Bu bülten Adalar C-19 Danışma Kurulu editörlüğünde hazırlanmakta
ve adalidergisi.com tarafından desteklenmektedir.
Pandemi ülkemizde İstanbul merkezli başladı. Yaz aylarında merkez İç ve Güneydoğu Anadolu’ya kaydı. Ağustos sonundan itibaren Ankara öne çıktı. Şimdi dikkatler yeniden İstanbul’da. Son bir hafta içinde İstanbul’daki hastanelerde pandemi kaynaklı yatışlarda %20-25 artışlar olduğuna ilişkin duyumlar alıyoruz. Tatil dönemi bitti. Covid-19 şehre, İstanbul’a yeniden dönüyor. Korkulan olmasın. Mülki idare - yerel yönetim - sivil toplum, hiç değilse bu konuda el ele verelim.
İyi haftalar…
Covid-19
Adalar - İstanbul
- Adalar C-19 Danışma Kurulu haftalık toplantısını 16 Eylül Pazar günü yaptı. Toplantıda, ana gündem yine Heybeliada Sanatoryumu idi. Toplantıya Türk Toraks Derneği Başkanı Hasan Bayram ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Fuat Kalyoncu da katıldı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip ile de toplantı öncesinde konuşuldu ve Heybeliada Sanatoryumu’nun Sağlık Bakanlığı’na yeniden tahsisi için Türk Toraks Derneği – TTB öncülüğünde yürütülen çalışmalara Adalı kurum ve kişilerin nasıl destek olabileceği ele alındı. Geçen hafta da duyurduğumuz imza kampanyasına rekor katılım olduğu ve imza sayısının yüz bine doğru yaklaştığı bilgisi de paylaşıldı. Bu ilginin, güçlü bir kamuoyu desteğinin işareti olduğu ve bunun kaybedilmemesi gerektiği üzerinde duruldu.
- Danışma Kurulu’nda ayrıca İstanbul genelinde yeniden tırmanışa geçen salgına karşı Adalar’ın korunması için yapılacaklar da konuşuldu. Tatil ve sayfiye amaçlı şehirden ayrılanlarla birlikte “Covid-19 şehre, İstanbul’a yeniden dönüyor.” denildi. Bireysel önlemlerle salgının önlenmesinin mümkün olmadığı, İstanbul’la birlikte Adalar’da ilçe Hıfzıssıhha Kurulu’nun işlevli kılınması gerektiği ve başta yerel yönetim olmak üzere Adalar’daki ilgili meslek kuruluşlarıyla sivil toplumun da sürece dahil edilmesi istendi.
- İstanbul Tabip Odası (İTO), Türk Toraks Derneği İstanbul Şubesi ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından 12 Eylül Cumartesi günü Heybeliada’da basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Adalılar ve Adalı sivil toplum da destek verdi. Heybeliada sahilde buluşmanın ardından Heybeliada Sanatoryumu’na hep birlikte gidilecek ve açıklama orada yapılacaktı ama emniyet güçleri izin vermedi. Organizasyonu yapan kurum temsilcilerine ek olarak Adalılar ve Adalı sivil toplum temsilcileri, ortak çağrıyla Heybeliada Sanatoryumu’nun Sağlık Kurumu olarak kalmasını ve Diyanet’e tahsisin iptal edilmesini istediler.
- Heybeliada Sanatoryumu’nun DİB’e devri haberi, bu haftanın da en çok konuşulanıydı. Yazılı ve görsel medya, hafta boyunca konuyu gündemde tuttu. Sağlık Bakanı Koca, haftalık basın toplantısında Heybeliada Sanatoryumu’na da değindi ve "Bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum" dedi. Toraks Derneği, Diyanet’in Heybeliada Sanatoryumu açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve “Talebimiz, Heybeliada Sanatoryumunun tekrar Sağlık Bakanlığına devredilerek onarılması ve yenilenmesi, sonuçta yeniden aslına uygun bir hastane haline getirilmesidir” görüşünü açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise "Görüyorum ki bakanlık kararsız. Biz talep ediyoruz. Sağlık adına oraya yatırım yapmaya hazırız" dedi.
