Cuma, 16 Haziran 2017 17:35

Adalar’da ulaşım politikalarının özeti: Saldım çayıra, mevlam kayıra!

Ögeyi değerlendirin
(2 oy)
Yasak alanda bisikletliler Yasak alanda bisikletliler

 

Sonsöz niyetine önsöz:

Motorlu araçlara oldum olası yasak Türkiye’nin bu eşsiz ilçesinde, Adalar’da, son 15 yıl içinde, belki dünyada başka bir yerleşmede rastlayamayacağımız bir trafik karmaşası oluştu.

Aynı caddelerde faytonlar, bisikletler, çöp arabaları, nakliye kamyonları, 2, 3 ve 4 tekerlekli akülü araçlar kuralsızca seyir halinde.

Bu araçların hepsini aynı güzergâhlarda mı kullanmak gerekirdi, yoksa hem sayıları yeniden ele alınmalı hem de seyir yolları yeniden düşünülmeli miydi?

Yıllardır faytonla ulaşım, atlı arabalarla taşıma yapan Adalılar gelenekseli turistik yapıp “çağdaş denileni” talep etmeye başladı. Doğal olarak günün yaşam normlarında artık yaşlılar, engelliler sosyal hayatın içinde olacaklardı ve çağdaş araçlarla mobilize olmaları şarttı. Sadece insan ve hayvan gücü ile çalışan araçlar bu ihtiyacı karşılayamazdı. Bunu öngörmek ve yönetimsel olarak tedbirlerini almak yanlış olamazdı.

Bu konuda ada halkının taleplerini düzene koyan ve bunu toplumun her kesiminin üzerinde anlaştığı bir biçimde yönetmek gerekirdi.

Bireysel araç talebinin bu boyutlarda olmasının bir nedeni de Adalar’da hiç bir toplu taşım hizmetinin olmaması mıydı? Belli güzergâhlarda hizmet gören, yaz ve kış yoğunluğuna göre düzenlenen bir çevre dostu bir toplu taşıma sistemi düşünülüp planlanamaz mıydı?

Bugüne kadar alınmış tek bir önlem yok. Koruma Kurulu talepte bulunmuş olmasına, Kent Konseyi başta çok sayıda kişi ve kurumun girişimine ve çağrısına rağmen, Adalar’da bir ulaşım master planı hazırlığı da yok.

Her şey kendi bildiğince sürüyor, yönetilemeyen bir davranışlar bütünü giderek çapraşıklaşıyor ve tam anlamıyla bir kaosa dönüyor.

Bugün Adalar’da, özellikle de Büyükada’da olan bu.

Ne yazık ki...

fayton 280xKeşke böyle kalsa (Fotoğraf: Andree Galataud Coşkun)

Adalar Kent Konseyi Ulaşım Çalışma Grubu olarak yetkili otoritelerden taleplerimiz şöyledir:

  • Doğru tespit etmek zorundayız ki “Adalar motorlu araç trafiğine fiilen açılmıştır ve bu yasal değildir.”
  • Esas varılması gereken sonuç Adalar’da bireysel motorlu araç olmamasıdır. Kamu hizmetini sağlayan sınırlı ve yeterli sayıda akülü araç için planlama yapılmalıdır.

Bu durumda:

