Pazartesi, 04 Mayıs 2020 16:26

Ateş Kara: “Haziran çok önemli. Haziranda kontrolü elden bırakmazsak, sonraki üç ay daha iyi geçecek.”

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara (A.K.), 1 Mayıs günü Bozcaada TV’nin (B.T.) konuğu oldu. Programa Bozcaada Belediye Başkanı (B.B.) Dr. Hakan Can Yılmaz da katıldı. Söyleşinin Ateş Kara ağırlıklı bölümünü, İstanbul Adaları için çok sayıda öneriyi de barındırdığı için yayımlıyoruz:

B.T. Bozcaada’da şu anda vaka sayısı sıfır gibi görünüyor. Yani alınan önlemlerle büyük ölçüde korunma sağlandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

A.K. Bozcaada Kaymakamı ve Belediye Başkanı başta olmak üzere Bozcaada’daki yetkililerin akıllıca yaklaşımları ve çok erken olarak aldıkları önlem korumada çok etkili olmuş.

Bu başarının da devam etmesi gerekir. Bu bakımdan ben bir teşekkür etmem lazım. Çünkü Türkiye’de bunu başarabilen fazla yer yok. Ada olmanın getirdiği çok büyük bir avantaj var ama eğer önlem alınmasaydı, virüsün adaya girdiği anda hızla yayılma riski vardı. Çünkü kapalı bir grup, içiçe bir grup için ciddi bir tehlikeydi.

Ama önlemleri zamanında alarak uygulamaya koymak çok önemliydi ve bu da yapılmış oldu. Teşekkür ediyorum. Bozcaada halkı gibi uyumu sağlayabilen, kültürel seviyesi yüksek olan, nedenlerini değerlendirip ona göre de tepkilerini verebilen bir halkın olması en büyük avantaj. Öyle olunca da, adaya etken gelmeden ada kendini korumayı başardı.

Etken gelebilir mi? Bundan sonra gelebilir ama biz önlemleri ne kadar devam edebilirsek, yetkililerce alınan önlemlere ne kadar uyabilirsek, etkenin gelmesini engelleme şansımız da o kadar yüksek. Engelleyebiliriz de.

Bunu nasıl yapabiliriz. Türkiye’deki vaka sayısındaki azalmayı biliyoruz. Gerçek anlamda bir azalma var ve bu azalmanın da biz bayram sonrasında daha net olacağını da görüyoruz. O zaman şöyle söyleyebilir miyiz? Bu başarıya sahip bir yer olarak biz önlemleri almayı sürdürürsek, adaya önümüzdeki dönemde de C-19 virüsünü adaya sokmama ihtimalimiz var mı, var. Burada şuna dikkat edelim. Türkiye’deki vaka sayısı iyice azaldıktan sonra, açılımımızı ve normale geçişimizi, kaymakamımızın belediye başkanımızın önerileri doğrultusunda kontrollü olarak, basamak basamak yapabilirsek, Bozcaada’yı çok etkili bir şekilde korumuş oluruz. Haziran ayını böyle koruyarak geçirirsek, temmuz, ağustos eylül aylarını çok daha rahat olacaktır.

Niye bunu söylüyorum çünkü, korunmuş bir belde olması nedeniyle herkes Bozcaada’ya gelmek isteyecek. O bakımdan da, Haziran çok önemli. Çok kontrollü olmalıyız ve haziranı da iyi yönetebilirsek, temmuz, ağustos ve eylül aylarında çok daha yüksek ilgi görecek bir Bozcaadamız olur.

B.T. Ada’nın ziyarete açılması sürecinde ne tür önlemler alınabilir?

A.K. Girişte tarama yapılabilir. Şu anda elimizde hızlı tanı test kiti yok ama bunun üzerine yoğun çalışmalar var. O zamana kadar yetiştirilebilir.