- Adalılar, Heybeliada Sanatoryumu Adalar’dan ve sağlığımızdan koparılmasın diye seslendi. Milliyet’ten Gökhan Kam tarafından Adalılar ve Adalı sivil toplum kurum temsilcileriyle görüşülerek yapılan haberde, Sanatoryum binalarının ihyasında Adalıların görüşlerinin dikkate alınması istendi.
- Eylülün ortası oldu, ortalık sakinledi. Ada plajlarının tam zamanı. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Birimi’nin deniz suyu ölçüm sonuçlarını duyurduğu sitede en son 8 Eylül ölçüm sonuçları yayımlanmış. Ve sonuç bugüne kadar ölçülenlerin en iyisi gibi gözüküyor. Sanki yaz başı gibi.
İstanbul
- Sağlık Bakanı Koca, İstanbul’a dikkat çekti ve “11 Eylül’de hasta sayısı geçen ayın hasta sayısının yaklaşık iki katı. Bugün filyasyon ekip sayımızı %34 artırdık.” dedi.
- İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Tükek: “İstanbul'da salgın bugün yeniden başladı, Çapa'da 530 testin 81'i pozitif. Pozitiflik oranı yüzde 15'i geçti"
- Eski Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, Anadolu’daki izlenimlerini anlattı ve ''En büyük tehlike İstanbul'da. Ankara salgını yayıyor. Göğüs hastalıkları uzmanı kalmayan hastane var. Sağlık sistemi iflas edebilir'' ifadelerini kullandı.
- İstanbul Valiliği, İl Hıfzıssıhha Kurulu’nda “Açık alanlarda yapılacak; konser, gösteri, festival vb. etkinliklere 12 Eylül itibariyle hiçbir surette müsaade edilmeyecektir” kararı alındığını açıkladı. Ayrıca, Valilik tarafından alınan kararla deniz turizmi hizmetinde faaliyet gösteren deniz turizm araçlarında düğün, nikah, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan vb. etkinliklere de izin verilmeyeceği duyuruldu. Ancak 2 gün sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı, Koronavirüs salgını nedeniyle tiyatroların kapatılması ve açık hava etkinliklerinin yasaklanmasına gelen tepkilerin ardından, açık ve kapalı mekânlarda sahnelecek tüm tiyatro, opera ve bale gösterilerinin yasak kapsamının dışına alındığını duyurdu.
- Covid-19 salgınından korunmak isteyen yazlıkçılar bu yıl tatillerini uzattı, evlerine dönmedi. Şehir merkezlerinde virüs tedbirlerine uymanın zor olduğunu söyleyen yazlıkçılar, bu yıl tüm kışı yakın sayfiye merkezlerinde geçirmeyi planlıyor.
Türkiye
- Yasaklar yerine denetim ve ceza sistemine ağırlık verilmesi gündemde: Sağlık Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı özellikle büyükşehirlerde koronavirüsle mücadele için peş peşe koordinasyon toplantıları yapıyor. İkinci dalga önlemlerinin masaya yatırıldığı toplantılarda, ilk etapta yasaklar yerine denetimlere ağırlık verilmesi, ceza sisteminin uygulanması gündeme getirildi. Cezaların tahsilinde sorun yaşanacağına ilişkin görüşler üzerine formüller geliştirildi. Büyükşehirlerde, apartman içi ve site içi görüşmelerin önlenmesi için çalışma yapılıyor.
- "Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz Haftası": TTB, Covid-19 salgınında artan vaka sayısına dikkat çekmek ve yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını anmak amacıyla tüm sağlık çalışanlarını bir hafta boyunca yapacakları eylemlere katılmaya çağırdı. Siyah kurdele takma, yürüyüş ve saygı duruşu eylemleri, 14 ve 18 Eylül tarihleri arasında yapılacak. TTB'den yapılan yazılı açıklamada, "Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatmaya devam edeceğiz” denildi.
