1925 yılında doğan Hadiye, 1934 yılında babası mahkeme zabıt katibi Abdulkadir Yuvakuran Beyi (1874-1934) 9 yaşında iken kaybetti. Dul annesi Bosna Pazarköy 1912-13 Balkan savaşı göçmeni Fatma Müzeyyen hanım ile beraber İstanbul Aksaray Kıztaşı Hobyar mahallesinde bahçeli iki katlı küçük ahşap evde oturdular. Alt katı kiraya verdiler.
Fatma Müzeyyen hanım (1894-1952) genç kızların vazgeçilmez ev terzisi olarak çalıştı. Elleri tek başına temizlik yapmaktan çamaşır yıkamaktan paralandı.
Ev Abdülkadir Beye babasından kalmıştı. Abdülkadir Beyin kardeşi mahkemede izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası açtı. Mahkeme uzun sürdü, Hadiye, Gazi Terbiye Türkçe edebiyat bölümünü bitirdiği yıl olan 1947'de dava sonuçlandı. Ev icrada çok ucuza, 1200 liraya satıldı. Ev ve arsa parasının yarısı Abdülkadir Beyin mirasçılarına kaldı. Kalan yarısı Abdülkadir Beyin kardeşine verildi. Abdülkadir Beyin yarım payının yarısı Fatma Müzeyyen hanıma 1/4'ü Hadiye'ye' diğer 1/4'ü Abdülkadir beyin ilk eşinden kızı Leman hanıma kaldı. Leman hanım, kocası ve üç kızı Ankara'dan İstanbul'a gelip paralarını aldılar, bu parayla üst baş elbise, eve mobilya aldılar. Dul Fatma Müzeyyen hanım ile yetim kızı Hadiye'nin evleri gitti, az bir para düştü. Daha sonra Hadiye'nin eşi İsmail Beyin katkısıyla, Kalamış Reşit Paşa Sk. 36 numarada bir ahşap bir taş küçük ev satın alındı, kira geliri olarak yıllar boyu kullanıldı, sonra müteahhite verilerek 3-küçük 55m2 daire alındı. Sonra tek tek hepsi satıldı, başka gayrimenkul alımlarında kullanıldı.
Annem Hadiye hanımın başka kardeşi yoktu, mahalle okul arkadaşları onun için kardeş kadar önemliydi. 1940 yılında ortaokul son sınıfta çekilmiş fotoğrafta, sol başta gülümseyen annem Hadiye var, ortada Sabahat teyze, en sağda Lamiya teyze.
Bu güzel genç kızlar o yıl 15 yaşındalar. Hadiye'nin ayağında eski düz topuk soluk ayakkabılar, diz altına gelen pamuklu çorap, üstünde eski soluk renkli bir entari.
Sabahat Teyze'nin ayağında sağlam siyah pabuçlar, siyah güzel bir elbise,
Lamiya Teyze de çok şık. Farklı güzel bir elbise. Ayakkabılar sağlam, parlak siyah.
Sabahat Teyze'nin babası asker, albay, Lamiya Teyze'nin babası memur.
Sonra bu üç kız ayrı yollarda devam ettiler, Sabahat fazla okumadı evlendi, kocasıyla Kadıköy’de çarşı içinde iki katlı bir evde yaşadı, oğlu alt katı kebapçı yaptı. Kocası çabuk zengin olmak isteyen yakışıklı sinema artisti görünüşlü Galip Amca zimmetine para geçirmekten uzun süre hapis yattı, hapisten çıktıktan sonra fazla yaşamadı. Sabahat Teyzenin ileriki yılları zor geçti. Hadiye 1950 yılında Isparta'da evlendiğinde geldi, Hadiye'ye düğününde yardım etti,
Sabahat Teyze annem babam yurtdışı gezisine gidince Yalova yazlık evde biz çocuklar ile beraber kaldı, Biz balık tuttuk Sabahat Teyze pişirdi. Eşli dans yapmayı, inanılmaz derecede iyi biliyordu, genç yaşlarında eşiyle Caddebostan gazinosu dans yarışmalarında alınmış birincilikleri, kupaları varmış.
Anneannem Fatma Müzeyyen hanım 1951-52 yıllarında İstanbul’da Sabahat teyzenin evinde uzun süreli misafir kalmış. Ben 1973 yılında Alpullu şeker fabrikasında çalışırken hafta sonları onların evinde kalırdım.
Eşim Dilek ve ben 1975 yılında Ankara'da evlenirken Şeker lojmanında evin düzenlenmesinde yardım etti, bize verdiği evlilik hediyesi pirinç ayakkabı çekeceği hala duruyor. Sabahat Teyzeyi de erken yaşlarda kaybettik.
Lamiya Teyze İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi, evlendi, çalışmadı, mezuniyet diplomasını mutfak duvarına astı, eşi ABD ile bağlantılı işler yaptı, gemilerde kaptan olarak çalıştı, oğlu Florya'da bir Meksika lokantası açtı, şimdi Bodrum'da bir lokanta çalıştırıyor. Lamiya teyze kocasını erken kaybetti, yaşlılık döneminde oğluna yakın Florya'da oturdu, küçük terrier köpek ile yaşadı, köpeğini kaybettikten sonra bunalıma girdi, yataktan çıkmaz oldu, Hadiye ile son yıllarda hiç yüz yüze karşılaşmadılar ama hep telefonda konuştular.
1940'ların o güzel Cumhuriyet kızları birer birer bu dünyayı terk ettiler, geleceğe ait güzel beklentileri umutları hayalleri yanlarına alıp gittiler.
Prinkipo 24-Nisan 2019