Bu bülten Adalar C-19 Danışma Kurulu editörlüğünde hazırlanmakta
ve adalidergisi.com tarafından desteklenmektedir.
Türk Tabipler Birliği, Türk Toraks Derneği başta olmak üzere pek çok uzmanlık derneği ve halk sağlığı uzmanının uyarılarına rağmen “normalleşme” kararı alındı. Üzerinden daha bir hafta geçmeden bu kararın ne kadar yanlış, sözü edilen denetim önlemlerinin ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bir hafta geçmeden, çok yüksek riskli olarak tanımlanan ve harita üzerinde kırmızı ile işaretlenen illerin sayısı 17’den 26'ya yükseldi. Açılmanın etkisinin özellikle 2 hafta sonra belirgin hale geleceği düşünüldüğünde bizi daha kötü günlerin beklediği de aşikar. Kişisel önlemlerinizi aksatmayın, siz siz olun açılmayın...
İyi haftalar…
COVID-19
Adalar - İstanbul
- Adalar Pandemi Danışma Kurulu, 49’uncu haftalık toplantısını 7 Mart Pazar günü yaptı. Toplantıya Dr. Özlen Tümer (Burgazada), Prof. Dr. Benan Müsellim (Büyükada), Dr. Avedis Demir (Kınalıada), Diş Hekimi Pınar Satıoğlu, Sevim Çavdarlı (Burgazada) ve Halim Bulutoğlu (Büyükada) katıldı. “Kontrollü normalleşme”, sonrası Adalar’da hemen tüm işletmeler açıldı. Havaların iyi gittiği günlerde, yaz başı kalabalığı vardı. Adalar Pandemi Danışma Kurulu, vaka sayısının hızla yükseldiği bugünlerde, kalabalıklardan ve kapalı mekanlardan uzak durulmasını öneriyor, Adalar içi özdenetime işaret ediyor.
- Diyanet, Heybeliada Sanatoryumu’nda ısrarcı: Diyanet İşleri Başkanlığı, tahsisin iptali istemiyle açılan davaya sunduğu dilekçede, sanatoryumun ‘din görevlilerine mesleki bilginin verilmesi, geliştirilmesi, Kuran eğitimi ve gençlik faaliyetlerinin karşılanması’ amacıyla kullanılacağını belirtti. İptal davası, Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası, İstanbul Barosu, Türk Toraks Derneği ve İstanbul Tabip Odası tarafından açılmış, Adalar Vakfı ve Adakademi Vakfı da davaya müdahil olarak katılmıştı.
- Adalar Pandemi Danışma Kurulu koordinasyonunda düzenlenen online söyleşide geçen hafta, Adalar’ın yaz döneminin en önemli sorunlarından sivrisinek ve Adalar’a da musallat olan yeni türler ve bugünlerde yoğunlaşan mücadele konuşuldu. Sohbetin konuğu, İBB Sağlık Dairesi Başkanı Uzman Dr. Önder Eryiğit idi. Söyleşi dizisinin 14 Mart Pazar günü yapılacak canlı yayın konuğu Şehir Hatları Aş Genel Müdürü Sinem Dedetaş, söyleşinin başlığı “Şehir Hatları ile Adalar’ın Deniz Ulaşımı”...
İstanbul
- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı: Kafeler, lokantalar böyle dolar taşarsa nisan ayında üçüncü dalgayı görürüz. Bu şekilde devam edersek maalesef yine kötü günler bizi bekliyor". Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, son birkaç gündür hastanelere başvuru sayısında artış olduğunu belirterek, “Kafeler, lokantalar böyle dolar taşarsa Nisan ayında üçüncü dalgayı görürüz. Nişantaşı’nda kafe ve kapalı mekânların dolup taştığını gördüm. Trafik her yerde kilitlenmiş durumda. İnsanlar bunaldı ancak dikkatli olmalıyız. Bu şekilde devam edersek maalesef yine kötü günler bizi bekliyor” dedi.
- Pandemi hastanelerinin kapanan servislerinin tek tek açıldığı iddia edildi... Dr. Dağlı uyardı: “Aşının etkili olmadığı bir mutant virüs yayılmış olabilir.” Vakaların arttığı gerekçesiyle normalleşme adımları için henüz erken olduğu yorumunu yapan Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, vatandaşlara dikkatli olmaları uyarısında bulundu.
