İnsanlar; bebeklik, çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık evrelerini yaşarlar. Yaşlılık, biyolojik bir olgudur. Yaşlılıkta insanın iş yapabilme gücü azalır. Fiziksel olarak ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşebilir. Ruhsal yönden de kendisine yakınlık gösterecek insanları çevresinde ister.
Yaşlılar, dünle bugün arasındaki köprülerdir. Kültür yaşamımızı yarınlara taşımayı sağlayan en önemli varlıklarımızdır. Yaşlı kişilere saygı göstermeliyiz. Bu, aynı zamanda onlara bir minnet borcumuzdur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi ve yaşama bağlı olmaları gerekir.
Toplumumuzdaki yardımlaşma ve yardımseverlik duygularının ışığında gönüllü kişiler ve kuruluşlarla yaşlılarımıza daha iyi yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Yaşlıların sorunlarına sahip çıkarak çözüm üretmek aynı zamanda vatandaşlık görevimiz ve yaşlımıza karşı gönül borcumuzdur.
Çevremizdeki yaşlılara her zaman yardımcı olmalıyız. Onlara göz kulak olup sevgi, şefkat göstermeliyiz, Toptu taşıma araçlarında onlara yer vermeliyiz. Hâl ve hatırlarını sorup yaşlıları ziyaret etmeliyiz. Eğer yalnız yaşıyorlarsa, bu yalnızlıklarını onlara hissettirmemeliyiz.
Büyük Atatürk, “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emekliliklerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur!” diyerek yaşlılara karşı sosyal güvencenin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır.
Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım: Bir gün biz de yaşlanıp onların karşılaştıkları güçlüklerle karşılaşacağız.
Yaşlıların öncelikli olduğu durumlar
Hastanelerde, poliklinik hizmeti veren kliniklerde ve sağlık sektörünün tüm kamu kurum ve kuruluşları ve özel hizmet birimlerinde 65 yaş üstü olan kişilerin önceliği vardır. *Belediyelerde 65 yaş üzeri olan kişiler işlem yapılırken öncelikli olarak hizmet alabilmekte ve ücretsiz toplum taşıma aracını kullanma hakkı bulunmaktadır. *Bilet alma, alışveriş yapma, otobüse binme sırasında önce gelenin, kendisinden sonra gelenlere göre o hizmetten daha önce yararlanma hakkı vardır. Yaşlılarda bu dünyaya bizlerden çok önce gelmişlerdir. O halde öncelikli insanlardır. Dünyayı birbirine devrederek, geliştirerek, değiştirerek, bizlere hazır ve kurulu bir hayat düzeni bırakmışlardır. Bazı problemleri çözümleyerek aşmış, yaşadığımız ortamı bize hazır bırakmışlardır.
Bu haklarını kullanmalarında kendilerine yardımcı olmak bizlere düşen en kutsal görevlerin başındadır. Yaşlılar tecrübe kaynağıdır. Onların yaşanmış ve kazanılmış bu deneyimleri bizleri birçok yanlışı yapmaktan kurtarmaktadır. Yaşlılarımızın gençlerden ve kendilerinden genç olan yetişkinlerden yerine getirilmesi mümkün olmayan istek ve beklentileri asla yoktur.
Yaşlılarımızı sürekli olarak sevmeli ve saymalıyız
Yaşlılarımızın tarafımızdan bilinmeyen, anlayamadığımız sorunlarını çevreden ve kendilerinden öğrenerek sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olmalıyız. Onların çözümü bizi aşan sorunlarını ilgili kişi veya makamlara iletmeliyiz. Yaşlılarımız fiziksel ve ruhsal durumları gereği duygusal olurlar.
Onların sık sık ihtiyaçlarını ve hastalıklarını sorarak gönüllerini almalıyız.
Ekonomik değeri küçük, manevi değeri büyük olan hediyelerle bazen bir demet çiçek, bazen de bir öpücükle onları kolayca mutlu edebileceğimizi hatırdan çıkarmamalıyız.
Otobüslerde, duraklarda veya sıra beklemeyi gerektiren hallerde sıramızı yaşlılara vermeye onlara öncelik tanımaya dikkat edelim.
Bir gün gelecek ve bizlerin de aynı durumda olacağımızı unutmamalıyız.
Engellilere engelsiz yardım edelim
Yalnızca İstanbul’da 462 bin kayıtlı gözüken engelli yaşıyor. Farklı farklı engel grupları var. Ancak hepsinin sıkıntısı ortaktır: Sosyal hayatta kendilerine olan güveni hissetmek ve hissettirmek. Zira kimi zaman onlara yardım etmek isteyen iyi niyetli kişiler, yanlış bir hareket, acıklı bir ses tonu veya dikkatsizlikle bilmeden kalplerini kırıyor olabilir.
