Cuma, 01 Mayıs 2015 13:44

İnsanlık sevgisi

Musa Albukrek
Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

 

insanlik sevgisi 2 280xİnsanlar arasındaki özellik ve farklılıklar, gerek bireyler ve gerekse toplumlar arasında, ürkütücü bir boyut arz etmekte, hatta çoğu zaman, nefrete dahi dönüşebilmektedir. Nefretin olduğu yerde ise sevgi barınamaz.

Eski Adalıların, asırlar boyu, farklılık gösteren değişik aileler arasında huzur ve dostça yaşamalarının sebebini araştırırken, insan sevgisini ön planda tuttuklarını, sevgi ile bütünleştiklerini görüyoruz.

Bu olayı, bir çekül sembolü ile açıklamaya çalışacağım. Dünyanın düz olduğunu varsayan kişiler, dünyadaki herkesin, elinde tuttukları bir çekül ipinin paralel olmasını bekler.

Hâlbuki dünya yuvarlaktır ve dünyanın değişik yörede bulunup elinde çekül tutan insanlar arasında bir açı oluşmaktadır. Her bir kişi elindeki çekülü dik tuttuğunda, her biri, kendi durumunda kusursuz ve dürüsttür fakat tüm bu çekül izdüşümlerinin son noktası aynı bir merkezde buluşur.

İşte iki çekül arasında kalan bu açı, bağnazlar tarafından farklılık, hatta düşmanlık olarak algılanmakta... Bilge kişi ise bu açıyı, “tolerans”, hatta daha ileriye gidip “farklılığı onaylama” olarak kabul eder. Bu açıya “sevgi açısı” dememiz de mümkün.

Farklılık bir kusur değildir. Kusur, aslında göreceli bir unsurdur. Burada, “kusur” yerine “özellik” kelimesini kullanırsak daha barışçıl bir yaklaşımda bulunmuş oluruz.

Kendi özelliklerinden dolayı insan, kendini sevdiğine göre yakınını sevmek de, o kişinin veya o topluluğun özelliklerini sevmek ve farklıkları onaylamaktır. Bu görüşle insanlar, çeküllerini dik tutarak ve ele ele tutuşarak “İnsanlık sevgisi” çemberlerini teşkil edebilirler.

insanlik sevgisi 3 280xEşler arasındaki sevgi ise, çok kere, derin bir aşkla başlamasına rağmen, evlendikten kısa bir süre sonra dahi biri birlerine küsüp ayrıldıklarına tanık olmaktayız. Bunun sebebini araştırırken, şu kanaate varırız ki; karşı cinsler arasında iki türlü sevgi vardır: Sıcak ve ılık sevgi.

Sıcak sevgi; aşktır ve bu aşkı körükleyen dört faktör vardır: 1. Bedensel çağrı 2. Hayal gücü 3. Özlem 4. Sosyal engel (Romeo-Juliette veya Batı Yakası Hikâyesi gibi).

Evlilikten sonra bu dört faktör, bir kemanın gergin duran dört teli gibi zamanla gevşer ve akort bozulur. İşte o zaman “desakort” baş gösterir, anlaşamazlıklar, dolayısıyla ayrılıklar başlar. Demek oluyor ki bu dört faktör, eşlerini bir arada tutmak için yeterli olmamaktadır. Bunların altında, göz ardı edilen üç faktör daha mevcut: a. Sevgi (insan sevgisi) b. Saygı c. Sorumluluk

Unutmayalım ki gerek saygı ve gerekse sorumluluk, insan sevgisine endekslidir. Dikkat edilirse, her üç kelime S harfi ile başlamaktadır. Bu üç S, biri birlerine kenetlenerek bir zincir teşkil eder. Zincirin bir halkası kırılsa iki sütun da biri birlerinden ayrılır.

“Ilık sevgi” zinciri sağlam kaldığı müddetçe, “sıcak sevgi” zamanla azalsa da, ateşi körükleyerek ortamı ısıtmak daima mümkün olabilir.

Hekim ile hastası arasındaki ilişkilerde de insanlık sevgisi çok önemli bir rol oynar.

Çünkü hekimlik, dört sütun üzerine oturtulmuş bir abide gibidir. 1. Bilgi 2. Mantık 3. Sezgi 4. İnsanlık

Bilgi ve mantık, günümüzdeki kongreler, seminerler ve bilgisayar ağlarının sayesinde süratle artmasına karşın, sezgi, kullanılan fazla miktardaki cihazlardan dolayı azalmakta, insanlık sevgisi ise aşırı formalitelerden dolayı gerilemektedir.

Bundan dolayıdır ki, sevgi gereksinmesini klasik tıpta bulamayan bazı hastalar, arzuları hilafına da olsa, sevgiyi, hekimlik tahsili görmemiş olan şifacıların tedavisinden medet ummaktadırlar. Şöyle ki son zamanlarda klasik tıbbın yerine “alternatif tıp”, sezgi ve insanlık ayağının yerini tutmakta, adeta klasik tıbbın koltuk değneği durumuna gelmektedir.

insanlik sevgisi 4 280xSevmek dokunmaktırBence, her şeye rağmen, bugünün hekimi, eski nesillerin klasik hekiminin uyguladığı gibi, hastasını sabırla dinlemeli ve nabzını tutup ona moral vermeli. Çünkü insanlık sevgisini içeren moral ve şefkatli yaklaşım, tedavinin büyük bir bölümünü teşkil eder. İngiliz zoolog ve yazar Desmond Morris’in dediği gibi: “Sevmek, dokunmaktır”. Şöyle ki hastasından uzak duran bir hekimin, hastası ile sevgi köprüsü kurması imkânsız gibidir.

İnsanlık sevgisi. İdeallerimizin en yücesidir. Gerçekte de, insanlık sevgisi sanıldığı gibi kolay oluşan bir olgu değil. Zira söylenmesi üzücü de olsa “insan, kötüye meyilli bir hayvan” olarak bilinir. Bundan dolayıdır ki, tarihten bugüne kadar icra edilen mesleklerin büyük bir kısmı, bu kötülüğe olan meylimizi önlemeye karşı önlemler ve yükümlülüklerdir. Bunlardan en önemlileri: siyaset, adalet, hukuk, güvenlik, savunma, yönetim, eğitim, din, ahlak, vs kuralları.

İnsanlık sevgisi bir ütopya ise de, hakikat, hayalden ve idealden neşet eder. Bunu yaşayalım ve çevremizde de yaşatalım.

Son değişiklik Çarşamba, 06 Mayıs 2015 12:52
Yorum yapmak için oturum açın