  1. Öncelikle; tamamen yasa ve kuraldışı olan iki tekerlekli elektrikli motosiklet ve mopetlerin ve Adalar Belediyesi tarafından tescil edilmemiş akülü bütün araçların yetkili kurumlarca toplatılması için belediye ve kaymakamlık derhal gerekli girişimlerde bulunmalı ve emniyet müdürlüğü de sorumluluğu gereği trafik yasalarını uygulamalıdır.
  2. Yasalara göre belediye tarafından tescil edilen araçların kullanımı için kullanıcıya ait sağlık kurumunda alınmış heyet raporu, araç muayene belgesi ve yine kullanıcıya ait sürücü belgesi gerekmektedir. Bunun dışındaki kullanımlara izin verilmemelidir, belediye bu konuda trafik emniyet yetkilileri nezdinde derhal girişimde bulunmalıdır,
  3. Belediye tarafından tescillenmiş araçların sahiplerinin engellilik durumlarının tespitinin doğru yapılabilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu araç sahiplerinin yaşayıp yaşamadığı denetlenmelidir. Gerekiyorsa raporları güncellenmelidir.
  4. Engelli Adalılar için akülü tekerlekli sandalye kullanımı, teşvik edilmelidir.
  5. Belediye belli sayıda akülü golf arabası gibi servis araçlarını hazır tutmalı ve ihtiyaç sahibi vatandaşların hizmetine sunmalıdır.
  6. Esnaf ve işyerleri için iki veya üç tekerlekli akülü bisiklet kullanımına kuralları belirlenerek izin verilebilir. Kullanıcıların kask giyme zorunluluğu ve sürücü belgesi olması mecburi olmalıdır. Kullanıcılar hız limitlerine uyulması konusunda eğitilmeli ve denetlenmelidir.
  7. Her yaş grubundan Adalıları bilinçlendirmek için tüm kurallar ve cezalar afiş ve broşürler ile anlatılmalı, (korna çalmanın yasak olması, kask giyme zorunluluğu, hız limitleri ve bu ihlallere verilecek cezalar vb.) eğitimler yolu ile farkındalık artırılmalıdır. Okullarda kamu idaresi tarafından seminerler verilmelidir.
  8. Denetim desteğini sağlamak için ilgili kanunda belirtilen özellikleri taşıyan fahri trafik müfettişliği kurumu işletilmelidir.

Bu noktaya nasıl geldik?

  1. Kurul Kararları uygulanmadı:

Adalar’daki motorlu araç kullanımı ile ilgili bölge koruma kurullarının verdiği kararları aşağıda sunuyoruz.

  • İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 16.6.1999 tarih ve 11012 Nolu Kararında şöyle deniyor:

‘İstanbul İli Adalar İlçesinde, motorlu araçların kullanımı ile ilgili Kurulumuzca daha önceki tarihlerde alınan kararlarda vurgulandığı gibi Adalar’daki bütün yolların prensipte yaya yolu olması öngörüldüğünden motorlu araçların kullanılamayacağına, ancak Belediye ve Kaymakamlığın sağlık, itfaiye temizlik, orman hizmeti, emniyet hizmetleri için kullanılmak üzere kısıtlı miktarda araç kullanılabileceğine, İl Trafik komisyonunun bu konudaki 25.12.1998 gün ve 1998/138 sayılı kararının bu kararın ışığında yeniden gözden geçirilmesine, bu karara aykırı hareket edilmesi durumunda 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre işlem yapılmasına karar verildi.”

  • İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 25.6.2013 tarih ve 1310 Nolu Kararı paragraf 2’de:

“İstanbul İli Adalar İlçesinde fayton, yaya, bisiklet trafiğine ilişkin, Adaların genel turistik değeri göz önüne alındığında söz konusu alanın sit alanı olması ve Adalar’ın genel anlamda sit alanı ilan edilirken tarihi ve pitoresk yapısına dikkat çekilmesi taşınmaz kültür varlıklarının muhtelif olarak korunmasının yanı sıra Adalar’ın bütüncül olarak tarihi yapısının korunmasının esas olması Adalar’ın tescilli yapıları ile tarihi yapısının devamının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi amacıyla bir takım tedbirlerin alınması gerekmesi nedeniyle bütün yolların prensipte yaya olarak belirlendiğine, bu nedenle ilçenin kültür kimliği ve diğer özelliklerinin korunmasının bir gereği olarak Adalar genelinde motorlu taşıt trafiği olamayacağına ve Adaların bu önemli özelliği kısmi bile olsa bozulamayacağına, ....... Adaların tümünde ulaşım sorununa daha kalıcı çözümler üretmek amacıyla ilgili yerel yönetimleri ile işbirliği içinde ulaşım mastır planının hazırlanmasının istenmesine karar verildi.” demektedir.