- Aile hekimleri zorda, her 100 ASM’nin 11’inde en az bir veya daha fazla sağlık emekçisi enfekte: Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılmış olan ve 53 ilden 410 Aile Sağlığı Merkezi’nde (ASM) yürütülmüş bir anket çalışması, sağlık emekçilerinin ne kadar zor koşullarda çalıştıklarını gösteriyor. Bu çalışmaya göre; ASM’lerin yüzde 71’i kişisel koruyucu ekipmanları yetersiz bulduklarını, yüzde 82’si ise bunları kendi imkânları ile temin ettiklerini söylüyor. Aynı araştırma söz konusu ASM’lerin yüzde 81’inde sağlık çalışanlarına bu zamana kadar kontrol amaçlı PCR, yüzde 84’ünde ise kontrol amaçlı antikor testi uygulanmadığını, her 100 ASM’nin 11’inde ise bir veya daha fazla sağlık emekçisinin enfekte olduğunu ortaya koyuyor.
- Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Asemptomatik olanların sayısı vaka sayısının 10 katı. “Toplamda yaklaşık 300 bin vakamız oldu. Bir de hiçbir belirti göstermeden, asemptomatik olarak bunu geçirenler var. Sağlık Bakanlığı’nın tespitlerine göre asemptomatik olarak geçirenlerin sayısı, vaka sayısının yaklaşık on katı.” Özlü devamla “Bu virüsle yaşamayı öğrenmeliyiz. Çünkü pandemi birkaç yıl sürecek. Aşı çıkınca bu iş bitecek denilmesi de rasyonel değil. Aşılar çıksa bile bizim bu virüsle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Dünya da biz de bunu öğrenmeliyiz.” dedi.
- Diyarbakır Tabip Odası raporuna göre Diyarbakır’da bazı günler 650-700 olmak üzere ortalama 400-450 hastanın PCR testi pozitif çıkıyor. Rapora göre Mayıs'ta 95 olan enfekte sağlık çalışanı sayısı da 600 yaklaştı. Hastanelerden aldıkları verilere göre il genelinde 700'ün üzerinde hastanın kliniklerde, 135'in üzerinde hastanın ise yoğun bakım ünitelerinde yattığını kaydetti.
- Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç: ‘Hasta seçmek zorundayız’: Ankara'daki koronavirüs vakalarındaki yoğunluk artarken, Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç yoğunluk sebebiyle doktorların hasta seçmek zorunda kaldığını belirtti.
- Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitime, 21 Eylül'de halihazırda zaten açık olan okul öncesi öğrenciler ve "okulla duygusal bir bağ kurma ihtiyacında olan" birinci sınıf öğrencileriyle başlanacağını belirtti. Yapılan açıklamaya göre, birinci sınıf öğrencilerinin uyum haftası boyunca haftada bir; daha sonraki haftalarda ise haftada iki gün okula gitmeleri planlandı. Böylece sınıf mevcutlarının gruplara ayrılarak, yüz yüze eğitimde azaltılması hedefleniyor. Okul öncesinde ilk hafta bir gün 30’ar dakikalık beş, 28 Eylül-2 Ekim ve devamında, haftada iki gün, günde 30’ar dakikalık beş ders saati eğitim yapılacak. İlkokul birinci sınıf öğrencileri ilk hafta 30’ar dakikalık beş ders saati uyum eğitimi alacak. Ders saatleri arasında 10’ar dakikalık dinlenme süresi olacak. Uyum haftasından sonra haftada iki gün her biri 30’ar dakikalık beş ders saati yüz yüze eğitim yapılacak. Ders saatleri arasında 10’ar dakikalık dinlenme süresi verilecek. Uyum haftasından sonraki haftalarda yüz yüze eğitim verilecek dersler Türkçe, hayat bilgisi ve matematik.
- Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Eğitim Uzmanı Prof. Metin Pişkin: "Sadece çocuklar değil bizlerin de günlük rutinimiz bozuldu. Anne babaların evde çocukları için plan program yapmaları çok önemli. Süreç uzadıkça belirsizlik oluştu. İnsanoğlu belirsizlikten rahatsız oluyor. Önünü görememek, ne olacağını bilememek ve belirsizlik uzun sürdüğü zaman stres, kaygı, depresyon bile görülebilir. Anne babaların çocuklarına hoşgörülü davranması çok önemli.”
Dünya
- ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Müdürü Dr. Anthony Fauci: Koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan süreçte yaşam ancak gelecek yılın ortası ya da sonuna doğru normale dönebilecek. Fauci, bunun aşının gelecek yıla kadar hazır olmasına da bağlı olduğunun altını çizdi. MSNBC televizyona konuşan Fauci, "Aşıların dağıtımına başlanıp nüfusun çoğunluğuna aşı yapılıp koruma altına alınması muhtemelen 2021 yılının ortası ya da sonuna kadar gerçekleşmeyecek" dedi. Merkezi ABD'de olan Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre, dünya çapında Koronavirüs vakası 28 milyonu aştı. ABD, 6 milyon 400'den fazla tespit edilen vaka ve 193 bin can kaybıyla hâlâ dünyada salgından en fazla etkilenen ülke konumunda olmaya devam ediyor.
- Koronavirüs aşı çalışmalarına yaptığı yatırımlarla bilinen Microsoft'un kurucusu Bill Gates, 2021'in ilk çeyreğinde dört adet koronavirüs aşısının bulunmasını beklediğini söyledi. Gates, "Biraz da şansın yardımıyla gelecek yılın ilk çeyreğinde üç hatta dört aşının tescil edilmesini bekliyorum" dedi. Başkanı olduğu Bill ve Melinda Gates vakfı aracılığıyla eşi ile birlikte koronavirüs aşı çalışmalarını destekleyen Gates, "Yedi milyar insanın aşılanması için 14 milyar doz aşı üretilmesi gerekiyor. Böyle bir şey bugüne kadar hiç yapılmadı" diye konuştu. Gates, bunun yepyeni stratejiler gerektiren acil bir durum olduğunu belirtti.
- Çin Salgın Kontrol ve Önleme Merkezi’nden (CDC) bir yetkili, Çin’in geliştirdiği aşının Kasım ayında yaygın olarak kullanılmaya başlayabileceğini duyurdu.
- Koronavirüse karşı bağışıklık endişe verici derecede kısa: Amsterdam Üniversitesi Tıp Fakültesi uzmanları tarafından yapılan ve bilim dergisi Nature Medicine'da yayınlanan araştırmaya göre koronavirüse yakalanmak, hastaların bağışıklık geliştirdiği anlamına gelmiyor. Hastalık, bir yıl ya da daha kısa süre içerisinde yeniden görülebiliyor. Araştırma ekibi başkanı Lia van der Hoek Hong Kong, Hollanda ve Belçika'da tekrarlayan enflasyon vakaları ortaya çıktığında, yeniden hastalık riskinin sıfır olmadığını zaten bildiklerini vurguladı.
- İsrail ülke çapında yeniden karantina kararı alan ilk ülke oldu. Koronavirüs vaka sayılarının arttığı İsrail'de Cuma gününden itibaren 3 haftalık karantina uygulanmasına karar verildi. 27 Eylül'de başlayacak olan Yahudilerin en önemli dini bayramı Yom Kippur öncesinde alınan bu önlemler nedeniyle ibadet yerleri de kapalı olacak. Netanyahu televizyondan yayımlanan konuşmasında, "Bayramı bu şekilde kutlamaya alışkın değiliz ancak akrabalarımızla bir araya gelmemiz mümkün değil" dedi.
