğini size anlatacaktır. Küçük bir not defteri kullanarak; testi ne zaman yaptığınızı, sonuçlarını, ne yediğinizi, nasıl hissettiğinizi ve ne kadar egzersiz yaptığınızı kaydedin. Bu kayıtlar size ve doktorunuza, uyguladığınız tedavi planının nasıl gittiğini ve düzenleme yapmanın gerekli olup olmadığını gösterecektir. Doktorunuz ya da diyabet eğitmeniniz, evde kendi kendinize kan glikozunuzu test etmeye yarayan aletler tavsiye edeceklerdir. Test edilen kan (idrar değil), kandaki şeker miktarının çoğunlukla kesin sonucunu verir. Test, kan örneği için parmağınızı iğneyle delmenizi ve renklendirilmiş çubuğa damlatmanızı (şeker ölçme çubukları) gerektirir. Daha sonra bu çubuk, ihtiyacınız olan insülin miktarını ayarlamaya yardımcı olan glikoz monitörüne yerleştirilir. Bazı diyabetikler kanlarını test etmek yerine idrar testi yapmayı tercih ederler. Bu, ikinci en iyi test olmasına rağmen, eğer bu testi seçerseniz, yine de idrar şeker düzeyini düzenli olarak kontrol etmelisiniz.

İnsülini enjekte etmek: Doktorunuz kullanacağınız insülinin türünü, kaç defa kullanacağınızı ve ne zaman enjekte edeceğinizi size anlatacaktır. Başlangıçta, pek çok insan iğnelerin acıtacağından şikâyet eder. Fakat sonra öğrenirler ki, iğneler oldukça ince ve kısa olduğu için ve kasın içine değil deri altına yapıldıkları için acısı oldukça azdır. Karın, kolların üstü, üst bacaklar, bel kısmı ve kalçalar insülini enjekte etmek için iyi noktalardır. İğne yapılacak yeri, bir miktar gerdikten sonra iğneyi batırmak, ilacı enjekte ederken de deriyi serbest bırakmak gerekir. İğne yapılan bölgeleri değiştirmek önemlidir, böylece yaralı doku ve yağ, iğne yerlerinde birikmez, vücudunuzun insülin emilimini engellenmezler. Tek kullanımlık iğneler kullanılmalıdır.

Ne yememiz gerekir?

Kan şekeri seviyesini normal bir düzeyde tutmak için kan şekerini etkileyen üç faktörün -diyet, egzersiz ve ilaç- miktarını ve zamanlamasını düzenli bir şekilde uygulaması gerekir. Düzensiz yemek yemek ya da vücudu glikoza aç bırakmak ve sonra büyük öğünlerle birden yüklenmek, kan şekerinde dramatik dalgalanmalara neden olur, metabolizmanızı yorar ve ne kadar ilaca ihtiyacınız olduğunu öngörmeyi zorlaştırır. -Her gün yaklaşık aynı miktarlarda gıda alın.

-Her gün öğünlerinizi ve ara öğünlerinizi yaklaşık aynı zamanlarda yemeye çalışın.

-Öğünlerinizi ve ara öğünlerinizi atlamayın.

-Diyabet ilaçlarınızı her gün yaklaşık aynı zamanda alın.

-Her gün yaklaşık aynı zamanda egzersiz yapın.

-Doktorunuzla, öğünler, ara öğünler, ilaç ve egzersiz için size en uygun zamanlamayı konuşmalısınız.

Son değişiklik Çarşamba, 25 Mart 2015 21:15
Yorum yapmak için oturum açın