Bu kararlar Adaların sadece fiziksel bir kültürel miras olarak değil aynı zaman da doğal ve tarihsel mirası korumaya yönelik bir yaklaşımın toplamını oluşturmaktadır. 21. Yüzyılın azgın piyasa ekonomisinin olası tahribatına karşı bir çözüm getirmeye çalışmaktadır.

Daha önemlisi Koruma Kurulu kararlarına uymak yasal bir zorunluluktur:

2863 sayılı Kültür ve Sanat Varlıklarını Koruma Kanunu Kararlara uyma zorunluluğu(2)

Madde 61 - (Mülga: 17/6/1987 3386/18 md.; Yeniden düzenleme: 14/7/2004 – 5226/13 md.)

Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır. .”

  • Aynı kararda “İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 25.6.2013 tarih ve 1310 nolu Kararı paragraf 6’da:

“Sağlık sebebiyle aciliyet arz eden durumlarda tam teşekküllü sağlık kurumlarından alınmış heyet raporu ile ihtiyacı tespit edilmiş ve Adalar’da ikamet eden vatandaşlar için 250 kg ağırlık ve 20km/sa hıza sahip, 3 veya 4 tekerlekli akülüelektrik şarjlı araçların Belediye’nin yazılı izni ile kullanılabileceğine” kararını vermiştir.

Bu ifadede çok net bir şekilde “...kullanılabileceğine.” denmektedir. Bu kurul tarafından gerektiğinde kullanılmak üzere belediyeye verilmiş bir tavsiye kararıdır, bir yaptırım, bir zorunluluk değildir. Aksi durumda kararda “Belediye’nin yazılı izni ile kullanılacaktır” ifadesi yer alırdı. Buna rağmen yerel otorite bu kararı koşulları yerine getiren her adalıya verilmiş bir hak olarak algılamış ve uygulama bugünkü sonucu doğurmuştur.

Koruma Kurulu engellilik sağlık veya yaş sorunu dolayısı ile yürüme sorunu olanlar için özel bir kararı bu şekilde vermiştir. Bu da kent yaşamında bireylerin mağduriyetini engellemek için verilmiş çağdaş bir çözümdür.

Bu gibi özel durumu olanlar için sağlık raporu ile başvurmaları durumunda kendilerine 3 veya 4 tekerlekli akülü araç iznini verilebilmektedir. Bu uygulama ise de Belediyenin yazılı iznine bağlıdır. Gerçekten bu araca ihtiyacı olanları belirleyecek tek kriter tam teşekkülü hastaneden alınacak heyet raporudur.

Bu raporu 800’ü aşkın ada vatandaşı çok hızlı bir şekilde almış ve belediyeye harcını ödeyerek aracına plaka takmıştır. (Araç tescili veya plaka sadece trafik müdürlüğünün yetkisindedir fakat bu durum adada plaka sahibi olmak şeklinde algılanmakta ve harcı ödenmiş özel bir hak kazanılmış olarak addedilmektedir) Kurul Kararında bu araçlarla ilgili teknik özellikler maksimum 20 km/saat hız ve 250 kg ağırlık şeklinde belirlenmiştir. Oysa bugün kullanılan bütün üç tekerlekli araçlar 25 km/s ve üstü hız yapabilmektedir. Ayrıca golf arabası olarak tanımlanan araçların ise hepsi net olarak 250 kg’dan ağırdır ve süratleri de belirlenen hız sınırının üstündedir.

Uygulamanın gerçek amacının dışına saptığını ve denetimin olmadığını gören bir kısım vatandaş da bunu Adalar’da akülü araç serbestliği olarak algılamış ve Belediyeye plaka almak için bile gitmeyi düşünmemiştir. Oysa bu çok özel bir izindi. Ayrıca bu araçların da engelli insanlar için üretilen araçlar standartlarında olması gerekirdi, oysa Kurul, kararında bu araçların tekerlek sayısını belirleyerek bu kaosun kapısını aralamıştır.