- Koronavirüs salgını nedeniyle okulların Mart ayı başından bu yana kapalı olduğu İtalya'da, yeni eğitim-öğretim yılı dün başladı. Salgın tedbirleri kapsamında öğrenciler için tek kişilik sıralar, mesafenin mümkün olmadığı yerlerde maske kullanımı gibi önlemler öngörülürken, okulların ilk gününde ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen haber ve görüntüler hazırlıkların büyük oranda yetersiz kaldığını gösteriyordu. Okul binaları ve sınıfların sosyal mesafeye elverişli olmadığı yerlerde kilise ve tiyatro binaları, prefabrik yapılar da sınıf olarak kullanılmaya başladı. Başkent Roma'da da bazı derslerin, antik amfitiyatro Kolezyum'a bağlı arkeolojik park alanı da dahil olmak üzere açık havada yapılması planlanıyor.
- ABD’de virüs testi pozitif çıkan çocuk sayısı 500 binin üzerine çıktı. Bu sayı, toplam vaka sayısının yaklaşık %10’unu oluşturuyor.
- Dışarıda yemek yemek virüse yakalanma riskini iki kat artırıyor: Federal hükümete bağlı Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin (CDC) araştırmasında, “SARS-CoV-2 pozitif olan yetişkinlerin bir restoranda yemek yemiş olma oranı, negatif çıkanlara kıyasla iki kat daha fazla” denildi. Araştırmacılar, Covid riskinin restoranda artmasını, yemek yemek için başkalarının bulunduğu bir ortamda maskelerin çıkarılmasına bağladı. ABD’de halktan, restoranlarda mesafeli oturmanın yanı sıra garson siparişi bırakıp gidene kadar maskelerini çıkarmamaları, yemek bittikten sonra da yeniden takmaları isteniyor.
- Koronavirüs salgını nedeniyle 'İngiltere'de alkol bağımlılığı arttı'. İngiltere'de Kraliyet Psikiyatri Üniversitesi, ülkede bağımlılıkla mücadele hizmetlerinin, alkol tüketimini artıran insan sayısıyla başa çıkmakta zorlanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Üniversitenin yaptığı bir araştırmaya göre, koronavirüs pandemisinin başlamasıyla birlikte ülkede çok fazla sayıda yetişkin alkol tüketimini artırdı. Araştırma sonucu, bu Haziran ayında 8,4 milyondan fazla insanın yüksek risk grubunda içki içtiğini tespti etti. Bu sayı Şubat ayında 4,8 milyon idi.
Covid-19 üzerine daha fazlasını günü gününe izlemek için tıklayın.
Ne var, ne yok?
Adalar
- Ulusal ve yerel basında, internet ortamında yayımlanmış ve sizin için derlenmiş Adalar haberleri için bakın. Haberler için haftalık bülteni beklemenize gerek yok. Her gün burada. (Haber akışına verdiği destek için Marjinal Porter Novelli’ye teşekkür ediyoruz.)
- Adalar’ın 1/5000’lik plana ilişkin Katılımcı Planlama Çalışmaları kapsamında İBB Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından kurulan katılım masaları bu hafta Büyükada’da. Büyükada katılım masası 15 Eylül’de açılacak ve 18 Eylül’e kadar devam edecek. Masalarda, gün boyunca Ada sakinleri ve ziyaretçiler ile görüşmeler yapılıyor ve planlama süreci ile ilgili bilgi veriliyor. Katılım masasına paralel olarak, çocuklarla etkinlikler, 65+ ev ziyaretleri, sohbetler ve birebir görüşmelerle odak grup toplantıları da var. Büyükada’da çalışma grubu toplantıları da var bu hafta. Çalışma Grubu toplantıları 18 Eylül’de Anadolu Kulübü’nde yapılacak “Yönetim ve Planlama” toplantısıyla sona erecek.
- Geride kalmış bir göç öyküsü: “enstANtane” 3 ülke ve 12 şehirde zor ve uzun bir çalışma sonrasında ortaya çıkan ve çok sağlam bir hikâyesi olan “enstANtane” belgeselinin çıkış kaynağı, İdil (Azah) doğumlu Süryani Ferit Sağ’ın Facebook’ta paylaştığı bir fotoğraf. İstanbul’da pandemi kurallarına uygun şekilde açık havada önce Kınalıada’da, sonra Burgazada, Büyükada ve Heybeliada’da izleyicisiyle buluşan “enstantane” belgeseli, ileri bir tarihe ertelenen İzmir Uluslararası Mülteci Filmleri Festivali ve daha bazı başka festivallere katılarak yoluna devam edecek.