- Vaka sayılarında artış yaşanan İstanbul'da "kısıtlamasız" ilk cumartesi hareketli geçti. Kent genelinde yer yer etkili olan yağışın etkisiyle trafikte yoğunluk oluşurken, yürüyüş yapmak için sahil kesimine gelen vatandaşlar da kapalı mekanları doldurdu. İstanbul artık kırmızı kategoride. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı son verilere göre; İstanbul'da haftalık COVID-19 vaka sayısı her 100 bin kişide 111,57 oldu. İstanbul böylece turuncu kategoriden kırmızı kategoriye çıktı.
- İstanbul salgında 'çok yüksek riskli' iller arasına girdi mi, 'risk haritası' ne zaman güncellenecek? T24'ün ulaştığı Bilim Kurulu Üyesi Dr. Pınar Okyay, Sağlık Bakanlığı'nın risk haritasının kriterlerini açıklamadığını, değerlendirmenin yalnızca yeni vaka sayısına bağlı olmaması gerektiğini düşündüğü söyledi. Değişimin en azından yapılan test sayısı ve test pozitiflikleri ile birlikte değerlendirmenin önemli olduğunu belirten Okyay, "Değişimle ilgili 14. günü beklemek de doğru olacaktır" dedi.
- İstanbul esnafı pandemiden nasıl etkileniyor, 'kontrollü normalleşme' sorunları çözecek mi? Meslek temsilcileri, pandemi ile birlikte ekonomik zorlukları daha da artan esnafın toparlanmasının yıllar alabileceğini söylüyor.
Türkiye
- Normalleşmede yeni kontrol: Sarı ilde kırmızı bölge. Kademeli normalleşmede ilk veriler korkuturken daha sıkı önlemler gündemde. Kentin geneli sarı bile olsa riskli cadde, mahalle, sokak ve parklar için kırmızı kurallar uygulanabilecek. Koronavirüsle mücadelede ‘kademeli normalleşme’nin ardından uzmanların ‘dalgalı normalleşme’ dedikleri uygulamalar gündemde. Bu kapsamda önlemler gelişmelere göre değişebilecek. Kent sorumluları kendi bölgelerini korumak adına lokal kararlar alabilecek. Hafta sonu 14 günlük harita çıkınca buna göre yeniden değerlendirme yapılacak. Bu aşamadan sonra valiler, ilin risk haritası sarı bile olsa, şehirde yoğunluk ve risk yarattığı saptanan bölgeler için kırmızı kuralları uygulayabilecek. İşlek bir cadde, mahalle veya parka yönelik yeni kısıtlamalar getirilebilecek. Yeni yasaklar, HES kodu şartı veya daha sıkı denetimler olabilecek.
- Riskli iller sayısı 48’e çıktı, TTB uyardı: “1-2 hafta sonra bu sayının artacağını göreceğiz.” Sağlık Bakanlığı’nın “Kontrollü normalleşme” kapsamında açıkladığı “mavi-sarı-turuncu-kırmızı” haritasındaki çok yüksek ve yüksek riskli il sayısı 39’dan 48’e yükseldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, yüksek ve çok yüksek riskli illerin Türkiye genelinin yarısından fazlası olduğuna dikkat çekerek “Bu demektir ki pandemide biz yüksek riskli durumdayız. Bu durumun üzerinde kontrollü normalleşmenin etkisi olduğunu henüz görmüyoruz. Okulların açılmasıyla 1-2 hafta sonra yüksek ve çok yüksek riskli illerin artacağını göreceğiz" dedi.
- Türk Toraks Derneği: “Karar alma süreçleri, veri paylaşımı açık ve net olmalıdır. Açılma ve kapanma için önceden bilinen kriterlerimiz olmalıdır. Normalleşme adımlarının sadece ekonomik kaygılarla değil, esasen bilimsel bilgiye dayalı yapılması gerekir. Eğer daha önce defalarca önerdiğimiz gibi 2-4 haftalık bir kapanma gerçekleştirip hızla aşılama yapsaydık, vakalar azalacak, yavaş yavaş okullardan başlayarak tüm açılmayı gerçekleştirebilecektik. Umarız, Kasım-Aralık aylarında olduğu gibi yeni bir patlama yaşamayız. Toplum sağlığı için her zaman çözümden yanayız.” Prof. Dr. Oya İtil’in açıklamalarının tamamı burada.
- TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’dan pandeminin birinci yıl değerlendirmesi: “Pandemi öncesindeki döneme dönmek diye bir kavram yok, ne kadar çabalasak da, SARS-CoV-2 virüsü artık hayatımızda ve belki mevsimsel bir nitelik kazanacak. Bakanlığın açıkladığı risk haritasını yetersiz buluyorum. Bu haritanın hangi ölçütlere göre hazırlandığı açıklanmalı. İllerdeki renk farklılıklarının kaynakları belli değil. Test sayıları düşürüldü. Oysa il bazında günde bin kişi başına en az 2 test yapılması sağlanmalı. Günde 180 bin ve üzerinde test yapılsa, ben bugünlerde 15 binin üzerinde doğrulanmış olgu saptanabileceğini öngörüyorum. Yeni endişe verici varyantların etkisi ile önümüzdeki haftalarda ağır hasta ve ölüm sayılarında da maalesef yeniden artış öngörülebilir. Bilim insanlarının, sağlık çalışanlarının ve TTB’nin talepleri dikkate alınsaydı, pandeminin hem olgular, hem de ölümler açısından yükü daha az olurdu. Türkiye pandemiye yönelik stratejisinde başarılı olamadı. Türkiye’deki şu anki sorun aşı karşıtlığı ya da aşı tereddüdü değil, yeterli aşı olmaması ve aşıya erişim sorunu.”
- Türkiye'de birinci ve ikinci doz aşı olanların toplam sayısı 10 milyonu geçti. Bakanlığın "https://COVID19asi.saglik.gov.tr" adresinde yer alan aşılama sayılarına göre, birinci doz aşı uygulanan kişi sayısı 7 milyon 570 bin 595 oldu. İkinci doz aşıyı yaptıran 2 milyon 442 bin 353 kişiyle toplam aşılanan kişi sayısı 10 milyon 12 bin 948'e ulaştı. Birinci ve ikinci doz aşılananların toplam sayısı, İstanbul'da 1 milyon 589 bin 160, Ankara'da 823 bin 160, İzmir'de ise 669 bin 449 oldu.
- Hacettepe Üniversitesi, CoronaVac'ın etkinlik oranının yüzde 83,5 olduğunu açıkladı. Hacettepe Üniversitesi, Türkiye'de uygulanan ve Çin'de Sinovac şirketi tarafından üretilen CoronaVac aşısının Faz-3 sonuçlarını duyurdu. Aşının etkinlik oranının yüzde 83,5; hastaneye yatışı engelleme oranının da yüzde 100 olduğu belirtildi. Ayrıca çalışmalara katılan kişilerde ölüm olmadığı bildirildi.
- Uzmanlardan "Sinovac" araştırması: Brezilya mutasyonuna etki etmeyebilir ama hastalığın şiddetini azaltabilir. Yapılan bir araştırmaya göre; Sinovac aşısı, Brezilya mutasyonuna karşı yeterli antikor oluşturamayabilir.
- HaberTürk yazarı Sarıkaya: Biontech aşısı geldiğinde o an sırada kim varsa ona yapılacak şekilde planlanma yapılmış.
- Uşak, bulunduğu bölgede nasıl düşük riskli tek il oldu? İç Ege bölgesindeki illerden biri olan Uşak, aylardır azalmayan yüksek vaka sayılarını hızla indirerek ülkenin batısındaki tek 'mavi' bölge oldu. Kimine göre bunun sebebi şehrin çoğunun bağışıklık kazanması, kimine göre çok kayıp verince salgının ciddiye alınması. Haritadaki yerlerinin bile bilinmediğinden yakınan Uşaklılar, sosyal medyada "Koronavirüs de nerede olduğumuzu bilmediğinden bizi bulamamış" yorumunu yaptı.
- Milli Eğitim Bakanı Selçuk: Okullar 2 Temmuz'a kadar açık, ara tatil yok. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yüz yüz eğitimde ilk ve ortaokullarda yüzde 80'in üzerinde katılım olduğunu açıkladı. Selçuk, "Öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok" dedi.