Denetimsizlik ve başıboşluk sonucu yaşlılar ve engelliler için alınan raporlar ailenin gençlerine ve çocuklarına elektrikli motosikletlerle yarış yapmak, sürat yapmak, kuralsızca ada sokaklarında ve hatta çarşıda gezmek serbestisi sağlamıştır. Olan Adalar’a olmuş, bir sürü metal ve plastik yığını sokaklarda çoğalmış ve park yeri sorunu ortaya çıkmıştır. Böyle bir ani motor baskınına uğrayan ada sokakları hazırlıksız yakalanmıştır. Şimdi evlerinin önüne rampa, garaj vb. yapmaya çalışan adalılar var. Hatta mizahi bir durum Adalar Emniyet Müdürlüğü’nün önü otopark oldu. Sit alanı olan Adalar’da en küçük bir çukuru kazmak veya taşın yerini değiştirmek için kurul kararı gerekirken şimdi araçlar için gelişen başıboş müdahaleler söz konusudur.

Bu araçların engelli aracı olarak addedilmesi ve bu özenle bu izinlerin verilmesi gerekirdi. Ayrıca Belediyenin idaresinde olan belli sayıda aracın ihtiyaç duyulduğunda engelli ve sağlık sorunu olan vatandaşların hizmeti için hazır bulundurulması da düşünülebilirdi. Bu bir kamu hizmetidir ve kurul kararı da bu gerekçeye dayandırılarak verilmiştir. Yoksa ev kadınlarının alışveriş arabası veya çoluk çocuğun eğlencesi veya gençlerin piyasa yapması için değil. Birbirine korna çalarak selam verme veya haberleşme yöntemi büyük kentlerdeki kişisel kontrolsüzlüğün bir tezahürü. Oysa Adalardaki yaşam biçimi bunları yıllar önceden aşmıştı.

Binlerce yıl sonra Adalar anakaranın böyle insanlık ayıbından arınmış olarak yaşayan bu güzel belde, “densiz korna ve geri vites sesleri “ile tanıştı. Bu bir şoktur!

Bugün ilçede 800’ü aşkın tescilli akülü araç var. Bu akülü araçları kullananların belki yüzde sekseni gerçekten rapor sahibi olanlar değil. Hatta birçoğu reşit bile değil, çocuk yaşta insanlar. Bir de kimin kullandığı belli olmayan gene 3 veya 4 tekerlekli birçok tescilsiz araç var, bunların yanı sıra iki tekerlekli ve sürati 60 km’ye varan akülü motosikletler ve mopetler var. Bunların da sayısının 1000’i aştığını söyleyebiliriz. Bu iki tekerlekli araçlar ne koruma kurulu kararları ile ne de trafik kanunu ile uygunluk göstermektedir. Tamamen yasa dışıdır.

Bu durum Kurul Kararının hatasından çok uygulamanın istismarı şeklinde yorumlanabilir. Esas, gözden kenara itilmiştir; “adaların motorlu araç trafiğine kapalı olması” esası.

 

Ulaşım sorunu: Nereden Nereye?

20. yüzyılın ortalarından bu yana motorlu taşıtlar anakarayı kemirmeye başladığında Adalar halkı geleneksel taşıma ve ulaşım araçlarını kullanmayı ve yürümeyi tercih etti, motorlu araçları reddetti. Bu harika kural ve tavır sayesinde Adalar bu haliyle de olsa bugünlere geldi. Hala dolu dolu doğal ve tarihi mirastan söz edebiliyoruz.

Yerleşik nüfusları 6.000’i geçmeyen, Hepi topu en büyüğü 5,4 km2 ve en küçüğü 1,3 km2 olan Prens Adaları’nın kendi küçük kara parçalarında yaşadığı ulaşım kaosu nasıl oluştu ve niye giderek ağırlaşıyor. Yerleşik nüfus yıllardır artmadı fakat sorun niye büyüyor?