- “Şu günlerde Büyükada'nın harika manzaralı evlerinden birinin komşuları çok mutlu.” T24’te Mehmet Yalçın yazısına böyle başlıyor: “Çünkü bütün gün evden etrafa müthiş güzellikte kokular yayılıyor, pişen meyvelerin rayihaları çiçek kokularına karışıyor, baharat kokuları hafif geniz yakarken arada bir şarap kokuları da bunlara eşlik ediyor. Adanın bütün imalatını evinin mutfağında yapan butik reçel üreticisi Eva Kent, mevsim meyvelerini Fransa'dan özel getirttiği saf bakır tencerelerde kısık ateşte pişiriyor, kimini şarap veya kaliteli bir alkolle, kimini de çiçekler ve baharatlarla çeşnilendiriyor.”
- Dirimart, çağdaş sanatın önemli isimlerinden Sarkis'in "UNTITLED" (İsimsiz) adlı sergisini 10 Eylül- 25 Ekim arasında izleyiciye sunuyor. Gravür sanatçısı Aliye Berger'in "Yangın" (1955) tablosunun vitrayı da Sarkis'in anı parçaları arasında. Büyükada'daki evinde çıkan yangında, komşuları kuş tüyü yastıklarla alevleri söndürmeye çalışırken, havaya uçuşan ve alev alan tüylere bakan Aliye Berger, "Ne müthiş" diyerek hemen bir kalem kağıt alır bu anı kaydetmeye çalışır. İşte bu tablo da Sarkis'in vitrayı olarak yer alır"
Edebiyatta ve Anılarda Adalar
Adanın Eylül ayı
Adanın meyveleri
Bizim, göle benzeyen denizimizi yelkenleri ile beyazlaştıran kayıklar, rıhtımlarımıza envai türden kavun, karpuz getiriyor. Aralarında bizim hindistancevizimiz bile var ama en güzelleri cassova kavunu. İçi altın sarısı, eti bir tutam misk ve baharatlı bal. Hemen ardından üzümler de soframızı süslemeye başlıyor. Çok farklı türler mevcut ama bir tanesi emsalsiz. Dünyanın hiçbir yerinde, burada eylül ayının karşıladığı meyvelerle yarışacak türde meyve yetiştirilememiştir ve bunların da başında çavuş üzümü gelir. Avrupa ve Amerika armut, elma ve erik ile öne çıkarken, Asya en lezzetli, krallara layık salkımlara sahip. Çavuş, saf altın renginde, erik yuvarlaklığı ve büyüklüğünde bir üzüm. Adının geçmesi bile ağzı sulandırıyor. Çavuş üzümlerinin yetiştirildiği Çamlıca çevresindeki yamaçlar da bu meyveyi seven kalabalıkların Mekke’si konumunda. Harem mensupları bile burayı ziyaret ediyor ve üzüm-ekmek ile kahvaltı ediyor. Bazen bu nazik meyve kış için de kurutulur ama genelde bu şekilde israf edilemeyecek kadar değerlidir. Salkımı çok büyük ve ağırdır. Bir çiçek demeti gibi saçtığı aromayı ve tadı takip eden arılar, yemek salonumuza kadar peşinden gelir. Bu ağız sulandıran bağbozumu, şarap presinde ezilirken bile, insana şiirsel ilhamlar veriyor.
