Salı, 03 Aralık 2019 11:03

Sözle Değil İşle Olsun

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Barış

Son zamanlarda sosyal medyada taciz, sefalet, nankörlük, vefasızlık, ırkçılık ve illaki açlık konuları içeren videolar veya fotoğraflar paylaşılıyor. Tüm takipçiler heyecan katsayılarına göre yürek yakan durumları yorumluyorlar. İnsanlar pek fazla düşünmeden besledikleri duyguları hemen klavyeye döküyorlar. Gördüklerine, okuduklarına inanamayanlar, üzülenler, kızanlar oluyor fakat bunun yanı sıra o kadar suçlayıcı, kin ve nefret kokan, hatta kıskançlık içeren yorumlar var ki, üstelik bela okuyan, içini rahatlatmak için küfür edenleri de listeye katarsak, insan kimin samimi olup olmadığına karar veremiyor. Genelde vicdanlı insanların arasında dua edenler kanımca kaynayan kazandaki çorbada az çok tuzu olan kişilerdir.

Sosyal medyadaki tüm paylaşımları, gönderileri gözden geçirirken dünyadaki bu acı tabloya üzülmemek yüreksizlik olur fakat şunu da göz ardı edemiyoruz ve biliyoruz ki insanlar eşit şartlarda doğup büyümedikleri gibi kıtalar arası ve ülkeler arası ekonomik eşitsizliği de üzülerek de olsa, sıkılarak da olsa kabul etmek zorundalar. Aynı adaletsizlik aile içinde de olmuyor mu? Cemaat içinde olmuyor mu?

Kabul edip de elimizi kolumuzu bağlamak değildi demek istediğim. Dünyayı idare ettiklerini zannedip de edemeyen o büyük devletlere buradan haykıralım ve diyelim ki ekonomilerinizi başkasının kanı üzerinden kurmayın. Silah değil, sattıklarınız kendi vicdanınızdır. Katlettikleriniz, insanlığınızdır.

Yaşadığımız asırda ırkçılığa ısrarla karşı gelmeliyiz.

“Şura Doğu, şura batı demeden/Güvercinler salacağız yakındır”, demiş Aşık İhsani.

Barış

Hangi millet güvercin salarsa salsın, kim kabul ederse etsin ama eğer güvercine haksızlık, vefasızlık edilirse demek mağdur görünen insan da diğerine karşı ırkçılık yapmış olur. İnsanlar, hayvanlar, tüm canlılar, aldığımız nefesi Allaha borçluyuz. “Kefenin rengi aynı” derler. Bunu da unutmayalım.

Taciz, nankörlük, vefasızlık, bunları ruhunda barındıran insana ancak şifa dilerim. Tüm kötülüklerin temelinde eğitimsizlik, özellikle ebeveynin rolü, toplumun insana olan baskısı yatıyor. Cehalet ise virüs gibi insanın beynini kemiriyor.

Gönül ister ki herkes her yerde hemfikir olsun, herkes aynı imkânlarla yaşasın, insanlar birbirine madden muhtaç olmasın ama var mı dünyada öyle bir cennet? Görünen, yaşanana benzemiyor. O kadar rahat ve huzur da insanı tembelliğe iter. Sonuçta, bir fırsatçı çıkıp insanları yönetir.

Her kötülüğün temelinde bu sevimsiz duygular, bu iğrenç tavırlar varsa, her iyiliğin temelinde de sevgi ve saygı yatar. Dünyadaki tüm acıları, tüm yanlışları, adaletsizlikleri şekillendirmek keşke kolay olsaydı. Yaşanan acılardan, ruh sağlıklarını bozacak kadar etkilenen insanlar dönüp bir etraflarına baksalar kendilerinde de gıpta edilecek mutluluklar görebilirler. Bunu hissedebilen kişi kendi imkânları ile yaşamayı seçerse, en yakınının bile gerçekleştiremediği hayalleri olduğunu düşünebilse zengin ve varlıklı insanlar artık gözlerini kamaştırmaz.

İnsanın insana yapmasını gerektiren şey sevgi saygı merhamet ve vicdani bağlarını koparmamaktır. Herkes her şeyin çok güzel olmasını ister ama yapabildiğini yapar. Dileğimiz kimsenin kimseye madden muhtaç olmamasıdır çünkü manen zaten herkes herkese her an muhtaç olabilir.

Bir sanatçımız var: Yıldız Tilbe. Sanatından bahsetmeyeceğim ama sessiz sedasız öyle bir iş yapmış ki, haberi de medyaya abartılı yayınlanmamış. Afrika’da su mu yokmuş? Yıldız Tilbe Afrika’da üç kuyu açtırmış. Allah ömrüne bereket versin. Bir kediciğe verdiği kırıntıyı bile hesap eden kişilere, diğer star ve sanatçılara, parayı gösterişe harcayan doyumsuzlara, sevabın azı çoğu olmadığını bilmeyenlere sesleniyorum. Neredesiniz?

 

Son değişiklik Perşembe, 05 Aralık 2019 05:14
Yorum yapmak için oturum açın