Son bir yılda yaşadıklarımız bile ülkemizin afetler açısından riskli bir bölgede olduğuna işaret ediyor. Ülkenin güney ve güneybatı kıyılarında 10 günden fazla süren yangınlar, Kastamonu, Sinop ve Rize’de meydana gelen sel felaketleri, pandemiyi dünyada en kötü yaşayan birkaç ülkeden biri olmamız, afetlerle mücadele, daha da önemlisi afetlere hazırlık açısından bir şeyler yapmamız gerektiğine işaret ediyor. Yaşadığımız örnekler ise ne yazık ki ülkemizde afetlerle mücadele yöntemlerinin çok sorunlu olduğunu her seferinde bizlere gösteriyor.
Adalar ilçesinin özel konumu nedeniyle pandemiden İstanbul’un en az etkilenen ilçesi olmamızı sağlamasına karşın, orman yangınları ve deprem söz konusu olduğunda tam da etki alanı içinde olduğumuz söylenebilir. Yakın zamanda kırılması beklenen fay hattına en yakın ilçe olması Adalar’ı özel bir konuma koyuyor. Bunun yanında tamamı SİT alanı olan Adalar’ın çok büyük bölümü de ormanla kaplı ve yangın tehlikesi kapıda bekleyen başka bir tehlike. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da önemli miktarda orman varlığını kaybettik, ama öte yandan yerleşim yerlerinin de nasıl büyük bir tehdit altında olduğunu gördük. 2021 yazındaki Heybeliada yangını bunun en yakın tanığı.
Afetlere hazırlıkta ve sonrasında gönüllülerin önemi
1999 depremi ve öncesinde, ülkemizde afetle mücadele prensipleri afetlerin oluşmasından sonra yapılan arama ve kurtarma faaliyetleri ile sınırlıyken, sonrasında afetlere hazırlığın çok daha ön plana konulduğunu görüyoruz. Dünyada da afet yönetiminin ağırlığı, afet öncesi hazırlığa veriliyor. Depremlerle yaşamayı yüzyılların tecrübesi ile öğrenmiş olan 125 milyon nüfusu olan Japonya’da 1 milyon afet gönüllüsü sistemin omurgasını oluşturuyor. 2000’li yılların başlangıcından itibaren ülkemizde de kurulması için çalışmalar başlamış olan Mahalle Afet Gönüllüleri organizasyonu, şu an yavaş ve titrek adımlarla da olsa giderek geliştiriliyor. Öte yandan Orman Genel Müdürlüğü de, orman gönüllülüğü sisteminin önemini kavramış görünüyor.
Bu yıl meydana gelen Ege yangınları Mahalle Afet ve Orman gönüllülerinin varlığının önemini göstermesi açısından önemli tecrübelere sahne oldu. Gönüllü örgütlenmelerinin gelişkin olduğu yerlerde başlayan yangınlar çok kısa sürede söndürülüp kontrol altına alınırken, olmadığı yerlerde kısa sürede kontrolden çıkıp 10 günden fazla süren felaket halini aldı.
Adalar’da MAG
Adalar ilçesinde Heybeliada’da önceden kurulmuş organize olan MAG ekibi olması da Heybeliada’daki yangının kontrol altına alınmasında çok önemli rol oynadı. Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG), yerel örgütlenmenin gerekliliği inancıyla, sayısız can kaybı ve ekonomik kayıplara neden olan 1999 Marmara Depremi’nin ardından, 2000 yılında kuruldu. Adalar’da ilk MAG gruplarının kurulması da 2000’li yıllara uzanıyor. Büyükada ve Heybeliada’da kurulan MAG ekipleri, Adalar’ın ilk MAG grupları sayılabilir. Heybeliada grubu kuruluşundan sonra gelişti ve varlığıyla aktivitesini büyüterek devam ettirdi. 2018 yılı Burgaz yangınından sonhra da Burgaz MAG ekibi kuruldu. Büyükada’daki ilk MAG grubu ise son yıllarda atıl durumda kalmıştı. 2021 Heybeliada yangınından sonra Büyükada MAG ekibinin canlandırılması için girişimler başlatıldı.
Nizam Mahallesi’nde yaşayanların, mahallelerinin ve adanın sorunlarının çözümüne yardımcı olmak için kurdukları sivil bir inisiyatif olan Nizam Mahallesi Dayanışma Grubu’nun, Büyükada’da MAG eğitimi talebinin ardından, adaylara yönelik gönüllü eğitimi 6 Eylül’de başladı. Hafta içi, saat 20.00-23.00 arasında, haftanın 3 günü, üç hafta verilen teorik eğitimlerde ülkemizdeki afetler, MAG yapılanması, afetlere hazırlık, ateş kimyası, yangına müdahale yöntemleri, temel bina yapıları, yıkım tipleri, arama kurtarma temel bilgileri, ilk yardım prensipleri, afet psikolojisi ve afetlerde haberleşme anlatıldı. Büyükada’da Çelik Gülersoy Kültür Merkezi bahçesinde yapılan teorik eğitimlerin ardından 26 Eylül, Pazar günü, Beylikdüzü’ndeki MAG Eğitim Merkezi’nde sabah 9.00-17.00 arasında uygulamalı eğitimler yapıldı. 27 kişinin katıldığı bu eğitimde enkazda yaralı arama, enkaz kaldırma, ekip olma, halatla yüksek bir yerden güvenli iniş çalışmaları ve en önemlisi ekip olarak çalışmanın önemi uygulamalarla gösterildi.
Bu eğitimler için zamanını, özellikle de sabrını sonuna kadar harcayan eğitmenler verdikleri önemli bilgiler dışında harika birer örnek olarak da katkı sundular.
Afet durumunda profesyonel ekipler gelene kadar sahanın güvenliğini sağlayacak, gereğinde ilk müdahaleyi yapacak olan Mahalle Afet Gönüllüleri’nin tüm Adalar’da olduğu gibi Büyükada’da da varlığı çok önemli. Sadece afetlere müdahalede değil, afet konusunda halkın bilinçlendirilmesinde de önemli yükümlülükleri olan gönüllülerin bu çabaları önemli oranda can kaybına engel olabilecek. 1999 Yalova depreminde 3000 den fazla kişinin, bulundukları bina yıkılmadığı halde, sadece deprem sırasında üzerlerine devrilen ağır eşyalar yüzünden hayatını kaybettikleri bilgisi bu bilinçlendirmenin önemine işaret etmekte. Deprem öncesi evlerindeki ağır eşyaları sabitleme bilgisine sahip olmaları halinde bu 3000 kişi yaşıyor olabilirdi.
Büyükada MAG grubunun üyelerinin sayısının daha da artırılması tüm bu faaliyetlerin gereğince yapılması için çok önemli görünüyor. Her yaştan, her fizik yapıdan adalıları Mahalle Afet Gönüllüleri eğitimlerine katılmaya davet ediyoruz. Hazırlıklı olmak hayat kurtarır…