Muhteşem bir doğa, insan ölçüsünde huzur dolu sokaklar ve binalar, birbirlerini selamlayabilen ada sakinleri, kediler, martılar, deniz ve orman. Bu serpiştirdiğimiz sözcükler, İstanbul’un dayanılmaz keşmekeşinin bu kadar yakınında nasıl olur bu güzellik diye düşündürüyor bizi.

Nüfus baskısı ve göç, hemen her yerin trafiğe ve inşaata açılması, İstanbul’u yaşanmaz hale getirdi. İstanbul’un bu yalıtılmış ilçesi Adalar’da ise nüfus artmadı. Bir dönem kötü yapılaşmadan nasibini aldıysa ve fiziksel tarihi çevresinden çok şeyleri kaybettiyse de kalan doğa ve kent parçası hala çok güzeldir Adalar’da.

Bu güzelliğin en önemli nedeni motorlu araçsız bir hayatın sürmesiydi. Adalar’da nüfus artışı belki olmadı ama demografik yapı değişimi oldu. Topraklar kendi yerli nüfusunu tarihin gelişimi içinde kaybetti.

Bir yandan Adalar’ın yaz kış oturan nüfusu kazancını turizmden elde etmeye başladı. Turizm Adalar’a özellikle Büyükada’ya para getirdi. Adalar sadece yazlıkçıların taleplerine yönelik bir ekonomik hayatın dışında yeni ve sürekli kazanç sağlayabilen, esas olarak günübirlik turizme ve otelciliğe dayanan kendiliğinden bir gelişmeye girdi. Bunun sonucu artık Adalar’da söz ve güç sahibi yeni Adalılar ortaya çıktı. Bunlar turizmin sağladıkları olanaklarla maddi imkân sağlayan ada esnaflarıydı.

Günü birlik turizmin adalara gelenlere sunabileceği en hızlı hizmet kiralık bisiklet ve faytonla ada turu yaptırmaktı. Öyle günler oluyordu ki ne fayton yetişebiliyordu ne de bisiklet. Hatta ne de adalara gelenleri taşıyacak olan deniz araçları. Ada ana arterleri dolup taşıyor, her türlü motorlu motorsuz aracın ve canlının düzensiz hareketleri, kuralsızlıklar, kazalar vb. özetle kontrolsüzlüğün vardığı son nokta çıldırtıcı bir şekilde giderek artıyordu.

Bu araçların hangisi hangi yasaya, yönetmeliğe ve âdete göre hareket ediyordu? Yasalara uyuluyor muydu? Bu araçların sayılarına kim karar veriyordu? Bu araçların kuralsızca seyri ve sayılarının kontrolsüzce artışı karşısında ne yapılıyordu? Kimsenin bunları düşünecek zamanı yoktu!

 

Ehliyet zorunlu ama bakan yok

Engelli raporu ile belediyenin kullanılmasına izin verdiği bu araçları kullananların ehliyetli olması ve araçların da trafiğe tescilli olması gerekmektedir. Bu tür araçların muayenesini ve trafik sigortası işlemlerini düzenleyen bir mevzuat gerekmektedir bu da henüz yoktur.

2918 sayılı Trafik Kanunu; “Madde 75 - Sürücü belgesi sınıfları ile belge sahiplerine sürme yetkisi verilen motorlu araçlar ve özellikleri aşağıda gösterilmiştir:

a) M sınıfı sürücü belgesi iki, üç ve dört tekerlekli motorlu bisikletleri (mopet) kullanacaklara verilir. Bu ehliyet yaşı 16’dır. Kaldı ki sokaklarda 10 yaşındaki çocukların altında bu akülü mopedleri görmekteyiz. Herhangi bir ölümlü veya yaralanmalı kaza durumunda sorumlunun nasıl belirleneceği kuşku konusudur. Ne polis doğru dürüst zabıt tutabilir ne zabıta ne de suçluyu bulmak için somut veri bulunabilir.