Engelli vatandaşlar en büyük sıkıntıyı sokakta, özellikle de merdivenlerde, kaldırımlarda ve toplu taşıma araçlarına inip binerken yaşarlar. Mesela işitme engelli kimselerin en büyük sıkıntısı kamu kurum ve kuruluşları ve sokaklarda yaşanıyor, işaret dilini bilen tercüman sayısı yetersiz olduğu için de sıkıntı ve şikâyetlerini gerektiği gibi anlatamıyorlar. Onlara yardım etmekse hepimiz için bir görev. Peki, bu insanlara zarar vermeden, nasıl yardımcı olabileceğinizi biliyor muyuz? Her engel grubunun farklı ihtiyaçları olmaktadır. Engellilere engelli olduklarını hissettirmeden yardım etmek önemli ve bu şekilde hem kendine güven vermiş hem de yardım etmiş oluruz.
Görme engelliye duygusal sesle konuşmamak gereklidir
Uzmanlar, engelli bireylere yardım ederken gösterilecek belli hassasiyetlerin olduğunu belirterek, görme engellilere nasıl yardım edileceğini şöyle sıralıyor:
- Görme engelliye duyabileceği bir sesle kendinizi tanıtıp ismini sorun ve yardım isteyip istemediğini sorun.
- Yürürken siz onun koluna değil, o sizin kolunuza girmelidir. Zira kaldırım kenarı veya merdiveni anlaması için yarım adım gerinizden gelmelidir.
- Merdiven inerken eğer varsa tırabzandan yararlanmak isteyebilir.
- Onunla konuştuğunuzu anlaması için, kendisiyle yakın temasa geçmeniz gerekir, burada yapılacak şey o kişinin omzuna dokunmak olabilir. Aksi halde kiminle konuştuğunuzu anlamayabilir.
- Onlara çocukmuş gibi ya da farklı bir duygusal ses tonuyla davranmayın.
- Konuşurken görmek veya kör gibi kelimeleri kullanmayın anlaşılır bir dille sorunlarına yardımcı olun. ‘Sağınıza üç adım atarsanız sandalyeyi bulursunuz’ ya da ‘Bu kaldırımı üç sokak takip ederek karşıya geçin, önünüze gelen ilk sokağa girin’ diye onun anlayacağı kesin ve anlaşılır biçimde tarif ederseniz yardımcı olmuş olursunuz.
- Duraklarda hangi otobüsün geldiğini öğrenmek isteyip istemediğini sorabilirsiniz gibi açıklamalı cevaplar kullanın.
- Sizin otobüsünüz daha önce gelirse ayrılacağınızı mutlaka belirtin.
- Onunla daha önce tanımadığı bir odaya girerseniz onu odanın ortasında yalnız bırakmayın. Bir sandalye veya koltuğa kadar götürün. Onu odada bulunan tanımadığı diğer kişilerle -çocuklar dâhil tanıştırın. Eğer çevresinde kedi ya da köpek varsa söyleyin.
- Yatılı konuk olarak evinize geldiğinde ona tuvaletin, gardırobun, pencerenin, prizin ve elektrik düğmesinin yerlerini gösterin. Ayrıca lambaların açık olup olmadığını bilmek isteyebilir. Kapıları yarı açık bırakmayın.
- Yemekte et varsa, kesmekte yardım isteyip istemediğini sorabilirsiniz, yemeklerin yerini ayrıntılı olarak tarif edin.
- Merdivenin son basamağında engellinin kolundan tutmayın.
Koltuk değneği kullanan ortopedik engellilere yardım ederken şu hususlara dikkat etmek gerekiyor:
Bu durumda bir insan bizden yardım istediği zaman merdivenden çıkarken onların koltuk değneklerinden tutmayın.
- Toplu taşıma araçlarına inip binerken ise aracın hareket halinde olmaması ve bu arkadaşlar yerlerine oturana kadar araçların hareket etmemesi gerekir ki, denge sorunu olmasın.
- Bu kişiler otobüse binerken ve merdivenlerden çıkarken merdivenin son basamağına geldiklerinde kollarından tutmamak gerekir. Çünkü kollarından tutulduğu zaman dengelerini kaybedebilirler.
- Bu durumda olan bir kimse bizden yardım istediği zaman ona kendisine ne şekilde yardım edebileceğimizi sormamız gerekir.
- Tekerlekli sandalye kullanan ortopedik engelliler ise en çok, kaldırımları, basamakları inip çıkarken yardıma ihtiyaç duyarlar. Bu gibi durumlarda tekerlekli sandalyenin arkaya yatırılarak çekilmesi gerekir.