- Eğitim Sen, yüz yüze eğitim sürecinde okullarda görülen vakaları açıkladı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, yüz yüze eğitime başlanmasının ardından 25 öğretmenin COVID-19 testinin pozitif çıktığını açıkladı. Sendika, "Eğitim emekçilerinin iki doz aşısı tamamlanmadan okulların açılmış olması MEB’in kamusal sorumluluğu yerine getiremediğinin bir göstergesidir" dedi.
- İşten çıkarma yasağı ve nakdi destek 2 ay uzatıldı. Türkiye'de pandemi döneminde iş yerlerinin eleman çıkarmalarını yasaklayan geçici maddenin süresi ile nakdi ücret desteği iki ay uzatıldı.
- Salgın neden en çok kadınları vurdu? Salgın en çok kadınlarda iş ve gelir kaybına neden oldu. Kadınları bakım-hizmet sarmalına hapsetti. DW Türkçe, dünyada ve Türkiye’de pandeminin cinsiyet eşitsizliğini nasıl derinleştirdiğini veriler ve uzman görüşleriyle inceledi.
- Cezaevlerinde COVID-19: Mahpuslar nasıl etkilendi? Sivil toplum kuruluşlarına göre COVID-19 nedeniyle başlayan yasaklar, mahpusları tecrit koşullarına mahkum etti. Hasta mahpusların tedavileri aksıyor. Sürecin şeffaf bir şekilde yönetilip yönetilmediği ise tartışmalı… DW Türkçe'ye konuşan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Berivan Korkut, "Şu an hapishanelerde insanlar tutuldukları koğuşlara kapatılmış durumdalar ve bunun yarattığı çok ciddi bir psikolojik baskı var. Zaten şu an var olan açlık grevlerinin nedenlerinden biri de bu" diyor.
Türkiye Özel
Türk Toraks Derneği, “Halk İçin Söyleşileri”ni sürdürüyor. Bu haftanın önemli söyleşileri burada:
- Yoğun Bakım servislerimiz pandemiye hazırlıklı mıydı? Kapasitelerini nasıl genişlettiler? Sağlık ekibi hangi sorunları yaşadı? Hasta yakınlarıyla nasıl iletişim kurdular? - Doç. Dr. Özlem Ediboğlu
Dünya
- DSÖ: Kadınlar, COVID-19 ile mücadelede ön saflarda yer alıyor. Dünya çapında sağlık sektöründe yer alan her 10 kişiden 7'sinin kadın olduğunu kaydeden Kluge, Avrupa kıtasında görev yapan hemşirelerin yüzde 84'ünün ve doktorların yüzde 53'ünün kadın olduğunu bildirdi.
- Almanya’da kademeli gevşemeler yürürlükte. Almanya’da salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamaların kademeli olarak gevşetilmesine devam ediliyor. Bugünden itibaren ev ziyaretleri ve alışverişlerde uygulanan kısıtlamalarda bazı esnetmelere gidildi.
- ABD’de aşı olanlara maske muafiyeti. ABD’de aşılananların sayısının 60 milyona yaklaşması nedeniyle bazı kısıtlamalar esnetiliyor. Yeni uygulamalara göre, aşı olanlar için sosyal mesafe ve maske zorunluluğu kalkıyor.
- Koronavirüs aşı pazarı 100 milyar dolara koşuyor. Aralarında Pfizer/BioNTech, Moderna, Astrazeneca-Oxford, Sinovac, Johnson & Johnson ve Gamaleya Enstitüsü gibi üreticilerin olduğu ilaç şirketlerinin 2021 yılında iddialı satış ve üretim planları var. The Guardian, şirket açıklamalarından ve kamuya açıklanmış anlaşmalardan derlediği analizde hangi şirketin ne kadar kazanacağını ve borsaya açıksa hisselerinin son bir yılda nasıl değiştiğini aktardı.
- Biden: Mayıs sonuna kadar her Amerikalıya yetecek kadar aşımız olacak. Trump döneminde salgına karşı yeterli önlem alınmadığını söyleyen Biden, "COVID-19 konusunda bize miras kalan dağınıklığı toparlama yolunda ilerleme kaydediyoruz" dedi.
