Adalar’da fayton taşımacılığı kaldırıldıktan sonra ada içi ulaşım kaosunu yaratan faktörün faytonlar olmadığı, asıl sorunun yönetememek olduğu anlaşıldı. “Kaos”, bence daha güzel tabirle keşmekeş, kuralsızlık ve keyfilik. Bu çekilmez yönetim biçimini maalesef Adalar uzun zamandır yaşıyor. Amacım fayton hikayesini ve sorununu tekrarlamak değil ama açık olarak gördük ki fayton kalkınca bu işler öyle hemen düzelmedi. Faytonculuk yok edilmeden de yapılacak bir şeyler olmalıydı ve bu gayret gösterilmeliydi. Birçok adalının hep söylediği ve söyleyeceği gibi fayton taşımacılığı siyasetin merhamet istismarı konusu edilmeden bu emsalsiz adalar sitindeki özel yerini çağdaş ölçütlerde koruyabilmeliydi. Şimdilik olmadı ama bir gün olacağına birçoğunuz gibi ben de inanıyorum.
Sorunları el yordamı ile çözmek
Genel olarak yaptığımız gibi sorunları el yordamıyla çözme alışkanlığımız sürüyor. Ulaşım ve Lojistik, dünyada akademik programları olan disiplinlerdir. Deneme ve yanılmayla değil her türlü bilim dalının bütüncül olarak bir araya gelmesi ile sorunu çözecek strateji belirlenir ve buna göre de eylem planları yapılır. Fakat Adalar yeni ulaşım düzenine geçtikten bu yana 21 aydır işler pek böyle yürümüyor. Ulaşım için gereken araçların niteliği, sayısı, güzergahları, tarifeleri vb gibi bir çok konu hızlı ve gündelik kararlarla yönetildi. Belki de bu bir zorunluluktu. Olayların gelişimi, planlayanların takvimine uymuyor. Siyasi karşılaşmaların yarattığı ortamlar sakin ve doğru düşünmeye olanak tanımıyor.
Çıkarılan zorluklar, geçici çözümler
Ada yollarındaki araç çeşitliliği, alanın darlığı ve günün belli saatlerine ve mevsimsel hareketlere göre taleplerin değişkenliği, çözümü haliyle karmaşık hale getirmekteydi. Kara ve deniz ulaşımının koordinasyonunun da bu denkleme eklenmesi ortaya gerçekten çözümü zor bir tablo çıkardı.
Bu tespitleri yapmaya çalışmamızın nedeni işin kolay olmadığını anlatmak. Adalar’da yaklaşık 10 yıldır sayısı tam olarak bilinmese de artarak binlerce akülü aracın türediğini görüyoruz. Bu ihtiyacın çıkış nedeni de ortada. Günlük turizme hizmet etmeyi adalılara hizmet etmenin önüne koyan faytonculuğun yarattığı bireysel ulaşım hizmetinin eksikliği ve yaşadığımız çağın insanlarının böylesine araçların sağladığı kolaylıklar varken bundan yararlanmayı hak bilmeleri ve bunların hepsini fırsat bilen neo liberal ekonomik sistem. Bu durumda bu ulaşım hizmet açığını kapatmak için hiçbir yasal dayanak aramadan ortaya çıkan 2 ve 3 tekerlekli ucube bir bireysel arabalanma gerçeği. Fosil yakıtlı araçları Adalar’da kullanmanın getireceği toplumsal tepkiyi aşağı çekecek güya çağdaş bir yaklaşımla çevre dostu kabul edilen ve en basit teknoloji ile üretilmiş elektrikli bir takım araçların hızla yayılması.
