Dünya Mirası Adalar Girişimi'nin yaptığı çağrı üzerine, 21 Nisan Pazar günü Büyükada Anadolu Kulübü'nde adalı yazar, diplomat, akademisyen ve sivil toplum temsilcilerinin hazır bulunduğu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda Dünya Mirası Adalar Girişimi'nin (DMAG) geçtiğimiz haftalarda Adalar Belediyesi ile birlikte Adalar'ın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne adaylığı için yaptığı başvuruda sunulan metin üzerine bilgilendirme yapıldı. Moderatörlüğünü Alp Orçun'un yaptığı toplantıda Adalar'ın kültürel ve doğal miras değerlerinin önemi ve biricikliğiyle ilgili olarak UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi başvuru metninde geliştirilen tezlerin tüm Adalılar tarafından sahiplenilmesi ve kamuoyuna mal edilmesi için ne gibi çalışmalar yapılabileceği tartışmaya açıldı.
“Tarihi Kentsel Peyzaj olarak Prens Adaları” başlığını taşıyan başvuru dosyası şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda beklemede. Dosyanın Bakanlık tarafından imzalanıp UNESCO'ya iletilmesi halinde, Adalar UNESCO geçici listesinde yer alacak. Geçici Liste başvurusu, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne adaylık sürecinin ilk aşamasını oluşturuyor.
Başvuru dosyasının hazırlanmasına destek veren Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi, miras yönetim uzmanı Yaşagül Ekinci Danışan, toplantıda bir sunum gerçekleştirdi. Başvurunun esaslarını aktaran Danışan, üstün evrensel değer dediğimiz kavramı UNESCO nezdinde ete kemiğe büründüren 10 kriter olduğuna vurgu yaptı ve "bu kriterlerden birine sahip olmak Dünya Mirası Listesi'ne kabul için yeterli oluyor" dedi. Ekinci, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınma kriterlerinin ilk altısını ekrana yansıtarak katılımcılarla paylaştı: "1. İnsanın yaratıcı dehasının üst düzeyde temsilcisi olması. 2. Dünyanın bir kültür bölgesinde veya bir dönemde mimarlık veya teknoloji, anıtsal sanatlar, kent planlama veya peyzaj tasarımı konularında önemli gelişmelere ilişkin insani değerler alışverişi.-Adalar'ın güçlü olduğu kriter. 3. Yaşayan / yok olan kültür geleneği / uygarlığın ender rastlanan bir temsilcisi olması. -Adalar'ın güçlü olduğu bir diğer kriter. 4. İnsanlık tarihinin önemli aşamalarını gösteren yapı tipinin, mimari kültürün veya peyzajın istisnai örneği olması. –Adalar’ın iddialı olduğu kriterlerden bir diğeri. 5. Geri dönülmez bir değişimin etkisi altında hassaslaşmış olan, çevre ve insan ilişkilerini gösteren, bir kültürün ya da kültürlerin temsilcisi olan geleneksel insan yerleşimi, arazi kullanımı, deniz kullanımı. 6. İstisnai evrensel önem taşıyan sanatsal / edebi eserler, inançlar, fikirler, yaşayan gelenekler ya da olaylar ile doğrudan ilişki içerisinde olmak. Adalar 2., 3. , 4. ve 6. kriterlere uyuyor. 5. kritere de uygun olduğunu düşünüyoruz ama elbette bu konuda bakanlık uzmanları karar verecek. Dolayısıyla bize göre Adalar toplamda beş kritere uygunluk var. Beşinci kriter, aynı zamanda tehlike altındaki dünya mirası listesine düşmek için de kullanılan bir kriter, dolayısıyla çok önemli"
Toplantıda söz alan konuşmacıların dikkat çektiği hususlar özetle şöyle:
Asu Aksoy (DMA girişimi): Geçici listeye girişle birlikte uluslararası sorumluluklarımız başladı. Adalar'ın üstün evrensel değeri nedir? Biz bu değerleri koruyacak araçlara sahibiz diyoruz UNESCO'ya. Sivil toplum katılımı, kamu yönetiminin yatırımı, gerekli kanuni referanslar ve yönetim mekanizmaları var.