- İsrail'in aşı apartheid’ı. COVID varyantları, İsrail'in Filistinlilerin sağlığından "sorumlu olmadığı" yalanını dikkate almayacak. Vatandaşları ve ülkede yaşayanları aşılamada dünya çapında saygın bir şekilde ilk sıradayken, İsrail kendi yönetimi altında yaşadıkları halde yaklaşık 4,5 milyon Filistinliyi aşıladığı nüfusa dahil etmiyor. Amira Hass yazdı.
- Önce Birleşik Krallık, sonra Japonya: Ülkeler neden yalnızlık bakanlığı kuruyor, hangi stratejileri izliyor?
- COVID-19 Kuşağı: “Salgın benim gibi gençleri politize etti. Topluluğumuz ülkede COVID-19'dan en kötü etkilenen alanlardan birinin kalbinde yer alıyor ve bizim için çok zor oldu. Pandemi bende Yorkshire'ın özerkliği için mücadele etme isteği bile yarattı… Eğitimimizde kayıpları, sınav fiyaskosunu, üniversitelerdeki kaotik durumu (aile bütçesi ve akıl sağlığı üzerindeki etkisiyle birlikte) yaşadık ve şimdi, önümüzde daha birçok belirsizlik var. Geleceğimizin ta kendisi tehlikede.” Qais Hussain yazdı.
- Cevdet Acu yazdı: Eşitsizlik virüsü. “Dünyanın neresinde olursa olsun ne zaman sosyo-ekonomik bir kriz ortaya çıksa, anında siyasal iktidarlar ve muhtelif uluslararası kuruluşlar, "Hepimiz aynı gemideyiz" klişesini kullanmaya başlar. Üstte belirtilen tüm örnekleri göz önünde bulundurarak ifade etmek gerekirse; "Hepimiz aynı gemideyiz" demek, amiyane bir tabirle kel birine 'saçların çok güzel olmuş' demekle aynı rasyonaliteye sahiptir. Pandemiyle birlikte bir elin parmağını geçmeyecek zenginlerin servetlerine servet kattığı, yoksulların ise derinleşen yoksulluk sürecine girdiği bir süreçte yaşananlar, dünyanın ahlaki çöküş eşiğinde olduğunu göstermektedir.”
- Araştırma: Pandemi kısıtlamaları iklimi etkilemeyecek. Yeni bir araştırmada, pandeminin uzun dönemli olarak iklim değişikliği üzerindeki etkileri ele alındı. Araştırmanın sonuçları, pandemi kısıtlamalarının etkisinin sanıldığı kadar büyük olmayacağını ortaya koyuyor.
COVID-19 üzerine daha fazlasını günü gününe izlemek için tıklayın.
Ne var, ne yok?
Adalar
- Ulusal ve yerel basında, internet ortamında yayımlanmış ve sizin için derlenmiş Adalar haberleri için bakın. Haberler için haftalık bülteni beklemenize gerek yok. Her gün burada. (Haber akışına verdiği destek için Marjinal Porter Novelli’ye teşekkür ediyoruz.)
- 2 bin deprem konteynerinden 505’i kullanılabilir durumda: Günümüzde bakım ve onarımları ilçe belediyelerini bırakılan bu konteynerlerle ilgili olarak Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, bazı ilçelerde gönüllü olarak çalışan, konteynerlerin bakımlarını üstlenen mahalle afet gönüllüleri olduğuna dikkat çekerek, "Arama kurtarma, ilk yardımla ilgili mahallelerde afet konteynerlerinin olması lazım. Ama bu konteynerlerle ilgilenecek, bakacak gönüllülerin organize edilmesi ve desteklenmesi lazım" dedi.
