Cumartesi, 01 Kasım 2014 00:00

Barok

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)

Rönesans’ın simetrisinden, ideal ışığından, altın oranından, ideal güzelinden kurtulmaya çalışan, gölgesel bir üslup olarak karşımıza çıkar barok sanatı.

Bizler de bu dönemin gölgelerinin arasına girip, ani parlayan ve biraz sonra sönecek ışıkları kaybetmeden önce, barok sanatının yaşandığı yıllara ve olaylara şöyle bir bakalım.

Bu dönemde 1618-48 yılları arasında 30 yıl savaşları olacak, İspanya gücünü yitirecek, Fransa’nın da güçlenecek olması ileride Fransa’nın sanat merkezi olmasında etkili olacaktır.

1626’da Roma’da Aziz Peter Kilisesi’nin bezemeleri çağ boyunca sürecektir.

1625-1678 önceleri İngiltere ardından Fransa ile savaşlar, Hollanda’nın ekonomisinin ve sanat piyasasının yıkılmasına sebep olacaktır.

Barok dönemi 3’e ayrılır: 1600-1625 erken barok, 1625-1675 yüksek barok, 1675 ve sonrası.

barok 0217. yüzyılda sanat ve mimariye hâkim olan üsluba verilen isimdir barok. Roma’da başlayıp bütün Avrupa’ya yayılacak ve dindeki karşı reform hareketliliği ile güçlü bağları olduğu için Katolik ülkelerde gelişecektir.

Rönesans’ın vakur, ihtişamlı ve direkt anlatımını, maniyerizmin -yoğun duygu ve hareketlilik- unsurlarını ekleyerek, kendine has canlı ve dinamik bir üslupla birleştirecektir.

Barok dönemde kilise, sanatın propaganda yapma yolunda etkisini kavrayarak sanat ve sanatçılar için kurallar belirleyecek ve sanatçılar, halkın anlayacağı gerçeklikte eserler üretmeleri için cesaret verecektir. Bu anlayışta, dönemin sanatının dinden fazlasıyla etkilenmesine sebep olacaktır. 17. yüzyılda Fransa da güçlü klasikçi bir akım örneği, Hollanda’da özensiz bir natüralizm devam etmektedir.

Bu dönemde Barok, Klasizm, Naturalizm birbirleri ile kaynaş-maktaydı. Her ne kadar Barokta din etkiliyse de, gündelik yaşama ait konular önem kazanmaya baş-layacaktı, portrelere ilgi artacak ve 16. yüzyılda ortaya çıkmış olan peyzaj, sanatçıların uzmanlık alanı olacaktı. Zengin sınıflar arasında mitolojik ve alegorik temalar ilgi görecekti. Ayrıca toplumsal yaşantının konu edilmediği Hollanda Cumhuriyeti’nde (1581-1795) bu tarz gelişecekti.

Barok, üslup olarak Katolik ülkelerde kilise süslemesi olarak kullanıldı. Sebebi Katoliklerin görkemli ve heybetli törenler yapmalarıydı. Protestanlarda ise kiliseler ve törenler sade olmasına rağmen bu üslup, dini ve dünyevi konularda da sıkça işlenmiştir.

17. yy başında İtalya, Avrupa’ya görsel sanatlar alanında liderlik yapıyordu. Roma sanatın merkeziydi ve Caravaggio ve Annibale Carraci Barok üslubun temelini burada atmışlardı. Maniyerizmin geleneğini yıkıp sanata yeni bir canlılık getirmişlerdi.

barok 03Barok sanatı 18. yy başında belli belirsiz Rokoko tarzıyla kaynaşacak, 1665 yılında Bernini Paris’i ziyaret edecek ve Louvre Müzesi için yaptığı tasarımlarla sanatsal gücün İtalya’dan Fransa’ya geçmesinin işaretçisi olacaktır. İtalyan Baroku’nun en önemli temsilci olan Bernini heykel sanatını yeniden canlandırıyordu. Bu dönemde Floransa ününü yitirip, Bologna ve Napoli resmin sanatında öncü merkezler olarak ünlenmişlerdi.