270 Fayton, resmi rakamlarla 1750 bisiklet, (çok daha fazlası olduğu biliniyor) ayrıca bu rakamlara yakın özel bisiklet, 100 adet civarında kamunun fosil yakıt motorlu araçları ve sayısı bilinmeyen ve süratle artan ve artmasına maalesef yetkililerce göz yumulan akülü araçlar ve bunların ada yollarında kuralsızca hareket etmesi. Keşmekeş…
Ve 270 fayton kalktı, yerine resmi insan taşıma aracı olarak gelen toplamı kalkan fayton sayısının üçte biri bile olmayan otobüsler ve taksiler geldi. Yetersiz sayıda resmi kamu ulaşım aracının yarattığı hizmet boşluğunu dolduran onlarca akülü korsan araç da bu sayıya eklendi. Araç sayısı, kuralsızlık, yetersiz yönetim ve gene keşmekeş…
Adalılar UKOME’yi tanıyor: Yeni yönetmelik, yeni tartışmalar
UKOME, yasalara göre büyükşehirlerde ulaşım konusunda tek yetkili kural koyucu kuruldur, Onun koyduğu kurallar ilgili belediyelerce ve trafik müdürlüğünce uygulanmak zorundadır. Adalar ilçesi için de UKOME bu kuralları iki ayrı yönerge ile belirledi. Hem ulaşım ve lojistik, hem de bisiklet konusunda. Bu yönetmelikler eğer gerçekten hakkı ile uygulanır ve adalılar tarafından sahiplenilirse sorunun hemen hemen tamamının ortadan kalkacağını düşünebiliriz.
Bu yönergeler Haziran ayı başında yayınlandı ve yönergeye göre uygulamayı yönetecek komisyonun kurulması da 2 ay sonra tamamlandı. Kalabalık bir yaz geçti, şimdi sakin bir ada kışına daha giriyoruz. UKOME yönergesi ile kurulan Komisyon yönergelerin hükümlerini uygulamaya başlıyor.
Uygulama başlıyor
20 gün önce Adalar’da yönerge kurallarına uymayan araçların trafikten men edileceği duyuruldu ve 5 Ekim’in uygulamanın başlangıç tarihi olduğu bildirildi.
Yönergeye uymayan akülü araçlar yıllar içinde binlerle anılan sayılara yukarda değindiğimiz gibi yetkililerce göz yumulduğu arttı. Bu konuda yerel belediye, emniyet, trafik hepsinin kabahati var. Çünkü bu araçların yasa dışılığı, trafik kanununa uygunsuzluğu, araçların tescilsiz ve muayenesiz (TÜV muayenesi) olmaları, araçları kullananların ehliyetsiz ve hatta reşit olmaması, herhangi bir trafik kazasında çarpışan veya çarpan aracın kime ait olduğu kullananın kim olduğu konusunda hiçbir yeterli zabıt bilgisinin olamaması zaten başlı başına bir kanunsuzluktu. Zaten her şey trafik kanununa aykırıydı. Bu duruma niye izin verildi? Bu konuya da daha fazla girmeyelim.
Çözümü birlikte yaratır mıyız?
Adalar iç ulaşım sorunu bugünlerde hiç olmadığı kadar çözüme yakın. Bunun çözülmemesini isteyenler tabii ki var. Birileri var bu çözümsüzlüğün siyasi rantından ve çözmeye çalışan yönetimin başarısızlığından medet umuyor, birileri var bu başarısızlıktan siyasi rant umanların desteği ile şu korsan taşımacılık işini yasadışılıktan kurtarıp Adalar’ın taksicilik hizmetini ele geçirebilir miyiz diye düşünüyor, birileri var çağdaş hayatın motorlu ve tekerlekli bir hayat olduğunu düşünerek bugüne kadar göz yumulan yasadışılığı hak bellemekte, “benim ulaşım hakkımı alamazsın,” “ulaşım anayasal hakkımdır”, “arabamı da alamazsın benim malımdır” diyor. Sanki anayasa vatandaşların yasa dışı davranmasına cevaz veriyormuş gibi.
Eleştirelim ama…
Getirilen yasal mevzuatı eleştirmek hepimizin hakkıdır.
*Örneğin Adaların ulaşılması zor bölgeleri vardır ve bu her adada farklıdır. Bu noktalara hizmette kamu yönetimi fazlası ile ihtimam göstermek ve buna göre gerekirse bu bölgeler için farklı standartlar getirmek zorundadır. Sefer sıklığı, özel tarife, özel fiyat hepsi düşünülmelidir.
*Örneğin 65 yaş üstü bütün adalılara başvuru hakkı tanımak belli ki engelliliğin ilk adımında olan bir yaş grubuna özel bir koruma sağlamak için verilmiş sosyal sorumluluk taşıyan bir karar. Bu yaş grubunun bütün adalarda kaç kişi olduğu ve önümüzdeki yıllarda nasıl artacağı ve bunların kaçının bu başvuruyu yapacağı konusunda yönergeyi hazırlayanların bir öngörüsü var mı? Çünkü yaşlı nüfus Adalar’da oransal olarak fazladır. Bu durumda kaç aracın Adalar trafiğine ekleneceği düşünülmektedir?
