9-12 Mart Katmandu, Nepal
3 günlük Nepal gezimizden bizlere kalanlar, çok değişik bir kültür, farklı adetler, muhteşem Himalaya dağlarının eteklerindeki bir vadinin içine yer alan Katmandu kentinin tozu, toprağı (2011 yılında meydana gelen 8 büyüklüğünde deprem pek çok kentte ve başşehirde alt yapıyı bozmuş) yanında ilginç ve sanat harikası tapınaklar, komşu şehirler ve daha nice enteresan görüntüler...
Hindistan Hava Yollarına ait uçağımızla Yeni Delhi'den hareket ediyoruz. Uçakta yanımızda oturan Nepalli genç kızla sohbet ediyoruz. Katmandu’ya yaklaşırken gökyüzünde bulutların çok üstünde görünen sıradağları ve jilet gibi sivri tepeyi gösteriyor bize. Himalayalar ve Everest tepesi çok yakınımızda, yanından geçiyoruz.
Katmandu, 723 senesinde kurulmuş ve 1816 senesinde İngilizlerin eline geçmiş sonra yeniden Nepal'e verilmiş. Katmandu, 2.000 senelik Swayambhunath Nath ve Hinduizm'in en kutsal yerlerinden Pashupatinath Tapınağı gibi dini ve tarihsel eserlere ev sahipliği yapmakta. Katmandu Vadisi'ne ilk yerleşim M.Ö. 100 yıllarına rastlar. Ancak Katmandu'nun keşfediliş tarihi M.S. 12. yüzyılda Mallalar zamanındadır.
Otelimize yerleşiyoruz ve akşam yemeğinden sonra odalarımıza çekiliyoruz.
Sabah, otelimizden otobüsle hareketle önce şehri turluyoruz. Hindistan’da bazı mahallelerde sıkça rastladığımız maymunlar burada o kadar çok ki, damlarda, çatılarda bazen de yollarda dolaşıyorlar. Adalarda bolca kedi görmek ne kadar normalse Katmandu'da da maymun görmek aynı şey. İlk gözümüze çarpan şehirdeki viranelik, büyük depremin yaraları hala sarılamamış. Bir de spagetti telefon ve elektrik telleri çok ilginç. Burada insanların üstü başı daha düzgün, fakiri daha az gibi. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan ve Budizm'in dünyadaki en kutsal yerlerinden birisi olan yani Swayambhunath Stupası'nı (Maymunlar Tapınağı)'nı ziyaret ediyoruz. Hem Budistler hem Hindular, ibadet için tapınağa ziyarette bulunuyorlar. Tapınak Katmandu’nun yüksek bir tepesine kurulmuş. Otobüsle tepeye çıkıp, merdivenlerle tapınağa ulaşıyoruz. Tapınakta ,altın kaplama üzerine yapılan Buda'nın gözleriyle burnu yer alıyor. Tapınak bölümü tam bir şenlik, ellerindeki muzlarla oradan oraya koşuşturan kutsal maymunlar, para karşılığı fotoğraf çektiren Sadu'lar, ilginç şekillere sahip tesbihler, sihirli kolyeler, bu harikalar diyarı bizi hemen içine alıveriyor. Katmandu şehrini bu masalsı tepeden seyrederken yeni bir kültürle tanışmanın heyecan verici hazzı içindeyiz.
Eski Nepal'in kralları tarafından yaptırılmış olan tapınaklar, avlular ve mabetler ile dolu olan, Katmandu'nun dini ve sosyal merkezi olan Durbar Meydanında dolaşıyoruz. Tapınaklar tahta kalaslarla deprem sonrası çökme riskine karşı korunuyor. Meydanda satıcılar etrafımızı sarıveriyorlar, oldukça ucuz fiyatla sandal ağacından kolye tespihler satıyorlar. Lord Shiva Tapınağı, Nyatapola Tapınağını görüyoruz. Baktapur gezimizi yapıyoruz. Yaşayan tanrıça Kumari'nin evi de burada, kendisi henüz 5 yaşında olup, belli saatlerde Kumari, avludaki camdan dışarı bakarak halkı selamlamakta. Çok şanslıyız onu görüyoruz ama fotoğrafını çekmek yasak.. Yaşayan Tanrıça olarak kabul edilen Kumari'nin evi 1757 senesinde yapılmış. Evin girişinde kapının sağ ve solunda biri erkek diğeri kadın olmak üzere iki tane aslan figürü yer almakta ve inanışa göre evi korumakta. Akşam yemeği, alıştığımız tarzda, gece yorgunluktan erken yatıyoruz.