Bu döneme ülkeler açısından bakacak olursak; 17. yüzyılda Fransa Avrupa’nın en güçlü ülkesi olduğundan, sanatsal olarak da İtalya ile rekabete girecekti. Bu sıralarda ise İtalya’da sanat dini anlatım için kullanılırken, Fransa’da devlet himayesinde özellikle 14. Louis’i yüceltmek için kullanılacaktı. Fransa’nın en parlak 2 ressamı olan Claude ve Nicolas Poussin, Roma’da çalışıyor olmalarına rağmen Fransa’da sanat alanında söz sahibiydiler. Ve ülkenin sanatında kalıcı izler bırakıyorlardı. İspanya’da ise siyasi güç kayboluyordu ama 17. yüzyılda sanat alanında görkemli bir dönem yaşıyorlardı. Barok sanatı ülkenin dinsel heyecanına çok uygundu. Din sanata hükmediyordu. Buna rağmen zamanın en güçlü İspanyol ressamı olan Diego Velazquez portreler yapıyordu. Madrid’de yaşıyordu ve bu kent hızla ülkenin sanat merkezi haline geliyordu. Ayrıca Sevilla gibi kentler de sanat yönünden önem kazandı. Hollanda ve Flaman; Flanders ve Hollanda sanatla ortak bir mirası paylaşıyorlardı ve 16. yüzyılda birleşmelerine rağmen Hollanda bağımsız ve Protestan bir ülke kurmak için İspanya’dan ayrıldı. Ama Flandersler İspanya’ya ve Katolik kilisesine bağlı kalmıştı. Bundan dolayı dinsel konular Flanders’te önemliyken, Hollanda’da az ilgi görüyordu. Barokun en önemli temsilcilerinden olan Peter Paul Rubens Flaman sanatına egemen oluyor, diğer yandan aynı derecede önemli olan Rembrant’ın sanata etkisi daha az oluyordu. Sebebi ise ışığın ressamı Rembrant’ın kendi atölyesinde kimsenin desteği olmadan resim yapıyor olmasıydı. Yani devlet veya başka otoriteler için çalışmıyordu. Sipariş usulü resim yapıyor kendi parasını kazanıyordu.

İngiltere’de ise; az sayıda yerli ressam ve heykeltıraş var olup, en iyi sanatçılar yurt dışından getirtiliyordu. I. Charles kendisi için çalışacak Rubens ve Anthony Van Dyck gibi ressamları sarayına getirmiş, II. Charles ise Girinling Gibbons ve Peter Lely gibi yetenekleri hizmetine almıştı. İngiltere doğumlu en seçkin sanatçısı, portre çizen William Dopsun’dur.

barok 0417. yüzyılda sanat dalları ayrılıyor. Belirli konularda sanatçılar uzmanlaşıyorlardı. Bu ayrışma ve uzmanlaşmadan dolayı iş birliği zorunlu hale geliyordu. Bundan dolayı tablolar birçok ustanın beraber çalışmasıyla yapılıyordu. Barok döneminde resimler konularına göre ayrılıyordu. Bu konulardan manzara resminde Hollandalı sanatçılar doğayı en iyi gösterebilmek için birbirleriyle yarışacak ve bunun için de doğa resimlerinde bakış noktasını sürekli değiştireceklerdir.

Bir diğer konu olan töresel resim de bu dönem çok seviliyor, Brueghel köylülerin iş hayatını, eğlencelerini resmediyordu. Toplumun karı koca kavgalarından iskambil oyunlarına kadar yaşamları ilk kez tuvale yansıtılıyordu, bu da halkın beğenisini kazanıyordu.

Portreler artık çok figürlü “grup portreleri” olarak yapılıyordu. Toplumsal konuları resmeden Hollanda sanatçılarının resimleri, çoğu okuma yazma bilmeyen halkın ortak duygu ve düşüncede birleşmesini sağlıyordu, çünkü bu resimlerde kendi dünyalarını buluyorlardı.

Barok sanatında resimler, gölgelerin arasından Rönesans’ın sanat gerçeğiyle ilgisi olmayan, görünen dünyanın anlık görünümlerini, Rönesans’ın ışığıyla değil, bir an parlayıp, biraz sonra da sönecekmiş gibi bir ışıkla yapılıyordu. Biz gölgelerin arasında dolaşıyorken, çengele asılmış bir et parçası, soyulmuş limon gibi konular resim sanatına girmişti bile… 

 

Son değişiklik Salı, 16 Aralık 2014 04:10
Yorum yapmak için oturum açın