Amalfi Coast
Napoli pizzanın, makarnanın, yüksek sesle konuşan neşeli İtalyan'ların şehri. Karmaşık trafiği, çamaşır asılı sokakları, derbeder görünüşlü apartmanları, asırlık meydanları, kiliseleri, yanı başında uzanan ve limon kokulu kasabaların oluşturduğu güzelim İtalyan Riviera'sı, tek ve özel.Vezüv Dağı ve antik çağın lanetli Pompei şehri ile gezdikçe keşfedilecek önemli bir şehir.
Ne yazık ki bu şehirde az zamanımız var. Akşam yemeğinden sonra yola çıkıp Amalfi Coast denilen kıyı şeridinde, Piccola'da, Furore adındaki küçük bir yerleşim yerinde bir evde kalacağız. Sabah kahvaltıda sonsuz maviliği, dantel gibi kıyıları çok yüksekten seyredeceğiz.
Napoli'yi yürüyerek dolaşıyoruz. İlk durağımız Basilica di Santa Chiara (Santa Chiara Manastırı). İtalyan çini sanatının yer aldığı bir müzeye benziyor. Çinilerle kaplı sütunlu yollarda yürüyüp fotoğraf çekiyoruz, çinilerle kaplı banklarda oturuyoruz.
Centro Storico Unesco Dünya Mirası Listesinde yer alan bir eski şehir merkezi. Buraya açılan minik meydanlar ve çamaşırlar asılı dar sokakları var. Şehrin en kalabalık caddeleri dini yapıların bulunduğu caddeler. Müzelerin önünde uzun kuyruklar oluşmuş. Pizzacılar, dondurmacılar, pasajlar, mağazalar bu bölgede. Adını şair Dante’den alan Piazza Dante meydanı ve meydanın ortasında Dante’nin 19. Yüzyıldan kalma bir de heykeli burada bulunuyor. Yaz akşamlarında en gözde toplanma yerlerinden.
Piazza Bellini, adını ünlü besteci Vincenzo Bellini’den alıyor. Napoli Üniversitesi’nin Edebiyat ve Felsefe Fakültesinin Piazza Bellini yakınlarında olması sebebiyle burası çok sayıda bara, cafeye ve restorana ev sahipliği yapıyor ve akşamları canlı müzikle sokaklarda eğlenen öğrencilerle dolu oluyor.
Dolaşırken, Cafe Ferdinand 'da İtalyanlar gibi aperol içerek keyifli bir mola veriyoruz.
Amalfi
Sonra en gösterişli meydana doğru yürüyoruz. Piazza del Plebiscito açık hava konser alanı olarak da kullanılıyor. Meydanda bulunan San Francesco di Paola Kilisesi buranın en belirgin simgesi. Milano'daki benzerinin küçük bir kopyası olan Umberto çarşısı da marka mağazaları ile çok şık. Bu meydan Napoli körfezine çok yakın. Deniz liman ve kale ile içiçe. Şehrin en önemli yapılarından Royal Palace (eski Kraliyet sarayı) da bu meydanda bulunuyor.
Castelnuovo yani Napoli Körfezi kıyısında bulunan ve Orta Çağ’dan günümüze korunarak gelmiş Nuovo Kalesi’ne karşı fotoğraflar çekiyor, Napoli Körfezi manzarasını izliyoruz.
Bu bölgeye yakın sayılan, önünde kuyrukta beklediğimiz ve bir aile işletmesi olan, kentlilerin bildikleri, bizim de kendi çabamızla bulduğumuz Trattoria Nennella'da uygun fiyatlı ve bir o kadar da nefis akşam yemeğimizi sofra şarabı eşliğinde yiyoruz. Garsonlar dans edip, şarkı söyleyerek hizmet ediyorlar.
Castel Nouvo (Napoli Kalesi)
Furore
İspanyol Merdivenleri2. gün
Piccola'da kahvaltı ile güne başlıyoruz. Daracık, virajlı yollardan kıvrılarak şahane manzaralar eşliğinde Amalfi kasabasına iniyoruz. Çok kalabalık, cıvıl cıvıl, teknelerle dolu bir marinası, yanı başında minik minik kumsalcıklarda plajları var. Denize girmiyor, dolaşmaya çıkıyoruz. Duomo Meydanı, kafeleri, limon desenli rengarenk hediyelik eşyalar satan dükkanları, dondurmacıları ile kasabanın kalbinin attığı yer. Burada yediğimiz limonçellolu dondurmanın tadı unutulmayacak cinsten.
Gösterişli ve zarif Duomo Sant’Andrea katedrali bu meydanda yer alıyor. 9.yüzyıla ait Ortaçağ mimarisi ile çok güzel bir yapı. Dış kısmı mozaiklerle kaplı olan katedral 1066’da inşa edilmiş. Romanesk kolonlar ve freskleri ile iç dekorasyonda Arap etkisi hakim. Amalfi’nin en etkileyici yapıları arasında yer alıyor. El yapımı kağıtlar, Amalfi’nin yüzyıllardır sürdürdüğü bir gelenekmiş. Avrupa’daki en eski kağıt üreticisi Amatruda buradaymış. Kasabanın binbir renk ve çeşitli hediyelikçileri bizi mıknatıs gibi çekiyor. Cazibeye kapılıp bu kağıtçıyı es geçiyorum ve sonrasında çok üzülüyorum.