Çok önemli olduğunu düşündüğümüz başka bir husus da engelliler için verilen bu üç tekerlekli araçların Adalardaki bazı serbest girişimciler tarafından özel taksi gibi kullanılmaya başlanmasıdır. Bu durum da kaçak ve kontrolsüz yeni bir piyasanın oluşması demektir. Yani bir kanunsuzluk başka bir kanunsuzluğu doğuruyor: Mali yasaların ihlali.

İki türlü yasa ihlali söz konusudur:

  1. Bölge Koruma Kurulu’nun acil durumlar için verdiği izin suiistimal edilerek Adalar motorlu taşıt trafiğine açılmıştır, bu sorunun kaynağında Kurul kararında geçen “2 veya 3 tekerlekli araçlar” ifadesinin kullanılması ve Belediyenin hatalı uygulamasıdır, bu hatanın düzeltilmesi gerekmektedir. “Acil durumlar ve tam teşekküllü heyet raporu” ifadesi ise bir keyfiyetin uygulanması için rastgele alınmış sağlık raporlarının ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu uygulamanın sonu bütün adalıların rapor alması ile biter, çünkü her ailenin mutlaka bu anlamda rapor alacak bir bireyi vardır.
  2. Trafik mevzuatının ehliyet ve tecil zorunlulukları getiren hükmü ihlal edilmiştir, yanı sıra bu hükümleri uygulamasından sorumlu emniyet teşkilatı zaaf göstermektedir. Adalardaki yasaları ve evrensel kültür değerlerini ihlal eden ve gelecek için çok ciddi sosyal ve kültürel riskler içeren bu durumun engellenmesi için Belediye Meclisi’nin radikal bir karar alması gerekmektedir. Bu kararı alırken hiçbir mağduriyetin oluşmaması için doğuştan veya yaş durumundan dolayı engelli Adalılara sürekli destek sağlayabilecek gerekli önlemlerin de birlikte alınması gerekmektedir. Bu belediyenin yapması gereken bir hizmettir ve görevidir. Bireysel arabalanma yerine, kamu kurumları hizmet sağlamalıdır.

Kullanılan araçlar üzerine

Faytonlar

Büyükada’da resmi rakamlara göre 226 fayton var. Buna göre yaklaşık 1250-1350 at. Faytonlar Koruma Kurulu Kararlarında Adalar’ın kara ulaşım aracı olarak tanımlanıyor. Korunması gerekli bir kültürel değer olarak faytonları ele almak son derece doğru. Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığımız değişen Adalar ve özellikle Büyükada’nın günlük kent hareketliliği içinde bugünkü kullanım koşulları ve gördükleri iş açısından faytonlar yeniden gözden geçirilmeyi gerektiriyor hem nitelikleri hem de nicelikleri açısından. Tarihi değer olarak çok üst düzeyde bir simgeselliği taşımaları onları yeniden ele alırken bizleri gerçekten büyük bir sorumlulukla hareket etmeye zorluyor.

Faytonlar günümüzde neredeyse tamamen turizme hizmet vermekte. Adalının ulaşım aracı olarak fayton tercihi çok düşüktür. Bu yönü ile alınırsa faytonların güzergâhları, bekleme bölgeleri, tarifeleri, sayıları, ahırların koşulları ve sürücülerin eğitimleri gibi birçok bileşenin revizyonunu yapmak lazım.

Kiralık Bisikletler

Adaların motorlu taşıt trafiğinden arınmış, şirin kent dokusu ve doğa ile iç içe olan sokakları bisiklet meraklıları için çok cazip. Fakat kazanç hırsıyla kontrolsüz ve denetimsiz bir kiralamaya yol açıldığında kaosun önemli bir nedeni, daha da önemlisi kullanıcı güvenliği açısından büyük bir risk oluşturuyor.