Bunlar da bir eleştiri başlığı olmalı veya fazlası.
İyi düşünelim, iyi başlayalım
Her şeye rağmen bu iyi bir başlangıç ve hepimiz umutla destek olmalıyız. UKOME yönergelerini okursanız, bu yönergelerin ulaşımın kamu hakkını önde tutmak gayreti ile yapıldığını ve Adalar’ın özel bir alan olması nedeni ile ulaşım türünün gerekmedikçe bireyselleşmemesini sağlamak tavrını gösteren bir ana fikir ile kaleme alındığını hemen fark edersiniz. Belli bir yaş grubuna kolaylık sağlamak, kamu araçlarının düzene sokulması, gene bir kamusal hizmet veren esnaf servislerinin düzenlenmesi ve zaten yasalar tarafından hak olarak belirlenmiş olan engelli vatandaşlarımızın kendi engelli araçları ile dolaşımını yaya olmakla aynı addetmek. Bütün bunlar doğru şeyler. Bunların arkasında duralım. Eleştiri odağımızı kamu hakkı ihlallerine yöneltelim. Kendi bireysel çıkarlarımızın iyileştirilmesi için yaptığımız eleştiriler veya muhalefet bu dar coğrafyada çoğunluğun yaşam konforuna kesinlikle zarar verecektir.
Yayalaştırılmış alanlar ve bu alanların yönetimi
Yayalaştırılmış alanlar gene UKOME tarafından belirlenmiştir, hem de uzun zamandan beri. Fakat bu kurallar siyasilerin endişelerinden ve kamu yöneticilerinin Adalar’ın özel durumunu kavrayamamalarından dolayı uygulanamamıştır. Bundan sonra bu yönergeler ile birlikte bu uygulama da başlayacaktır. Bu da önemli bir kazanımdır. Çarşının araçlardan arındırılması ve lojistik ihtiyaçların belli saat aralarında sağlanması, sokaklarda gelişigüzel depolamaların olmaması ve forkliftlerin çalışmaması. Bunlar güzel şeyler.
Kollektif denetim ve talep
Bunların gerçekleşmesi sadece yayınlanan mevzuatla olmaz uygulama ve denetimle olur. Burada da beldenin insanlarının desteği ve katılımı gerekir. Yasadışılığı ve keyfiyeti kamu yararı için dışlamamız lazım.
- Yayalaştırılmış alanlardaki bisiklet ve akülü araçlara ve konulan serbest saatler dışında gezinen kamu araçlarına tepki gösterelim ve ihlalleri yetkililere bildirelim,
- Ada yollarında kuralsız araç kalmaması için gözlerimizi dört açalım,
- Klakson sesi bizim adalarımıza uymaz, yakışmaz, gerektiğinde zil-küçük kampana sesidir insani olan, klaksonsuz adalar diyelim,
- Normal olmayan süratlerde seyreden araçları yetkililere bildirelim
- Adalar’da bulunan bütün araçların kimlik bilgilerinin elektronik bir ortamda toplanması ve bu araçların araç çipleri ile merkezi bir sistemde takip edilebilmesi için gerekli uygulamanın üretilerek denetim elemanlarına (polis, zabıta vb) verilmesini talep ve takip edelim.
Ne dersiniz?
Adalılar sakinlik, yavaşlık ve huzurda ortaklaşıyor
Adalılar bu konuda ikiye falan bölünmedi. Bu konu ile ilgili eleştirilerimizi birleştirdiğimiz ve kamusal çıkar esaslı taleplerimizi yükselttiğimiz zaman yönetimler bizi dikkate almak zorunda.
Bu kadar zamandır çile çektik, tartıştık, dövüştük, yazdık, çizdik, plan ürettik, dilekçe verdik, bekledik, bekledik, bekledik…. Artık iyi şeyleri hak ettik … Gerekirse aynı şeyleri sil baştan gene yaparız. Ama artık bu yeni başlangıcın arkasında olalım sevgili Adalı dostlarım.
Aslında bu konuda Adalılar çatışmıyor. Bugünlerde buralardan bir çatışma ortamı bekleyen medyanın kendi ihtiyaçları için ürettiği iki cephe falan yok. Adalı huzur istiyor.
Huzur…