Kahvaltı sonrası Katmandu turumuza devam ediyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Bouddhanath Tapınağı'nı ziyaret ediyoruz. Burası,bBudistler için bir hac mekânı olma özelliğine sahiptir. Yapıldığı tarihin tam olarak bilinmediği fakat M.Ö. 5.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmekte. Söylentilere göre Buda'nın ölümünden önce inşa edilmiş. İnsanlar bakırdan yapılmış ve yanyana dizilmiş silindirleri çevirerek ilerliyorlar ve bir çeşit ilahiyi (onların deyişiyle mantrayı) tekrarlıyorlar. Om mani Padme Hum,Om mani Padme Hum;anlamı Lotus çiçeğinin içindeki Mücevher...
Yani :(Sidharta Budha)
Sonrasında ise "Kutsalların Kutsalı" olarak adlandırılan, ölü yakma törenlerinin yapılarak küllerin Ganj'a döküldüğü Pashupatinath Tapınağı'nı geziyoruz. Ganj'ın önemli bir kolu olan Bagmati nehri üzerinde yer alan, "Kutsalların kutsalı" olarak adlandırılan bu tapınak yıkım ve yeniden doğum tanrısı Lord Shiva'ya adanmış. Hinduizm'de ölümden sonra bedenlerin burada yakılması ve küllerin Ganj ile birleşmesi için nehire savrulması, kişinin cennete gidişini kolaylaştırdığından, burası çok kutsal kabul edilmektedir. Suyu çekilmiş nehrin karşı kıyısında yakılan kişinin külleri üstümüze uçuşuyor. Sevgili rehberimiz Derya Uçar hanım her zamanki sempatikliği ile burada yaşayan Sadular ile samimi bir sohbete dalıyor. Sadular bizi de kutsuyorlar, iyi şans diliyorlar.
Sonrasında Patan gezimizi yapıyoruz. Budizm'in Darma-Çakra felsefesindeki "Doğruluğun Çarkı" sistemine göre inşa edilmiş. Patan şehrinin dört köşesinde ve bir tane de merkezinde Ashoka Stupaları gibi tarihi tapınaklar var. Şekilleri ve ölçüleri ile nefes kesiciler. Bu tapınakların dışında da 1200 adet farklı tapınak da bulunmakta. Patan gezimiz sonrasında Thamel pazarında serbest zamanımızda alışveriş yapıyoruz. Yöresel lezzet, Nepal mantısı, Momo, yiyoruz. Nepal kaşmirinden atkılar, küçük Budha heykelcikleri, vurduğunda Om sesi çıkaran çanaklardan alıyoruz.
Küçük bir grup arkadaşımız eşim dahil, korkusuz çıkıyor ve mini bir uçakla, sabahın köründe, Himalayaların üstünden keşif uçuşu yapıyorlar. Everest tepesine oldukça yaklaşıyorlar, ellerinde birer sertifika otele sağ salim geri dönüyorlar.
Kahvaltı sonrası havalimanına transfer ediliyoruz. Türk Hava Yolları'nın öğle uçuşu ile İstanbul'a hareket ediyoruz.
1960'lı yılların Çiçek Çocukları olan Hippi'lerin mekan tuttuğu şehir olan Katmandu'dan ve Budizmin kurucusu Budha'nın doğduğu Nepal ülkesinden ayrılırken belleğimizde unutulmaz anılar ve binbir çeşit yeni bilgiler, Himalaya'ların üzerinden Türkiye'ye doğru uçuyoruz. Pakistan ve Hindistan'ın, Keşmir bölgesindeki anlaşmazlığı hala sürdüğünden, yolculuğumuz yine güneyden ve 11 saat sürüyor ama uçakta hiç sıkılmıyoruz; yaşadığımız inanılmaz deneyimleri konuşuyor ve birbiri ardından Hint filmleri izliyoruz.