Korunamayacak bir şeyi sunmuyoruz, bu koruma mekanizmalarının yerleşmiş olduğu bir adaylıktan bahsediyoruz. Koruma pratiği için sivil toplumun katılımı çok önemli. Sürecin başından beri DMAG olarak paylaşarak ve süreci açarak yürütmeye çalıştık. Adalar entelektüel birikim ve gönüllü çalışma isteği bakımından müstesna bir yer. Bir ortaklık modeli söz konusu. Esnek sosyal ve entelektüel yapının taşıyıcısı Adalar Vakfı oldu. Altı kültürel, dört doğal kriter var, bunlardan birini karşılamak gerekiyor. “Dünya Mirası Listesi'ne girmenin Adalar'a faydası ne olacak? Turizm bakımından daha da mı perişan olacağız? Zaten turizmi yönetemiyoruz.” gibi sorular akla gelebilir. Alan yönetim planının hazırlanması bu bakımdan önemli; ziyaretçi yönetimi, esnafın daha iyi hizmet sunması vb. konularda bütünlüklü biçimde ve her şeyin birbiriyle bağlantısını gözeterek korumayı gerektirecek. Dünyayla bağlantı kurabilmek, Adalar'ı sıçratabilecek ve yaratıcı alanlar açabilecek bir süreç.
Halim Bulutoğlu (Adalar Vakfı Başkanı, DMA Girişimi): Bu süreç yıllar alabilecek bir süreç. Bu süreçte Vakıf, taşıyıcılık görevini üstleniyor. Sivil ayağının altının çizilmesi çok önemli. Vakfın böyle bir sorumluluğu oldu. Başvuruyu seçimlerden hemen önce yaptık. Bu süreç Adalar için yararlı bir süreç. Birçok sorumluluğu getiriyor bu süreç, yerel yönetimin ve meclisin sahip çıkması çok önemli. Vakıf taşıyıcı olmakla birlikte, sürecin sorumluluğu girişimde ve bu girişimin zaman içinde genişlemesi, katılım ve taşıyıcıların sayısının artması önemli. Yarın vakıf değil, bir başka kurum da nöbeti devralabilir." Bundan sonra belediyenin ve Adalıların süreci sahiplenmesi önemli. Belediye Meclisi’nden başlayarak bu temelde bir gündem oluşturabilmeliyiz. Meclis salonunu kullanarak, her ay belli bir temada, bu konuya odaklanarak toplantılar düzenlemeliyiz.
Derya Tolgay (DMA girişimi): Açık Radyo’da sürdürmekte olduğumuz ‘Dünya Mirası Adalar’ radyo programı, DMA girişiminin iletişim kanallarından biri olarak tasarlandı. Bu farklı bir kanal. Bugüne dek yaklaşık 100 konuk ağırladık ve bir tür envanter birikti orada. Açık Radyo bizim için çok önemli bir süreç başlattı. Adalılar, İstanbullullar, Adalar’ın diyasporası ve dinleyicilerle birlikte önemli bir bağ oluştu.
Mete Tapan: Bu toplantılara özellikle yerel yönetimin sürekli katılımı önemli. Eninde sonunda bunun savunmasını yapacak olanlar onlar.
Yalım Eralp (Emekli diplomat): Hazırlanan metin fevkalade bir metin. Şimdi National Geographic’te bir Adalar sayısının yayınlanmasının tam zamanı. Ve ben, tüm ilişkilerimi ve ama özellikle Unesco'da görev yapmış arkadaşlarımı devreye sokmaya çalışacağım.
Korhan Gümüş (Mimar, DMA girişimi): Yerel belediyenin kendine görev çıkarması gerekir. İmar planı hazırlanırken, Kent Konseyi yapılandırılırken buna göre çalışılması gerekir. Bütün bu kamusal nitelikli süreçlerin iletişim ve etkileşim üzerine kurulması gerekir. Yönetimin başarılı olabilmesi için bu metodolojinin şimdiden yapılandırılması gerekir. Adalar Müzesi çok önemli bir yapıdır ve Adalar'ın geleceği üzerinde bir enstitü gibi çalışması gereken bir yapıdır. Dünyanın her yerinde kent müzeleri bu şekilde çalışır ve bunun gerçekleşmesi için nasıl katkı sunabilirim diye kendimizi sorgulamamız gerekir.