- Nazım Hikmet Adalar Kampı Çevrimiçi buluşması: Toplum Gönüllüleri Vakfı, Adalar Vakfı ve Gündüz Vassaf’ın katkılarıyla bu yıl altıncı kez düzenlenen ve pandemi nedeniyle çevrimiçi yapılan kampa, Ankara, Gaziantep, Manisa, Kayseri, Kocaeli, İstanbul, Diyarbakır, Hatay, Konya, Mardin, Bursa, Van, İzmir, Mersin, Erzincan, Balıkesir, Antalya, Muş illerinden 24 genç katıldı. 4-7 Mart tarihleri arasında gerçekleşen 12 oturumda edebiyat alanında Sibel Oral, pandemi sürecinde eve bakışı, evin edebiyatta nasıl bir yer tuttuğunu; Mehmet Hikmet üzerine yazmakta olduğu kitabını; Burcu Aktaş, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın 102 yıl önce yayımlanmış, ‘Hakka Sığındık’ romanının İspanyol Nezlesi'nin dünyayı kırıp geçirdiği yılların günümüz İstanbul’unda izlerini; Haluk Oral, son kitabı ‘Nâzım Hikmet’in Yolculuğu’nda şairin izlerini arayışının öyküsünü; İnan İzci, eve kapanış sürecinde gençlerin yaşadıkları şehirlerde kent hakkı ve aktif yerel yurttaşlık anlayışıyla kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarına dönük çalışmalarını, Kuzey Ormanlar Savunması, küresel iklim değişikliği karşısında farkındalık yaratmayı ve yaşamı dönüştürme etkinliklerini kampçılarla paylaştılar.
- Murat Meriç yazdı: “1957 yılında bütün dünyayı etkisi altına alan rock’n’roll rüzgârı, Türkiye’de Heybeliada’dan doğru esmiş. Sebebi, Deniz Harp Okulu bünyesinde müzik yapan ekip.” Meriç devam ediyor: “İşin enteresan tarafı, bu müziği memlekete getirenler, askerler. Türkiye’de kurulan ilk rock’n’roll topluluğu, Deniz Harp Okulu bünyesinde kurulan orkestra -ki onları daha ziyade Somer Soyata ve Arkadaşları olarak tanıyoruz. Sebebi, yasaklar.” Bu ilginç yazının tamamı burada.
Edebiyatta ve Anılarda Adalar
Ölümünün 77’inci yılında Hüseyin Rahmi Gürpınar anısına
8 Mart, Heybeliadalı ünlü romancımız Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ölüm yıldönümüydü. Ömrünü yazarak geçirmiş, Türk edebiyatına çokça katkısı olan Hüseyin Rahmi Gürpınar 8 Mart 1944'te Heybeliada'daki evinde zatürreden dolayı hayatını kaybetmişti. Saygıyla anıyor, Adalar Vakfı tarafından 2001 yılında yayınlanan “Kuyruklu Yıldız Altında Bir Ev” başlıklı kitapta, Çelik Gülersoy’un sunuş yazısına yer veriyoruz:
“Okumuş herkesin bildiği gibi, Hüseyin Rahmi Bey, İstanbul’a en çok yer veren bir yazar olmuştu.
Ama bu şehrin semtlerinin ve yapılarının, anlatımından çok, insanların çok çeşitli, zengin ve renkli tipleri, onun daha fazla ilgisini çekmişti.
Bu şeçiminde, son demlerini yaşayan taht şehrinin bir özelliğinin rol oynadığını görmek gerekir; Osmanlı İstanbulu, önce gerileme, sonra çöküntü devirlerinin sonuna gelmiş, yaşam çerçeveleri, bu temel, sosyal ve ekonomik sebeple, birer harabeye dönme aşamasına ulaşmıştı: Romancımızın devrinde artık bütün irili-ufaklı konular, “tapon ve demode” sayılan, “modası geçmiş” dekorlar halindedir, ne yazık ki. Onların yerini alacak yeni bir dünya da, o zaman henüz kurulamamış haldedir.
O durumda yazarımızın ilgisini, insanlar çekmiştir. Varsıl-yoksul, okumuş-cahil, erdemli-boşboğaz, çok renkli, çok çeşitli insan unsuru, çevresini çok iyi incelemiş ve anlamış olan, anlatım yeteneği de yüksek bu ilginç yazarın, başlıca malzemesini oluşturmuştur. Onun eserlerinde bu değişik tipler, bir çağlayan gibi akar.
Hepsinin genel karakterine bakılınca, ince bir mizaha sahip olan yazarın, herkesi, eleştirel yanı ağır basan bir anlatımla yansıttığı, fark edilir.
Hayat tecrübeleri ve gözlemlerinin sürüklediği bu bakış açısı ile, İstanbul’un her kesiminden ve tabakadan halkı, epeyce sevimli, çok renkli, ama biraz da nemelazımcı, biraz eyyamcı, biraz yüze gülücü... gözükür.