Biz hep diyoruz ki virüsün öyle dışarıda çok fazla yayılma şansı yok. Denizden ya da havuzdan geçme ihtimali hiç yok. O zaman eğer kaynak gene insan olacaksa biz, insanların yoğunluğunu azaltacak şekilde hareket edebiliriz. Aradaki mesafeyi korur ve buna herkesin ve her işletmenin uyumunu da sağlarsak, o zaman bizler yaz tatillerinde de o güzel mekanlara görebilme, tatil yapabilme şansına da sahip oluruz. Ama bunun için bu kuralları bizim hep beraber almamız lazım. Benim gördüğüm kadarıyla Bozcaada bunu bugüne kadar sağladı. Açılma olduktan sonra kuşkusuz kimi alanlarda önüne geçemeyeceğimiz yığılmalar olabilir. Buna meydan vermemeye çalışmakla birlikte maske kullanımına da tüm yaz boyunca devam etmemiz gerekecek. Yani hem maske ve hem de sosyal mesafeyi koruma. Bunu yapabilirsek, virüsün yayılımına da engel olmuş oluruz.

Bugünden söyleyebileceğimiz şu. Bozcaada gibi yerlerdeki küçük butik oteller daha fazla ilgi görecektir. Ama bu bizim önlemleri gevşetmemiz anlamına gelmemeli. Belki önümüzdeki dönemde kapasiteyi daha az kullanırız, ama bu bize neyi kazandırır, önümüzdeki ayları ve belki de sezonun tamamını ve daha önemlisi gelecek seneleri kazandırır. Değilse bu ilgi, riski yönetememe ve tüm sezonu kaybetmeyi beraberinde getirebilir. Görebildiğim kadarıyla Bozcaada’da bu süreç bugüne kadar çok iyi yönetildi, inanıyorum ki bundan sonra da aynı şekilde yönetim ve Bozcaadalıların da birlikteliğiyle yönetilmeye devam edecek ve başarı da kalıcı olacak.

B.T. Hızlı tanı kitleri gecikirse eğer, ateş ölçümü de bir yöntem olabilir mi?

A.K. Elbette olabilir ama bilindiği gibi kimi taşıyıcılar semptom vermiyor. Bunları kaçırma ihtimalimiz büyük. Semptom vermeyenlerin oranının da Türkiye’de %25-30 civarında olduğu söyleniyor. Anlamı 100 bin taşıyıcıdan otuzbini ateş de dahil herhangi bir semptom vermeden taşıyor bu virüsü. Tüm bu nedenlerle ateş ölçsek de, test kullansak da, bu tabloyu dikkate alarak bizim sosyal mesafeye ve maske kullanımına özen göstermemiz lazım. Bu konuda butik oteller çok avantajlılar. Ama servislerinde, örneğin kahvaltılarında biraz daha bizim bu söylediklerime uygun önlemler almaları ve bunu kendi işletmelerine özel uygulamalar haline getirmeleri önemli. Bizim işletmecilerimizi yaratıcı olduklarını biliyorum. Kendileri bunu başarıyla yapacaklardır.

B.B. Test ve ateş ölçer gibi uygulamalar elbette olabilir ama bizim asıl sosyal mesafe, maske kullanımı ve hijyen-dezenfeksiyon kurallarını uymamız ve yerine getirmemiz daha önemli olacak. Pratik, adaya özgü çözümleri kaymakamlığımız meslek kuruluşları ve sivil toplumla birlikte alacak ve uygulayacağız. Mesela bir örnek de vermiştim. Oteller kahvaltıları randevu sistemiyle gerçekleştirebilirler. Dolayısıyla aynı anda yığılma da olmamış olur.

