Cuma, 01 Mayıs 2015 13:44

Fidel Castro ile Che’nin kuşaklara ilham veren ülkesi 2 : Küba

Ayşegül Bayraktar
Ögeyi değerlendirin
(0 oy)
Gün ışırken Havana’ya bakış Gün ışırken Havana’ya bakış Fotoğraflar: Ayşegül Bayraktar

Atatürk Anıtı - HavanaAtatürk Anıtı - HavanaYaklaşık yarım yüzyıldır Amerikan ambargosu altında kapitalist sisteme direnen Küba’da okuma yazma oranı yüzde yüz olup, halkın bütün bireyleri devlet güvencesinde bulunmaktadır. Sağlık ve eğitim giderleri ücretsiz ve Küba dünya çapında başarıları ile ünlenmiş doktorları ve her derde deva ilaçları ile adını duyurmaktadır. ‘Devrimin ve Dansın Ülkesi’ndeki yolculuğumuza devam ediyoruz...

Ertesi gün kahvaltıdan sonra UNESCO Kültür Mirası Listesinde olan başlıca liman şehri ve devrimin önemli liderlerinden Camilio Cienfuegos’un ismini taşıyan Ciengfueuegos’a varıyoruz. Camilio, Fidel Castro ve Ernesto ile tanıştıktan sonra Kasım 1956’da Granma yatı ile Meksika’dan Küba’ya doğru devrim için yola çıkan 82 gerilladan biri olup, Batista ordusu ile girilen çatışma sonrası kurtulan ve Sierra Maestro dağlarına ulaşan 12 kişinin arasındadır. Küba devriminin 4 önemli komutanı Fidel, Che, Raul’den sonraki komutandır. Şehrin önemli yerlerini görüp panoramik bir tur yapıyoruz. Sarayı andıran ve müze olarak değerlendirilen Endülüs tarzı, zarif ‘Boderga de Valle’ binasın terasındaki kafede nefis bir manzara eşliğinde dinleniyoruz.

Santa Clara-Che Guevara MozolesiSanta Clara-Che Guevara MozolesiGezimizin kalbi olan Santa Clara’ya doğru devam ederken otobüste Nathalie Cordone’den “Comandante Che Guevara” çalıyor. Santa Clara’ya varışımızda, Küba halkının (dünyada ezilen tüm halkların) sevgilisi, ‘hey’ veya ‘dostum’ anlamına gelen sıcacık bir takı ile (Che) seslenilen efsanevi devrim lideri Comandante Ernesto Che Guevara’nın Anıt Mezarını, heyecanlı, sessizce ve saygılı ziyaret ediyoruz. Anıt mezarın dış duvarlarında, devrimci gerillaların ve Che’nin emekçiler ile birlikte tarlada şekerkamışı keserken betimlenen kabartmaları var. Görkemli ve mağrur duruşunun vurgulandığı devasa heykelinde Che, 1959 0cak ayının ilk günü Havana’ya girişindeki gibi sağ elinde tüfeği, sol kolu ve bir kaşı bandajlı... Kaidede ünlü Hasta La Victoria Siempre (Zafere kadar daima) cümlesi yazıyor.

Arjantin’de doğan Ernesto, artık Küba’nın bir adamıdır. Yarım bıraktığı tıp eğitimini geri dönüp tamamladıktan sonra, Arjantin’den sonsuza dek ayrılır. Küba devrimini gerçekleştirdikten sonra devlet başkanı olan Fidel Castro’nun hükümetinde bakan olarak görev yapar. Dış gezilere katılarak devrimi dünyaya anlatır. Ama Che’nin devrimci ruhu onu rahat bırakmayacaktır. Castro’dan izin isteyerek devrime yardım için önce Kongo’ya sonra Bolivya’ya gider. Bir muhbir ve Guevara’yı Bolivya’da takip etmekten sorumlu olan Felix Rodriguez adındaki CIA ajanı sayesinde Bolivya ordusu, Che’nin kaldığı kampın yerini öğrenir. 9 Ekim 1967 yılında, 39 yaşında iken Bolivyalı bir çavuşun silahından çıkan kurşunlar ile öldürülür.

