Salı, 07 Ağustos 2018 14:42

Adalı'dan - Sayfiye Adalar'ı mı, Turizm Adalar'ı mı?

Ögeyi değerlendirin
(1 Oylayın)

Başlıktaki soru, birçoklarımız için anlamsız gelebilir.

Biri, ötekinin alternatifi mi ki, karşı karşıya getiriyorsun diye sorulabilir.

Sayfiye ile turizm yan yana, bir arada olamaz mı denebilir haklı olarak.

Yıllarını turizm araştırmalarıyla geçirmiş biri olarak, ben de böyle bir karşıtlığın sorunlu olduğunu düşünmekle birlikte, başlığı özellikle seçtim.

Sayfiye ve turizm kavramları, hemen hemen aynı dönemin ürünü. 19.yy ortalarından itibaren, refah düzeyinin yükselmesi ve ulaşım araçlarının modernleşmesiyle birlikte, işten ve evden farklı yerlerde boş zamanı değerlendirmek, dinlenmek, eğlenmek, gezmek, farklı kentleri ve kültürleri tanımak gibi bir ihtiyaç çıkmış ortaya, ya da anlamlı hale gelmiş.

Yazlık konut ya da yer karşılığındaki sayfiye kavramı Osmanlı’nın son dönemlerinde İstanbul’da Avrupa ile eş zamanlı olarak kullanılmaya başlanmış.

Turizm kavramı ve etkinlikleri için de aynı şey söylenebilir.

Osmanlı payitahtı İstanbul’un iki önemli sayfiyesi olmuş. Biri Boğaz, ikincisi Adalar. Diğerleri hep bu ikisinden sonra gelmiş.

Adalar 19. asrın ortasından itibaren İstanbul’un ilk turizm beldelerinden biri aynı zamanda. Pera şehir turizminin, Adalar ise tatil turizminin merkezi olmuş.

Adalar bu iki kullanımın çok güzel bir uyumunu yaratmış.

Adalar’ı Adalar yapan ve bugüne aktarılan kültürel ve mimari miras, sayfiye ve turizm amaçlı kullanımla şekillenmiş. Bugün yerleşimi olan 4 adanın öngörünümlerini süsleyen güzelim tarihi yapıların tamamına yakınının, sayfiye amaçlı inşa edilen konaklar, köşkler ile turizme hizmet eden otellerden oluşması tesadüf değil.

Tarihi perspektiften bakıldığında ve hele Adalar için konuşulduğunda, başlıktaki soru gerçekten de çok anlamsız.

15 yıl öncesine kadar da bu soru anlamsızlığını sürdürmekteydi. Hatta işin turizm yanının geriye gittiğinden, o güzelim otellerin büyük bölümünün ya yandığı ya da yıkılıp konuta dönüştürüldüğünden bile yakınılabilirdi. Nitekim, benim böyle yazılarım da oldu.

Peki ya bugün? Bugün Adalar, çarpıklığı her açıdan konuşulabilecek bir turizm hareketinin baskısı altında, sayfiye özelliğini kaybetmek tehlikesini yaşıyor.

Sayfiye evleri hızla otellere ya da otelin genişletilmiş kavramı içine sokulabilecek kısa süreli kiralanan oda ve konutlara dönüşüyor. Adalar’ın yerlileri (elbette yazlıkçılar dahil), günübirlik ziyaretçi baskısının yarattığı sorunlar nedeniyle rahatsız. Ya evlerini satıyorlar, ya her yıl kiraladıkları konutları kullanmaktan vazgeçip başka yerlere yöneliyorlar, ya da evlerinin kapılarını daha az açıyorlar.

Ticari ve konut alanlarının bir arada pekala birlikte bulunduğu merkezi alanlar ve caddelerde konut kullanımı hızla düşüyor. Bu, çok önemli bir tehlike.

Küçük bir grubun günlük ticari kazançları uğruna, yaşayanlarından koparılmış bir turizm beldesi olmak niyetindeysek, diyecek bir şey yok. Geleceğimize yön verecek imar planlarını tartıştığımız bugünlerde, karar hepimizin...

 

Son değişiklik Çarşamba, 08 Ağustos 2018 21:14
Yorum yapmak için oturum açın