A.K. Çok doğru söylemişsiniz. En güzel yaklaşım bu türden olanlar. Buna şöyle bir şey ilave edebilirim. Randevuya da aynı konukları aynı saatte almayı denesinler. Çünkü bir kişi pozitif ise, hiç değilse herkese bulaşmamış olur. Randevular arasına da kısa bir boşluk koyup içerinin havalandırılması sağlanabilir. Eğer klimalar varsa, klimaların hava üfleme yönlerine dikkat etmemiz (doğrudan yüze olmaması önemli) ve filtrelerin sık temizliğinin sağlanması ayrıca avantaj sağlayacak. Bozcaada’da klimaya çok fazla ihtiyaç olmadığını biliyorum ama yine söylemek istiyorum. Tabii bu öneriler sadece oteller, kahvaltı ve akşam yemekleri için değil, toplu olarak bulunabilecek her yerde, restoranlarda, kafelerde, plaj alanlarında da uygulanabilir olmalı.

Belki adaya gelişte misafirlere bu önlemlerin tamamını içeren bir bilgi notu, broşür dağıtılabilir.

B.T. Turizm Bakanlığı’nın bazı önerileri olduğunu duyuyoruz. Kesin olmamakla birlikte. Mesela müşteri odayı boşalttıktan sonra en az bir gün odaya müşteri almamak ve dezenfekte etmek gibi. Bozcaada gibi az odalı küçük butik otellerde bu kural ne kadar uygulanabilir?

A.K. Bakanlığın böyle tavsiyeleri var mı bilmiyorum. Bana henüz gelmedi. Ama çok adılı büyük otellerde belki iki müşteri arası 6-12 saat aralık koymak mümkün olabilir de, küçükler için ne kadar olabilir kestiremiyorum. Bu virüs çok dayanıklı değil dış ortamda. 1. Güneş ışığına hiç dayanamıyor, 2. Bildiğimiz temizlik malzemelerinin tamamından çok fazla etkileniyor. O nedenle bildiğimiz temizlik maddeleriyle yapılan temizlik, yüzeylerde de özellikle çamaşır su katılarak yapılan temizlik her bakımdan etkili. Bu nedenle biz odaların havalandırılmasını yeteri kadar sağlayabiliyorsak, hijyen ve temizliğini yapabiliyorsak, o zaman odanın bir gün boş kalmalı dile bir zorunluluk yok. Otelin yapısına göre, camların açılıp açılamamasına göre, büyük otellerde böyle sorunlar olabilir ama butik otellerde çok daha kolay şekilde bu hazırlık daha kısa sürede tamamlanır. Belediye başkanımız bu konuda zaten hazırlık yapacaktır meslek örgütleri ve otelciler-lokantacılarla birlikte ama istenirse ve bizim desteğimiz arzu ediliyorsa, bizler de katılırız bu hazırlığa.

B.T. Kapasite sınırlandırılması olabilir mi?

A.K. Gidişatı görmemiz lazım önce ama Bozcaada gibi yerlerde, sosyal mesafenin korunabileceği bölgeler ve tesislerde kapasite sınırlandırılması gibi önlemleri şu anda çok net yorumlayamıyorum.

Gidişatı görmemiz lazım derken şunu söylemek istiyorum. Aşağı doğru bir eğrimiz var. Bu eğrinin sürekli olması önemli. Yani bir gün vaka sayısının 50’ye düşmesinden söz etmiyorum. Tedrici olarak 300’lerde seyretmesini ve bir iki hafta bu sayının aşağıya doğru yavaş yavaş inmesini daha fazla önemsiyoruz. İyileşen ve taburcu olan hasta sayımız ve vaka sayılarımız tüm bunlara bakarak bir öngörüde bulunabiliriz.

Bu nedenle %100 doluluk olur-olmaz bunu söyleyebilmek için henüz çok erken. Ayrıca büyük merkezler için böyle bir kriter olabilir ama daha küçük yerlerde, kişisel ve sosyal mesafenin kolaylıkla uygulanabileceği yerlerde farklı ele alınması lazım. Bölge idarecilerimiz, kaymakam ve belediye başkanlarımız bu konularda bizlerden çok daha fazla yetkin ve yetkililer. Onların değerlendirmeleri daha doğru olacak.