Anıt mezarın alttaki müze bölümünde Che’nin yanında Bolivya’da ölen silah arkadaşlarının isimlerinin yazdığı ve Bolivya Vallagrande havaalanının altından çıkarılan, yıllarca orada saklanmış, Che’nin kemiklerinin bulunduğu çekmeceler yer alıyor. Diğer odada Che’nin özel eşyaları, arkadaşları ile Fidel ve Raul ile çekilmiş fotoğrafları, ünlü beresi, puro takımları, kalemi, kitapları, kol saati vs yer alıyor. Burada fotoğraf çekimine izin verilmiyor. İki odanın arasındaki dairesel alanda hiç sönmeyecek olan devrim ateşi yanıyor. Sonraki durağımız, Che ve 18 devrimci gerilla ve ellerinde tüfek bulunan gençler, ev yapımı molotof kokteyller ve buldozer ile Batista’nın ordusunu taşıyan trenin raydan çıkarılması baskınının sergilendiği ve bugün açık hava müzesi haline gelmiş “Tren Blindado”. 29 Aralık 1958 Küba devrim tarihinin en önemli olayıdır. Batista’nın ordusuna cephane taşıyan tren, Che’nin komutasında, içindeki 350 subay ve asker ile esir alınır. Ele geçen cephane gerillalar ve yeni katılan köylülerin silahlanmasını sağlar. Baskın, diktatör Batista’nın ülkeden kaçış sürecini başlatmış olur. Bu açık hava müzesinin içinde o güne ait askeri malzeme ve fotoğraflar bulunmaktadır. Gezi sonrası otobüsümüze binip Havana’ya doğru yola çıkıyoruz. Akşam, ilk gecemizi geçirdiğimiz Havana Libre Oteli’ne yeniden yerleşiyoruz.

HavanaHavana
HavanaHavana
Havana sokaklarıHavana sokakları
Havana - Devrim MeydanıHavana - Devrim Meydanı
Hotel National De Cuba- Grupo Compay SegundoHotel National De Cuba- Grupo Compay Segundo
Havana sokak müzisyenleriHavana sokak müzisyenleri

Akşam yemeği sonrası eski Havana şehir merkezini ve Plaza de Armas’ı dolaşmaya çıkıyoruz. İspanyol Kolonial dönemden kalma Katedral ve görkemli taş binalar, sarı sokak lambalarının ışığı altında ve köşe başlarındaki sokak şarkıcılarının yaptığı harika müzikler eşliğinde büyülü bir atmosfer yaratıyor. Her şeyi sahici ve sahtelikten uzak olan bu güzel ülkenin müzisyenleri de çıplak sesle okudukları şarkılara eşlik eden el yapımı müzik aletleri ile müziğin en doğalını yapıyorlar. Ve bu müzik bizi mest ediyor...

Indio mağarasıIndio mağarası7. gün, 14 Şubat 2015 Cumartesi günü, Havana şehrinde otobüsle dolaşıp büyükelçiliklerin de bulunduğu şehrin en lüks semti olan Miamar’ı geziyoruz. Sonra Pinar Del Rio’ya hareket ediyouz. Şeker kamışı ve tütün tarlalarının yanından geçiyoruz. Bir tütün tarlasında durarak kocaman pazı yapraklarına benzeyen tütün yapraklarını inceliyoruz, kurutulma mekânında rehberimiz Julian’dan bilgi alıyoruz. Pinar Del Rio’ya geldiğimizde dünyaca ünlü Küba purolarının yapımını görmek için Puro Fabrikası’na gidiyoruz. Burada da fotoğraf çekimine izin yok.

İşçiler kadınlı, erkekli sıralarda oturuyorlar. Kurutulmuş yaprakları, boylarına göre (5 adet) düzgünce sarıp, uç kısmını bitkisel bir yapıştırıcı ile kapatıyorlar, standart boylarda kesip kutulamaya geçiyorlar. Fabrika satış mağazasından alışveriş yapıyoruz. Sonra UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Vinales Vadisi’ni manzara noktasından seyrediyoruz. Enfes manzaranın fotoğrafını çekiyoruz. İndio Mağarası içindeki nehirde tekne turu yapıyoruz. Öğle yemeğini Afrikan tarzı kıyafetler giymiş müzisyenlerin yaptığı yerel müzik eşliğinde yiyoruz. Vinales Vadisi’nin merkezine gidip pazarda dolaşıp, otantik eşyalardan satın alıyoruz. Şehrin parkında oturup insanların arasına karışıyoruz.

Havana Devrim MüzesindenHavana Devrim MüzesindenŞeker kamışı ve tütünle geçinen insanların yaşadığı bu tarihi şehir görülesi bir yer. Sonra yola devam edip Frida Kahlo’nun eşi ünlü ressam ve Castro’nun da arkadaşı olan Diego Riviera’in öğrencisi olan L. Gonzales tarafından kayalara boyanmış evrim sürecini betimleyen El Mural De La Historia adlı çalışmayı görüyoruz. Burada, Hindistancevizi sütü, tarçın ile hazırlanan Pina Colada ikram ediyorlar. Çok güzelmiş diyoruz... Daha sonra Havana’ya geri dönüp akşam tarihi National Otel’deki danslı, müzikli geceye katılıyoruz. Gurupo Compay Segundo sahne alıyor. Dansı ve müziği ustalarından izlemek, romantik ortamda çok keyif veriyor...