Ali Erkurt (Mimar, DMA girişimi): Bizim kültürel miras diye konuştuğumuz şeyin ne olduğunu adada herkes biliyor mu? Öncelikle bunu sorgulamamamız gerekir. Bugünkü yerel yönetim ve STKlar tarafından ele alınarak, bu tür toplantıların, sunumların, konuşmaların sürekli olarak bir lokalde sergilendiğini ve konuşulduğunu düşünün.
Ayşe Şentürer (Mimar ve öğretim üyesi): Sunulan bu kriterlerin hemen görselleştirilmesi, içlerinin detaylandırılması ve adalı herkese aktarılması. Çok aktörlü bir süreçten söz ediyoruz. Başarılan yerlerde ne gibi çalışmalar yapılmış? Süreç nasıl geliştirilmiş?
Gündüz Vassaf (yazar): Çocuklar için kitapçık, karikatür, video filmler hazırlanması, çocuklardan başlayarak adada yaşam bilincinin, ayrıcalıklı olma bilincinin oluşturulması lazım.
Fahri Aral: Bahsedilen beş kriter, kendi başına önemli. Bunları sıralayıp, Adalar’ın bu kriterleri karşıladığını sade bir dille anlatmak bile yetecektir, “biz neymişiz” demeye.
Zülfü Dicleli: Mükemmel bir iş çıkarıldı. Şimdi önümüzde iki ayak var, belediyenin iknası ve bunların topluma mal edilmesi. Bu aynı zamanda yeni başkan için de bir çalışma programı. Mirası korumak demek yaşam kalitesinin iyileşmesi anlamına geliyor. Metin halkın, esnafın da anlayabileceği şekilde yeniden ele alınarak insanlara aktarılmalı.
Asu Aksoy: Bol fotoğraflı bir el kitabı hazırlanmalı.
Oral Çalışlar (Gazeteci, yazar): Esas uygulayıcı işin içine katılmadıkça soyut kalmaya mahkum. Bisikletçi, faytoncu, esnaf nasıl sahiplenir ve katkıda bulunabilir? Bunun yolunu bulmak gerekiyor.
Hasan Cevad Özdil: Sürecin her aşaması halka aktarılmalı, insanlar ikna edilmeli. Bu işin adaların yararına olduğu, özellikle bugünkü iktidar sahiplerine anlatılmalı.
Neşe Erdilek: Adalıların sahip çıkmasını istiyorsak adalılık bilinci üzerinde durulmalı. Kendilerini ne kadar adalı hissediyorlar? Adalılık ruhu pek gelişmemiş. Ortalama adalı insan ne kadar para kazanacağı derdinde. Turist ne kadar gelecek, dükkanın önüne kaç tane fazladan masa sandalye koyacak, Arapça müzik çalarsa kaç tane fazladan turist gelecek, buna yönelik düşünüyorlar. Okullar, öğretmenler, çocuklar öğrenmeli. Esnaf dernekleri, lokantacılar ile toplantılar yapılıp ne kazançları olacağı anlatılmalı.
Yonca Kösebay: Pozitif bir dile ihtiyaç var. Sorunlar eksiklikleri dile getirmek yerine, Adalar’ın halen sahip olmayı sürdürdüğü üstün evrensel değerlerin ne olduğu anlatılmalı, o değerlerin bir parcası olduğu öne çıkarılmalı. Anlatmaya okullardan başlamalı, gençlerden. Havuç olarak, ne kazanacağız diye bir vurgu da yapılmamalı. Çünkü bu hem doğru değil, hem de ters sonuç veriyor.
Sibel Akkaşoğlu: Biz dernek olarak bu süreci çok önemsiyoruz. Ve sürecin Adalılarla paylaşılmasına, onların sahiplenmesine yönelik etkinlikler planlamak ve bunu sizlerle işbirliği içinde yapmak istiyoruz.
Ahmet Korkut Tokman: Heybeli Kütüphane Derneği olarak, üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Yapılan çalışmaları çok değerli buluyoruz.