Perşembe, 03 Ekim 2019 08:58

Nezihe Meriç Edebiyatı Hakkında...

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

 

eski okul 1 280x

Nezihe Meriç edebiyatımıza damga vuran bir dönemin, 1950 kuşağının önde gelen yazarlarından biri. Roman, oyun, anı türlerinde eserleri, çok sayıda çocuk kitabı da var, ancak en çok öykücülüğüyle tanınmakta.    

Meriç’in 1953 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı Bozbulanık edebiyat çevrelerinde büyük bir ilgiyle karşılanır, dönemin eleştirmenleri tarafından 1953 yılının en başarılı hikâye kitabı olarak kabul görür. Behçet Necatigil ise şu değerlendirmeyi yapar Bozbulanık için: “İşlediği konulara bir iç zenginliği, dinlendirilmiş dikkatler, boyutlar ekleyen yazar, değerini daha bu ilk kitabıyla kabul ettirmişti.”

Nezihe Meriç genellikle orta sınıf kent insanlarının, eğitimli kadınların günlük yaşamlarından kesitler veren, olaylara değil de olayların insanlar üzerinde yarattığı etkilere, duygu değişikliklerine odaklanan ve bunu ağırlıklı olarak iç konuşmalarla okura yansıtan öyküler yazmıştır. Kadın dünyasına eğilen ilk yazar değil kuşkusuz, ancak kendinden öncekilerden farklı bakıyor bu dünyaya. İlk kitabından başlayarak kadının toplumdaki yerini sorguluyor, bu sorgulama kadının birey olarak varoluşunun da göz ardı edilmediği bir mücadeleye dönüşüyor gitgide. Öykülerdeki kadınlar bireysel ve toplumsal gerçeklikleriyle ele alınıyorlar. Daha ilk kitabıyla dikkat çeken yenilik arayışları yazarı değişik anlatım biçimlerine yönlendiriyor ve böylelikle klasik hikâye anlatımından uzak, kendine has metinler üretiyor. İçerikteki yeni bakış açısı kurguda, anlatımda ve dilde de gösteriyor kendini.

eski okul 2 280x

İlk iki kitabı Bozbulanık ve Topal Koşma’daki öykü karakterleri, toplumsal düzeni az çok kabullenmiş kadınlardır. Aksaklıkları görürler, sorgularlar ama umutları ve çıkış yolu arayışları yine toplumun çizdiği sınırlarla, düzenin vadettikleriyle sınırlıdır. Üçüncü kitabı Menekşeli Bilinç’teki öykülerde ise toplumsal baskıya karşı direnen, farklı çıkış yollarını gören ve bu yolda ilerlemeye kararlı kadınlar çıkar karşımıza. Bu kadınlar sadece toplumsal yaşamdaki özgürlüklerine değil, kendi cinsel özgürlüklerine de sahip çıkma çabasındadırlar. Bilinçlenme ve direniş başlamıştır artık.

Meriç’in öykülerinde karakterlerin tedirgin, huzursuz ruh hallerine rağmen umudun varlığı da hissedilir. Kadınların sığınağı olan mutfak, dünyayı algıladıkları, hayatın devamlılığını sağlayan üretim, huzur ve sevinç mekânıdır aynı zamanda: Fokurdayan çaydanlık, demlenen çay, kızarmış ekmek, vazgeçilmez kahvaltı sofraları, kaynayan çorba, pişen yemek, renkler, kokular iç sıkıntısının en yoğun olduğu öykülerde bile görünüp kaybolur; mutfak umudun simgesi olarak ferahlık getirir öyküye. Meriç’in çocuk kitaplarının kahramanları sevimli, küçük kız çocukları kimi öykülerde de belirir; durgun, bunaltıcı havayı dağıtarak okura umut verir.

Meriç’in dördüncü öykü kitabı Dumanaltı’yla birlikte yeni bir dönem başlar: 12 Mart’tan 12 Eylül 80’e uzanan yıllardaki siyasi iklimin, ölümlerin, tutuklanmaların bireyde yarattığı etkiler görünür kitaplarında. Toplumsal ve siyasal çalkantıların izleri yazdıklarına yansır. Sonrasındaki kitaplarında yaşadığı yerlerin, Boğaziçi’nin, yazlarını geçirdiği Bodrum’un izlerini, giderek öykülerinin oluşum serüvenlerini görürüz. Öykünün oluşumunu da paylaşır okuruyla; yazarın bu süreçte çektiği sıkıntıları aktararak daha sonra yazacağı kimi öykülerin temelini kurar.

Eserleriyle bizi besleyen, yolumuzu aydınlatan değerli yazarımızı, yakınlarının deyişiyle -ki kendisi böyle söylenmesini isterdi- Nezim’i sevgi ve saygıyla anıyorum.

15 Eylül 2019, Heybeliada

 

Son değişiklik Cuma, 04 Ekim 2019 17:46
Yorum yapmak için oturum açın