Birkaç kişi son gecemizi uzatmaya karar verip, halkın gittiği otelimize yakın bir caz kulübünde flamenko ve Latin caz söyleyen Kübalı grubu dinliyoruz...

8. gün bavullarımızı toplayıp son kez Havana’yı dolaşıyoruz. Havana’nın en şık bulvarı olan 5. Caddeye ve Buena Vista mahallesine gidiyoruz.

Valle de Vinales (Vinales Vadisi) Pinar Del RioValle de Vinales (Vinales Vadisi) Pinar Del RioOtobüsümüz Devrim Meydanında duruyor. 1 Mayıs’ta 1 milyon Kübalı ve Küba dostunun kırmızı t-shirt giydiği, Hasta La Victoria Siempre (Zafere Kadar Daima) Venceremos (Kazanacağız) Patrio o Muerte (Ya Vatan Ya Da Ölüm) sloganlarının atıldığı alan burası... Meydanın ortasında Küba’nın kurucusu Jose Marti anıtı ile Che ve Camillo’nun dev figürleri yer alıyor.

Prado Caddesini, Capitolio meydanını ve binasını (Batista’nın ülkeyi yönettiği bina, Washington’dakinin bir benzeri) Devrim Müzesi, Reina Caddesi, Ernest Hemingway’in kaldığı Ambos Mundos Otelini, Fidel ile gittikleri barı görüyoruz. (Fidel Castro’nun dostu olan ünlü yazar için Küba, Küba için Ernest Hemingway ayrı düşünülemez. Ernest Hemingway, “Yaşlı Adam Ve Deniz”i Küba’da yazmıştır. Romanın kahramanı Santiago adında Kübalı bir balıkçıdır, roman Pulitzer ve Nobel ödülü almıştır.) Hindistancevizinde dondurma yiyerek Obispo Caddesinde, meydan şarkıcıları ve çiçekçi kızlar ile fotoğraf çektirerek de Katedral meydanında dolaşıyoruz.

El Mural De La Historia (evrimi anlatan kaya resmi) Vinales VadisiEl Mural De La Historia (evrimi anlatan kaya resmi) Vinales VadisiPuerto Caddesindeki parkta yer alan Ulu Önder Atatürk’ün büstünü ziyaret ediyoruz. Küba’nın eski lideri Fidel Castro’nun emri ile dikilen, heykeltıraş Metin Yurdaner tarafından yapılan heykel, çok güzel. Kübalılar, emperyalizme karşı verdikleri mücadeleyi Türklerin Kurtuluş Savaşı’nda verdikleri mücadeleye eş görüyorlar. Küba’da Atatürk’ten başka yabancı hiçbir devlet adamının heykeli bulunmamaktadır. Derler ki Che ve Castro daima Atatürk’ten ve Nutuk’tan ilham almıştır. Kaidede Mustafa Kemal Atatürk “Fundator de la Republica Turquia” Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu ve Yurtta Sulh Cihanda Sulh. “Paz En Pais, Paz En Mundo” yazıyor...

Akşamüstü saat 17.30 hareketle Amsterdam’a doğru uzun bir yolculuğa çıkıyoruz... Sabah Amsterdam havaalanında geçirdiğimiz bir kaç saat sonrasında İstanbul’a uçuyoruz.

Karayip Denizinde yer alan bu küçük Ada ülkesi, büyük kahramanlarının mücadeleci karakterleri, hümanizması, kuşaklara verdikleri ilham ile müziği, dansı, tarihi, halkının sıcacıklığı ve muhteşem doğası ile gönlümüzde taht kuruyor.

Ernest Hemingway'in kaldığı Ambos Mundos oteliErnest Hemingway'in kaldığı Ambos Mundos oteli
Ernest Hemingway'in otelde kaldığı odanın kapısındanErnest Hemingway'in otelde kaldığı odanın kapısından
Havana eski şehir meydanıHavana eski şehir meydanı
HavanaHavana
KübaKüba
La Florida - Hemingway ve Castro'nun sohbet ettikleri CafeLa Florida - Hemingway ve Castro'nun sohbet ettikleri Cafe
Santa Clara - Che AnıtıSanta Clara - Che Anıtı
Tütün tarlası ve yerel rehberimiz JulianTütün tarlası ve yerel rehberimiz Julian
 
Son değişiklik Cumartesi, 09 Mayıs 2015 00:18
Yorum yapmak için oturum açın