…
Adanın bıldırcınları
Adalar bıldırcını ile ünlü. Eylülün ilk günü büyük sürüler halinde gelirler. Daha şimdiden öncüleri gelişlerini müjdeledi. Evimizin karşısındaki tepeden sabahları tüfek sesleri geliyor. Sezon tam olarak başladığında ise o kadar çok atış yapılıyor ki ağaçlıklara yakın olmak tehlike arz ediyor. Bu kuşlar Rusya’daki hububat tarlalarından Mısır’daki ılıman tarlalara doğru göç ediyorlar. Buraya gelişleri bana Batı Amerika’yı, Ohio’daki eski bölgem Licking County’deki yaban güvercinlerini anımsatıyor. Yıllarca hep aynı mevsimde gelip aynı yerlere tünemeyi alışkanlık edinmişlerdi. Geldiklerinde hava kapkara olurdu. O kadar çoklardı ki tüm ağaçları ve çitleri kaplarlardı. Buradaki bıldırcınlar o kadar çok değil, ama yine de çalılıkları dolduruyorlar. Adadaki kimi zenginler, yok edilmelerini engellemek amacı ile, arazi satın alarak koruma alanları oluşturuyorlar. Kuşlar, birkaç hafta dinlenip güç topladıktan ve bu arada binlercesi de katledildikten - çocuklar bile sopalarla öldürüyor - sonra deniz üzerinden Ayastefanos (Yeşilköy) ve Hellespont (Çanakkale) yönünde uçarak ‘Kış Güneşi Işıkları’na doğru yola çıkıyorlar. Bıldırcınların uçuşları ve sayılarının çokluğu bu yaban hayvanlarına İsrael’de kıtlık varken neler olduğu sorusunu akla getiriyor.
Samuel S. Cox, Prinkipo’da Tatlı Yaşam, Çeviri: Baki Çokneşeli, Adalı Yayınları
Göze - Kulağa - Kağıda - Mideye
Bu haftanın kitabı:
- İlk kitap Gülçin Atıcı’dan (Burgazada): “Kara Yarısı- Mahir Ünsal Eriş, Can Yayınları
- İkinci kitap, Avedis Demir’den (Kınalıada), Christina Zenginoğlu değerlendirmesiyle (Büyükada): Beyoğlu’nun En Güzel Abisi – Ahmet Ümit (Christina Zenginoğlu, henüz yayımlanmamış incelemesinde kitap için, “Beyoğlu’nun özelde Tarlabaşı’nın çürümesini, 6-7 Eylül 1955 Olayları üzerinden değerlendirdim. Roman odaklı bir bellek uğraşına girdim denebilir. Bildirimin başlığı da ‘Beyoğlu’nun En Güzel Abisi Romanında Bellekleşme ve 6-7 Eylül 1955 Olaylarının Kurulumu’ idi.” diyor ve ekliyor: “Romanda birkaç noktada 6/7 Eylül 1955 Olaylarına atıflar var. Birçok gayrimüslim karakter görüyoruz. Yazar kozmopolit bir kentin nasıl dönüştüğünü azınlıkların gidişiyle bağlantılıyor. Oradaki Fofo, oradaki Diyojen ve dedikleri hala yüzleşemediklerimiz. Bunun peşine düştüm.”
Bu haftanın müzik dinletisi Gülçin Atıcı’dan (Burgazada)
- Kalben – Kalben’in Zoom & DMC etiketiyle yayınlanan albümü
Bu haftanın filmleri ve dizisi Lara Baruh’tan (Burgazada)
FİLM:
- Üç Tanıdık Yabancı (3 Identical Strangers) - Belgesel, doğumdan sonra 3 farklı aileye verilen üçüzlerin hikayesi
- Mary and Max – Bir dostluk hikayesi
DİZİ:
- Muhteşem Bayan Maisel (The Marvelous Mrs. Maisel)
Selin Kutucular (Büyükada) her hafta yemek tariflerine devam ediyor. Afiyet olsun.