Adalar Belediyesi bu konu ile ilgili sayıyı kontrol altına almak niyetiyle ciddi girişimlerde bulundu ve en azından kiralık bisikletleri diğer bisikletlerden ayıran renk ve plaka zorunluluğu getirdi. Çarşı içinde ve sahilde bisiklet yasağı getirdi. Fakat ne ilginçtir ki bütün bisiklet kiralama dükkânları bisiklet yasağının olduğu bölgenin içinde. Tabii denetim anlamında yapılacak daha çok iş var.

En üzücü tarafı özellikle turizm yoğunluğunun yüksek olduğu günlerde kuralsızlıktan kaynaklanan trafik kazalarıdır. Yaralanmalı ve ölümlü kazalar. Emniyet tedbirlerinin alınmaması (örneğin kask zorunluluğu), birçok gencimizin bisiklete binmeyi öğrenmek için Adalar’ı tercih etmesi ve oto trafiği yok diye kendini fayton, akülü araçlar ve bir kısmı kendi gibi yeni öğrenenlerin keşmekeşinin içine atması sonucu ortaya çıkan muhtelif kaza türleri.

Elektrik Motorlu Araçlar

02 3tekerli x280Akülü motorlar 9-10 yaş sürücülerin elinde.

Bu, yeni yüzleşilmekte olan bir konu. Adalar’da elektrikli araçlar başıboş, kanundışı ve kontrolsüz bir şekilde arttı ve artmakta. Bu gelişme önce bisikletlere akü takarak başladı. Ardından arkası sepetli, üç tekerlekli, düşük süratli, bisikletten bozma araçların ada yollarında gidip gelmeye başladığını gördük. Bunun ardından ise biraz daha komplike, üç tekerlekli ve kaportalı araçlar çıktı. Her seçim döneminde ve seçimlerin hemen ardından çok hızlı bir araç artışı olduğunu gözlemledik. Özellikle akülü scooter sınıfı dediğimiz iki tekerlekli çeşitli güçlerde ve 50-60 km’ye kadar rahat sürat yapan motosikletler hızlı bir şekilde neredeyse her gün deniz yolundan adalara taşınmaya başlandı.

Adalar Belediyesi bu gelişmeler karşısında, gelişmeleri yöneten değil, olayın sadece peşine takılan yani gelişmelere uyan bir tavır gösterdi. Bu araçların bir bölümüne Koruma Kurulunun bir kararına dayanarak izinler verdi ve plakalar dağıttı. Kurul kararı tam sağlık raporu ile ihtiyaç sahiplerine izin verilebileceğini söylüyordu. Bu arada bir o kadar kaçak ve belediyenin iznini almamış araç sokaklara döküldü. Trafikten sorumlu Adalar İlçe Emniyet Amirliği ise bu yasal olmayan gelişmeye müdahale etmedi. Bugüne kadar da hiç karışmadı. Sadece 2016 sonunda İçişleri Bakanlığı’nın yurt genelinde yayınladığı bir genelge ile tescilsiz motorların trafikten men edileceği haberi yayıldı fakat gene araya giren referandum ve eylemsizlik.

“Elektrikli araçların çevre dostu olması” masumiyeti bu tescilsiz, plakasız araçların artmasına gerekçe olamaz. Ayrıca, Adalar için özel kararlarla ve yönetmeliklerle belirlenmiş ulaşım şekline ve trafik kurallarına rağmen bu başıboşluğa umursamadan prim veren tüm kamu yöneticileri suç işlemektedirler ve bu ihmalden dolayı gelecekte olacak olan her türlü yaralanma ve ölümün sorumlusudurlar. Herhangi bir olası trafik kazası durumunda, ne aracın plakasına dayanan bir tespit yapabilirsiniz; ne de bu aracın trafiğe uygunluğu, trafik sigortası vb. yasal zorunluluklara uygun olup olmadığını anlayabilirsiniz.

 

 

tablo

 

 

 

 

 

 

 

Son değişiklik Pazartesi, 17 Temmuz 2017 15:35
Yorum yapmak için oturum açın