Yazarımız, bu gözleminde, ölümünden sonra da, haksız çıkmadı.
Son 3 on yılını geçirdiği evi, devletine ve halkına devredildikten sonra, birbir peşine talihsiz aşamalarla soyulup harabe haline gelirken, herkes, yazarın tıpkı “Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç” romanında anlattığı gibi, Halley’in çarpmasından kendi nefsini koruyabilmek üzere, kapısını kapatmayı, yeğledi. Onun sevgili piyanosu, avizeleri, işlemeli koltuk ve kanepeleri... birer birer götürülürken, kimseler “ne olduğunu” sormadı.
Soyguncular, anlamadıkları için, sadece kitaplarını bıraktılar.
Adaların aydın kaymakamı ve eşi ile, lisenin erdemli öğretmenleri, bu harabeye girdiklerinde, ele gelir başlıca miras olarak, kitapları ve fotoğrafları buldular.
Sayın Kültür Bakanı’nın, Büyükada Kültür Evi’mize önce işi başlatmak, sonra tesisi açmak üzere iki kez gelişleri, Hüseyin Rahmi Bey için de mutlu bir vesile oldu. Onun ilgisi ve yardımları ile, bu eşsiz yazarın aziz hatırasına, bir saygı eseri gösterilebildi. Evi onarıldı, üç-beş eşyası temizlendi. Kitaplarını yeni dolaplarına yerleştirerek kurtarabildik. “Keşke, önceki olanlar da, Halley Yıldızı Hikayesi’ndeki gibi olmasaydı” demek, temelsiz bir dilek olur.
Halley’in uzaktaki turu ne kadar fiziksel ve gerçek ise, yer küresinin bu noktasındaki insanların ruh dünyası da, aynı derecede, psiko-sosyal bir gerçektir de, ondan.
Çelik Gülersoy, “Kuyruklu Yıldız Altında Bir Ev”, Adalar Vakfı yayınları, 2001
Gazete Arşivlerinde Adalar
Adalar Tarifesi İndirildi. Bilet ücretleri yüzde onaltıya kadar ucuzlatıldı.
Altı ayda bir toplanan Liman Tarife Komisyonu ikinci altı aylık toplantısını yapmıştır.
Komisyon bu toplantıda, Akay İdaresi tarafından hazırlanan tenzilatlı Adalar tarifesini tetkik ve kabul etmiştir.
Buna göre, Köprüden, Büyükada ve Heybeliye gidip gelme biletlerde yüzde yirmi ve Köprüden Burgaz ve Kınalıadaya gidip gelme biletlerde birinci mevkide yüzde on beş buçuk, ikinci mevkide yüzde on azaltma yapılmıştır. Bu suretle, Büyükada ve Heybeliye gidip gelme fiyatları birinci mevkide 37,5 kuruştan 30 kuruşa, ikinci mevkide 27,5 kuruştan 22 kuruşa indirilmiş olmaktadır.
Köprüden Burgaz ve Kınalıadalara birinci mevki ücreti 32,5 kuruştan 27 kuruşa, ikinci mevki ücreti de 22,5 kuruştan 20 kuruşa indirilmiştir.
Kış mevsiminde Adalarda oturanların ve gidip gelenlerin az olduğunu göz önünde bulunduran Akay idaresi ve Adaları Güzelleştirme Cemiyeti yaptıkları müşterek temaslarla bu tenzilata karar vermişlerdir. Bu tarife ile Adaların yaz ve kış için rağbet edilir birer sayfiye haline geleceği kuvvetle umulmaktadır.
Tan, 16 Ağustos 1935 Cuma
Göze - Kulağa - Kağıda - Mideye
Bu haftanın kitabı “Halide Edib Biyografisine Sığmayan Kadın” – Gözden geçirilmiş yeni basım, Yapı Kredi Yayınları
- İpek Çalışlar’ın “Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın” kitabının gözden geçirilmiş yeni baskısı Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. Eserin yeni baskısında, yeni bilgiler, belgeler de yer alıyor: Kitapla ilgili ayrıntılı yazı bu haftanın Serbestiyet sitesinde: “Halide, Burgazada’daki büyük bahçeli ve çok güzel manzaralı evini Beyoğlu’ndaki Lion Mağazası sahiplerine satarak toplu bir para almıştı. Çocuklar Robert Kolej’de okuyorlardı. Okul idaresi Zeki ile Ayet’i yatılı olarak kabul etmişti. 15 Mart günü evde heyecan fırtınası esiyordu. Çocukların ikisi de giyinmiş, hazırlanmış, eşyalarını topluyorlardı. Hasan Zeki’nin biraz canı sıkkındı. Terzi, ilk kez giyeceği uzun pantolonu yetiştirememiş, o da, ‘Bu bebek kıyafetiyle gidemem’ diye tutturmuştu.”