B.B. Ülke genelinde 1 hafta on gündür bir rehavet havası gözleniyor. Biz de buradan hissedebiliyoruz. Biz henüz bunun için erken olduğunu düşünüyoruz. Siz de böyle bir kanıya sahip misiniz? Daha akılcı, daha sabırlı davranılması, hazırlığın aylara yayılmasını diliyoruz.

A.K. Çok çok haklısınız. Bizim diğer ülkelere göre hem iyileşen hasta sayısında ve hem de vaka sayısında daha iyi olmamız, sanki biraz rehavet yaratmış durumda. Onu görmeye başladı ve açıkçası bu durum bizim açımızdan ciddi bir risk yaratıyor. Yöneticiler bu konuda uyarılarda bulunmaya başladılar ama bizim yine vatandaşlar olarak dikkatli ve sabırlı olmamız gerekiyor. Bu sabırsızlık ve rehavet havası, bizim birkaç ayımıza malolabilir. Bugüne kadar çok ciddi bir başarıyla geldik ama buradaki biraz erken rahatlamamızın bedeli birkaç ay olabilir. O nedenle bu dönemi de sıkı biçimde geçirmemiz gerekiyor. Ben en iyi ihtimalle bayram sonrasına kadar bu sıkılığı devam ettirelim, sonra da basamak basamak açılımı yapmaya çalışalım derim. Siz sayın hocam (belediye başkanına) siz başlangıçta çok güzel söylediniz; siz herkesten erken önlemleri aldınız, başarılı oldunuz ama şuna dikkat edelim, Türkiye’den belki biraz daha gecikerek açılmayı yaparsak Bozcaada için en iyisi olacak. Biz sadece an için bakmayalım. Şu anda bize belki zor geliyor ama bir hafta 10 gün, 1 ay sonra bunlar bizim için çok büyük avantaj olacak. Bu hazırlık dönemini basamaklandırarak yönetir ve Türkiye’den de biraz daha gecikerek takvimlendirirsek o zaman işte büyük başarıyı elde ederiz. Japonya örneğini düşünelim. Aslında Japonlar kurallara çok iyi uyarlar. Çok da disiplinli bir toplumdur. Oraya ilk vaka geldiğinde olağanüstü hal ilan ettiler, çok büyük bir başarı elde ettiler. Ama kuzeyindeki 5 milyonluk ada biraz erken önlemleri gevşetti, ama şimdi ülkede en çok vakanın görüldüğü yer orası ve tekrar olağanüstü hal ilan etmek zorunda kaldılar. Daha erken normalleşebilecekken şimdi bu uzadı. Onun için de bizim temkinli olmamız lazım.

B.B. Burası bir turizm adası. Ama biz bu dönemde, sayın kaymakam ve ilçe hıfzıssıhha kurulundaki arkadaşların da ortak görüşü olarak, biraz daha kontrollü ve geç normalleşmenin hepimize fayda sağlayacağı konusunda hemfikiriz.

Bir de yaz aylarının bizi rehavete sokmaması lazım. Temmuz - ağustosta sıcak ve güneş bizimle olacak ama bu virüs de bizimle olmaya devam edecek. Brezilya gibi örnekler bunu gösteriyor. Dolayısıyla sosyal mesafenin korunması ve maske gibi önlemler tüm yaz boyunca bizimle olmaya devam edecek.

A.K. Kesinlikle haklısınız. Evet belki yaz aylarında virüsün yayılım hızı azalacak ama sonuçta bu virüs insanlarda var olmaya devam edecek. Evet doğru bulaş hızı azalabilir ama tamamen kalkar diyemiyoruz, bulaşması durur diyemiyoruz. Azalabilir diyoruz. Bu nedenle de yaz döneminde kurallara uymamız önemli. Kısacası bu senenin geçen seneki gibi olmayacağını kabul edelim, yeni normal kurallarımız diyelim, onlarla yaşayacağız. En azından bu seneyi.

 

Son değişiklik Pazartesi, 04 Mayıs 2020 16:57
Yorum yapmak için oturum açın