Büyükada’nın değerli ve dikkat çekici binalarından biri ünlü sinema yönetmeni Sinan Çetin tarafından satın alındı. Bugüne kadar çok kimsenin üzerinde durmadığı bir yapı. Selvili Cami Sokak ile Malûlgazi Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alıyor. Kapı numarası, Malûlgazi Cd. No. 14. Tapudaki kaydı ise 85 Ada, 59 Parsel. Uzun zamandan beri iskan edilmeyen, durduğu yerde tahrip olmaya başlamış bu değerli kültür mirası yapının, maddi - manevi olanakları olan değerli bir sanatçı tarafından satın alınmış olması umut verici. Eminiz ki konunun uzmanları tarafından projelendiriliyor ve onarım hazırlıkları yapılıyor.
Bu yapı çok değerli bir 20. yüzyıl art-deco kültür mirası. Malûlgazi Caddesi’ne bakan parselde yer alıyor. Bina 2014 yılında kültür varlığı olarak tescil edilmiş ve koruma altında. Hele Sinan Çetin gibi bir kültür insanına, bu kültür değerini korumak ve yaşatmak çok yakışacak. Şimdiden yapının peyzajına büyük değer katan çam ağacı, onu boğmak üzere olan sarmaşıklardan arındırıldı ve binanın yüzü gözü açıldı.
Yapıyı değerli kılan başka unsurlar da var. En başta komşu parsellerdeki yapılar.
Yan komşusu, mimarisi İtalya’dan getirilip taşınmış üç katlı bir Venedik yapısı. Diğer yan komşusu ise harika bir tescilli ahşap yapı. Sol çaprazında ise Sakız Adası konaklarını hatırlatan kargir yüksek tavanlı, iki katlı keme taştan eşi olmayan bir bina. Üstelik değerli koleksiyoner Gökçe Bayındır ve ailesinin müzeyi andırır mülkü. Tam karşısında ise 2. derece kültür varlığı olarak tescillenmiş ampir üslubunda yapılmış iki ahşap bina.
İşte konumuz olan yapı da Büyükada’nın bu önemli meydancığına 20. yy. güzel bir yapı adayı. Kendinden yaşlı diğer binalara diyor ki, beni de aranıza alır mısınız? Onlar da onu bağırlarına basmışlar.
Malûlgazi Caddesi boyunca bir parsel sonra 1. derece kültür varlığı Meziki yapısı olanları izlemekte. Bu kadar farklı üslubun bir aradalığı ile oluşan bir kent mekanı. Yapıların çok kültürlülüğünün oluşturduğu bir mekan ve zamandasınız.
Bina 1950’lerin yığma yapı kargir teknikleri ile yapılmış. Dış verandaları ile ve baktığı hakim rüzgar yönü ile tam bir Büyükada sayfiye yapısı. Verandalar diyorum çünkü binanın cephesi altlı üstlü veranda. Cephesinde kullanılan pencere oranları bile özgün, geleneksel pencere çerçeveleri ve doğrama detaylarını göremiyorsunuz; tasarımları biraz Uzakdoğu esintileri taşıyor. Sokak kotundan binaya sağlı sollu simetrik iki bahçe merdiveni ile yükseliyorsunuz. Merdivenlerin bitiminde sizi yaşlı bir ada çamı karşılıyor. Çam ağacı zaman içinde köklerini büyüterek dış bahçe duvarlarını çatlatmış. Güzel ağaca zarar vermeden bu duvarları sağlamlaştırmak lazım. Tabii duvarların ve binanın üzerinde şahane mozaik murç sıvayı bozmadan tamamlayarak. Veranda ve merdivenleri kuşatan borulardan yapılmış korkuluklar ve metal direklerle desteklenen ahşap çıta süslemeli saçaklar.
İç mekan düzenlemesi de çok değerli. Dönemin karo mozaikleri zemini oluşturuyor. (Karosiman döşeme) Hafif çizgilerle tasarlanmış inçe çıtalama teknikleri ile yaratılmış tavanlar ve art-deco şahane ahşap merdiven. Karo biçimli pencereleri ışığa karşı konturlarının iç mekanda yarattığı huzur. Evin girişinde solda merkezden ısıtmanın kolaylığı için yapılmış ve alışılmadık bir plan özelliği ile giriş holünde yer alan özenli bir mermer şömine.
Bu yapıları doğru onarmak ve ruhlarını koruyarak yaşatmak önce bir duyarlılık sonra da bilgi ve beceri işi. Çok emin ellere teslim edilmiştir eminim. Adalar Belediyesi’nin İmar Müdürlüğü’nce, Kudeb ve 5 numaralı Koruma Kurulu uzmanlarınca dikkatlice denetlenmesi gerekir. Hepsinden daha öte Adalıların da bu denetime katılması lazım.
Kazanan en başta bu değerli mülkün yeni sahipleri ve elbette Adalar olacaktır.