Selin Kutucular (Büyükada) her hafta yemek tariflerine devam ediyor. Afiyet olsun.
Zeytinyağlı Bakla
1 kg bakla, 1 orta boy kuru soğan, 1-2 demet taze soğan, 2 çay bardağı zeytinyağı, 1 demet dereotu, 2 tatlı kaşığı tuz, 6 tatlı kaşığı toz şeker, 1 limon suyu, 1 çorba kaşığı dolusu un
Baklaları iyice yıkayın ve ayıklayın. Limonlu ve unlu suya koyun. Kuru soğanı küçük küpler halinde doğrayın. Taze soğanları yeşillikleriyle beraber ince doğrayın. Soğanları bir kaba alın, içine tuzu koyun ve ovun. Tencereye zeytinyağını koyun, ısınınca soğanları ilave edin. Şekeri de ekleyin. 5 dakika pişirdikten sonra baklaları suyunu çok süzdürmeden tencerenin içine alın. Soğanlarla karıştırın. Üzerine çıkacak kadar su koyun, üzerine bir tabağı kapak yapın, tencerenin kapağını kapatarak orta ateşte pişirin. Dereotu ve yoğurtla servis edin.
Anastasia Aslanoğlu (Burgazada) haftanın lezzetlerine, Rum mutfağından seçtikleriyle katılıyor. Yayamın Mutfağından
Rum usulü Bomba yahni fasulye / Gigandes (Rakı sofrasının olmazsa olmazlarından)
Malzemeler: 2 su bardağı bomba fasulye (iri boy kuru fasulye), 3 büyük soğan yahni usulü kesilecek, 1 dolu çorba kaşığı salça, seviyorsanız eğer biraz da acı biber salçası, 10-15 adet top karabiber, tuz, 1 avuç kekik., 150-200 ml (bir su bardağı kadar) zeytinyağı.
Fasulyeleri geceden ıslatın. Kaynatın ama tam pişirmeyin, kaynadıktan sonra suyunda bırakın, kabukları ayrılmışsa temizleyin. Soğanları zeytinyağının bir kısmıyla -ama önce su ile acılığını alın- bir güzel kavurun, soğanlar pembeleşince salçayı ve acı biber salçasını ekleyin. Top karabiberleri katın ve salça pişinceye kadar karıştırın. Fasulyeleri süzün, soğan ve salçaya katın, tuzu, zeytinyağını, 2,5 su bardağı sıcak suyu ekleyin ve pişmeye bırakın. Tamamen yumuşamasın fasulyeler, çünkü daha fırına da girecek.
Fasulyeler gerekli kıvama gelince fırına girebilen bir kaba alın, üstünü kekikle kaplayın, fırına verin. Aşağı yukarı 15-20 dakika sonra, üstü jelatin ile kaplanmış gibi olunca çıkarın.
Sıcak servis edin.
Afiyet olsun. Kali Oreksi. (Tarifi videoda izlemek için.)
Gülmek hakkımız
Korona günleri kasvetli günler. Mizah en önemli ilacımız, yüzümüzden gülümseme eksik olmasın.
Bu haftanın objektiflerine takılanlar
Bu alana her hafta bize ulaşan fotoğrafları koyuyoruz. Siz de fotoğraflayın, mümkünse nerede çekildiğini yazın ve Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine yollayın. Fotoğraflarınız haftalık olarak görüntüleneceği gibi, sonrasında da müze arşivinde saklanacak ve değerlendirilecek.
Bu bültenin kapak fotoğrafı Hakan Satıoğlu'ndan... Galerimiz de Nilgün Refiğ Pala, Ayten Sele ve Berrin Erkurt'un fotoğraflarından oluştu.