Bırakıp gidiyoruz sizi, Zeytin kedi, Sarman kedi, Paşa, Duman, Pisig, Uslu kedi, Cincan, Edi ile Büdü...Ya siz Balım, Kocabaş, Ada kız, Yaman... Sokağın bekçileri. Bırakıp da gidiyoruz sizi.
Aslında sizleri doğadan koparmadan sahiplenmektir en güzeli. İnsanoğlu kedileri evcilleştirmiş dolayısı ile onlara bakmak beslemek zorunda ama köpekler öyle değil ve zaten onlar sokağa daha dayanıklı. Onlar kendilerini bize sevdirdikçe biz de vicdan yapıyoruz. Kedinin tüm özgürlüğünü elinden alıp eve hapsetmek, onu doğasına aykırı yaşatmaktır. Kedidir bu... Bırakın bahçede oynaşsın, güneşe cilve yapsın. Zengin kedi ya, evde yemeği var, gerçi o buzdolabının içinde kendisine göre ne yemek olduğunu da çok iyi bilir ama evin sofrası her zaman açık olmayabilir, bırakın avlansın, kuş, kelebek hatta kertenkele, sinek kovalasın, çekirge yesin. Karnını doyurmayı öğrensin. Bırakın cinselliği yaşasın. Gerekmediği zaman hemen kediyi kısırlaştırmayın, ona da yaşam hakkı tanıyın.
Sokak köpeklerine gelince, onlar vefalarını çok çabuk belli ediyorlar, takılıyorlar peşinize ama siz de onları yalnız sevmekle kalmayın. Madem ilgi gösteriyorsunuz temizliklerine önem verin. Onlar kedi gibi kendilerini temizleyemezler, dışkılarını da toprağa gömemezler. Madem seviyorsunuz, biraz daha fazla ilgiyi esirgemeyin köpeklerden. Taratın onları, yıkatın, hastalara ve hastalıklı olanlara sahip çıkın ve kulaklarına şunu fısıldayın:” Madem doğanızda kedi eti yemek yok, sakın kış günü kedilere saldırmayın, parçalamayın onları.”
Kış geliyor. Dondurucu soğuklarda biz evimizin sıcacık köşesinde karnımız tok kahvemizi yudumlarken Allahın bize emanet ettiği canları da unutmayalım. Kapımızı aralık tutalım, aşımızı paylaşalım ve kesinlikle hayvanlara çiğ yiyecek dağıtmayalım.
Empati Derneği ve Pati Destek Gruplarını, patilere verdikleri insani destekten dolayı teşekkür eder ve kutlarım. Bizim de görevimiz onların yanında olmak ve yorgunluklarını paylaşmak olmalı.
Kuşları unuttum mu sandınız? Martılar, kargalar, güvercinler, serçeler. Hani nerede kırlangıçlar, ya gece kuşları? Onlar olmadığı için mevsim boyunca haşaratla baş edemedik, yara bere içinde kaldı kollarımız, bacaklarımız, hele yüzümüz.
Son dönem çokça konuşulan atlar!!! Dilerim vicdanlı ellerde kışı geçirirsiniz. Artık Adalara bir at veterineri tayin etmek için bilmem ki ne yapmalı! Eskiden faytoncular evlatları gibi bakarlardı atlara ve atlarına. Şimdi bir fayton ve faytoncu münakaşasıdır sürüp gidiyor.
Adalardaki ulaşımda fayton geleneği kalsın mı kalmasın mı? Kalsın. Gelenekleri devam ettirmek bizim görevimiz. Ada halkı ile sorun olmaz yeter ki Ada ziyaretçileri ve turistler Ada kültürüne saygılı olsunlar. Yeter ki kontroller düzenli bir şekilde yapılsın, cezalar kesilsin ki faytoncular da daha dikkatli olabilsinler. Geçen hafta Aya Yorgi’ye gidebilmek için iki kez faytona bindim, atlar bakımlıydı, faytoncular sakin.
Faytonu olan Adalara toplu taşıma araçları da ilave edilerek ulaşıma kolaylık sağlanabilir yeter ki akülü araç ve bisiklet terörüne bir son verilsin. Çünkü insanlar bu konuda umursamaz davranmakta ısrar ediyorlar.
Güçlü ve çilekeş atlar, sakın üzülmeyin. Biraz özen, biraz düzen, vicdan ve sevgi ile eski itibarınızı kazanırsınız. Kimse sizi emek verdiğiniz Adanızdan sürerek kaderinize terk etmez.
Sevgili Pati dostlarım,
Umarım kış mevsimi çok soğuk geçmez ve siz insanların vicdanına sığınır, baharda hayvan sever dostlarınızla buluşursunuz.