PATLICAN SALATASI
Malzemeler: 2 patlıcan, 125 ml süt, 2 tatlı kaşığı mısır nişastası, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, ½ kilo domates, 2 çorba kaşığı balzamik sirke, Yarım su bardağı rendelenmiş parmesan, 1 tutam kırmızı pul biber, 1 çay kaşığı tuz, ½ çay kaşığı karabiber
Ekmek kırıntılı karışım için; ½ su bardağı kenevir tohumu, 3 çorba kaşığı besin mayası, 3 çorba kaşığı ayçekirdeği, 1 diş ezilmiş sarımsak, ½ su bardağı ekmek kırıntısı, 1 tatlı kaşığı kekik, ½ tatlı kaşığı kırmızı pul biber, Bir tutam tuz, Bir tutam karabiber
Patlıcanları yarım cm eninde kesin. Havlu kağıt üzerine dizin. Üzerinden tuz gezdirin. Ve ara ara havlu kağıtla kurulayın. Ekmek kırıntılı karışım için; blenderda kenevir tohumunu, besin mayasını, ayçekirdeklerini, sarımsağı, ekmek kırıntısını, kekiği, kırmızı pul biberi, tuzu ve karabiberi çekin. Patlıcanları üzerinde çevirebileceğiniz bir kaba alın. Yine patlıcanları batırabileceğiniz başka bir kaba sütü ve mısır nişastasını koyarak karıştırın. Orta boy fırına dayanıklı bir kabın dibine 2 çorba kaşığı zeytinyağı koyun. Domatesleri soyun, küp doğrayın ve fırın kabına alın. Üzerine balzamik sirkeyi ilave edin, 1 çay kaşığı tuzu ve yarım çay kaşığı karabiberi ekleyin. Karışımı tüm kaba yayın. Her bir patlıcan dilimini sütlü karışıma batırın, fazla sütü süzdürün ve ekmek kırıntılı karışıma bulayın. Domateslerin üzerine kenarları biribirinin üzerine gelecek şekilde dizin. Üzerine parmesan rendesini koyun. 2-3 çorba kaşığı zeytinyağı gezdirin ve bir tutam kırmızı pul biberle lezzetlendirin. 200 derecede önceden ısıtılmış fırında önce üzeri akıllı folyo ile 30 dakika sonra üzeri açık olarak patlıcanlar iyice yumuşayıp üzeri çıtır olana kadar pişirin.
Anastasia Aslanoğlu (Burgazada) haftanın lezzetlerine, Rum mutfağından seçtikleriyle katılıyor. Yayamın Mutfağından
BEYAZ PEYNİRLİ KAPİA BİBER DOLMASI
Bu hafta da sizinle güzel bir rakı mezesi tarifi paylaşıyorum.
Malzemeler: 7 adet orta büyüklükte kapia biber, 1 kalıp sert olmayan beyaz peynir, ½ demet dereotu, ½ demet maydanoz (ben koymadım ama nane de ekleyebilirsiniz), 1 yumurta, 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber, gerekirse tuz
Yapılışı: Biberlerin tepesini kapak olacak şekilde kesin ama atmayın, içini iyice çekirdeklerinden temizleyin, biberlerin içini tuzlayın, beyaz peyniri iyice ezin, içine yumurtayı katın karıştırın, ince ince kestiğiniz dereotu ve maydanozu katın, kırmızı biberi ve gerekiyorsa tuzu ekleyin, iyice çatalla eze eze karıştırın; malzemelerin homojenleşmesini sağlayın. Bu karışımla biberlerin içini iyice doldurun, ½ parmak taşma payı bırakın, kestiğiniz tepelerini üstlerine kapatın. 180 derece ısıtılmış fırına koyun, 20-25 dakika pişmeye bırakın. Çıkardıktan sonra üstleri yanmış olabilir, isteğinize göre öyle de yiyebilir, soyabilirsiniz de.
Afiyet Olsun/ Kali Oreksi (Tarifi videodan izlemek için tıklayın)
Gülmek hakkımız
Korona günleri kasvetli günler. Henüz çıkabilmiş değiliz o havadan. Mizah en önemli ilacımız. Yüzümüzden gülümseme eksik olmasın.
Bu haftanın objektiflerine takılanlar
Bu alana her hafta bize ulaşan fotoğrafları koyuyoruz. Siz de fotoğraflayın, mümkünse nerede çekildiğini yazın ve Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine yollayın. Fotoğraflarınız haftalık olarak görüntüleneceği gibi, sonrasında da müze arşivinde saklanacak ve değerlendirilecek.