Amalfi'den ayrılıp kıyı boyunca virajlı, manzaralı, daracık yollardan Salerno'ya gidiyoruz ve hızlıca kasabadan ayrılıyoruz. Burası bizim için fazla karışık, kasvetli ve bakımsız bir şehir havasında. Yolda gözümüze kestirdiğimiz sevimli, keyifli, temiz ve şık bir sahil bölgesi olan Regino Maiori de duruyoruz. Burada sıra sıra plajlar var. Deniz, şemsiye ve şezlong kişi başı 5 Euro. Hala ılık olan denize gire çıka ve bolca güneşlenerek deniz keyfi yapıyoruz. Akşamüstü tepede kurulmuş karakteristik, Ravello kasabasına tırmanıyoruz arabamızla. Ama biraz geç kalmışız. Mükemmel manzaralı çok özel bir bahçe olan Villa Rufola kapanmış, kapısından dönüyoruz. Yemek yediğimiz restoran bu açığı kapatıyor. Dibindeki güzel evlerin ve teknelerin nokta gibi görüldüğü bir uçurumun tepesinde, nefis İtalyan çinileri ile dekore edilmiş, kibar garsonları, kolalı masa örtüleri, Ravello meydanından gelen müzik sesi ve ışık oyunlarının eşlik ettiği yemek benim için yeteri kadar keyifli.
3. Gün
Sorrento Panorama
Sabah kahvaltı sonrası Furore Fiyordundan, geçerek Napoli yönündeki Sorrento'ya gidiyoruz. Arabayı park edip, deniz otobüsü biletimizi alıyoruz.
Akşam,17:45 de dönülüyor. Zaman kısıtlı yani. Marine Grande, Kapri Adasının canlı ve kalabalık liman bölgesi. Adayı dolaşan tekneler, Ana Kapri bölgesine gidecek otobüs ve taksiler buradan kalkıyor. Uzun otobüs kuyruğu bizi yıldırıyor. Üstü açık, havalı taksilerden birine biniyor, adanın dar sokaklarından tepeye tırmanıyoruz. Bahçesinde limon ağaçları olan evlerin, villaların, malikanelerin önünden geçiyoruz. Yollar yine öyle dar ki, arabalar virajları sırayla dönüyorlar. Tepede küçük bir meydan, dükkân ve lokantalar var. Buradan da en tepeye tek kişilik bir teleferik kalkıyor. Binmiyoruz. Turist kalabalığının peşine takılıp önce çok süslü mezarlığı, sonra da Villa san Michele'i görüyoruz. Heykeller ve binbir bitki ile dolu bahçenin terasından kuşbakışı Kapri manzarası nefes kesici. Bu kez otobüs ile limana iniyor oradan kalkan füniküler ile Kapri kasabasına çıkıyoruz. Şık mağazaları, katedrali ve yolda rastladığımız gelin-damat ile keyifli bir yer.
Sorrento'ya geri dönüp kasabayı geziyoruz. Çok güzel, turistik ve şık. Limonu ile ünlü. Limonçello limondan yapılan ve buranın ki en meşhur içkisi. Özel dükkanında limonun parfümü, kremi, şekeri, her şeyi var. Ristorante Parrucchiano Favorita'da limon ağaçları altında geleneksel ve leziz bir akşam yemeği yiyoruz. İtalya'nın her yerinde et yemekleri ve deniz mahsulleriyle dolu menüleri de makarna ve pizzaları kadar iddialı.
Positano
Sorrento'da Favorita Restoran'ın limon bahçesinden
Umberto Çarşısı (Napoli)4. gün
Furore'den, Positano'ya yol alıyoruz. Furore fiyordunda onlarca motosikletliye rastlıyoruz. Papyonlu, abiye giysili motosikletliler düğüne gidiyorlardı sanki. Bize selam verip, hızla yollarına devam ediyorlar. Tepelerde nefis manzaraları fotoğraflıyoruz. Bir çini fabrikasının harika çinilerini hayranlıkla seyrediyoruz. Dik bir yamaç üzerine kurulmuş Positano kasabası kıyıya doğru inildikçe kat kat, sarı, pembe, somon boyalı renklerde Roma tarzı evler. Santa Maria Assunta kilisesi ve daracık sokakları, tasarım dükkanları ve sanat galerileri olan belki de bu kıyıların en güzel yerleşim yeri.15. yy da Osmanlı gemileri buralara kadar gelmiş. Kıyıya doğru iniyoruz. Sahilde pahalı plajlar, hoş mekanlar, bir de halk plajı var. Günümüzü geçirdiğimiz plaj biraz pahalı olsa da buraları unutulmaz kılıyor. Akşam yemeğini burada değil Piccola'da, Franchino adındaki zarif restoranda yiyoruz. Kaldığımız evin uçurumunun dibinde denizle kucaklaşmış, deniz ürünleri, manzara, ambiyans harika. Karşımızdaki tepede duran evimize arabayla döne döne tırmanmamız en az yarım saatimizi alıyor.
5. gün
Sabah dönüşe geçiyoruz. Önce Pompei'ye uğruyoruz. Biz daha önce gezmiştik. Arkadaşlarımızı ören yerinin kapısında bırakıp kasabada kısa bir tur atıyoruz. 2,5 saat süren bir yolculuktan sonra tek gece kalıp ertesi öğlen ülkemize geri döneceğiz. Airbnb’den kiraladığımız evimiz çok merkezi bir yerde. Çok temiz ve bakımlı. Hemen dışarı çıkıp Roma'nın olmazsa olmazı Trevi Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri’nde alıyoruz soluğu. Ününü duyduğumuz Pompi'de Tiremisu yiyor, Panteon ve Plaza Nouvo'yu geziyoruz. Geleneksel ve şık Alfredo'da fetuccine, madalyon biftek ile son akşam yemeğimizi yiyor,4 nehir çeşmesi heykelinde, Pamphilij sarayı önündeki meydanda fotoğraflar çeke çeke evimize geri dönüyoruz.
6. Gün
Deniz, çiçek ve limon kokuları anılarımızda, İtalya seyahatimiz bitiyor.11:40 uçağı ile ülkemize geri dönüyoruz.
